8 Kasım 2020 Pazar

Yeşil Ekonomi ve Yönetimi (3)


 Klasik işletme faaliyetlerinin geçen 50 yılda giderek artan bir şekilde çevre bozulmasını tetiklediği belirgin bir şekilde gözleniyor.

Çevre üzerindeki bu olumsuz bozulma biyolojik çeşitlilik kaybının artmasına, su kıtlığına, arazi küçülmesine ve tabii kaynakların sürdürülemezliğine zemin hazırladı.

Geride kalan on yıllar boyunca ekonomik büyüme ve gelişmeye yönelik yaklaşımlar artık sosyal, ekonomik, çevresel ve istihdam perspektifleri açısından yetersiz bulunuyor.

Aşırı tabii kaynak kullanımına yol açan bu yaklaşımın çevresel olarak uzun zamanda sürdürülemez olduğu, dolayısıyla uygun iş ve gelir arayan toplum kesimlerinin geniş bir kısmının isteklerini karşılamada yetersiz kaldığı görülüyor.

Bu durum iş düzeninin devamı, iş piyasaları ve kişisel refahın her ikisi için olumsuz sonuçlara yol açacak bir noktaya yönelmiş olduğu görülüyor.

Son on yılların dünya gündemi iklim değişikliği ve karmaşık çevre sorunlarına çözüm bulmak üzerine odaklanıyor.

Beklenmedik felaketler, ani sel baskınları, birkaç aylık yağışın birkaç saat ya da bir günde düşmesi; aşırı sıcaklıklar, deniz suyu yükselmesi, biyolojik çeşitliliğin ve tabii sermayenin azalması ve diğer tabii afetler insan ve diğer canlıların bulunduğumuz yüzyılda karşı karşıya kalması muhtemel olan felaketler olarak gözleniyor...

İnsan faktörü ve mevcut klasik ekonomi modeli bu tahribatın önde gelen baş müsebbibi olarak gösteriliyor...

Şimdi gezegenimizin içinde bulunduğu duruma bakıldığında, tabii dengenin bozulmaya yüz tuttuğu görülüyor.

Halihazırda değişen iklimin taşkınlara, kuraklığa, sıcaklık dalgalanmalarına, orman yangınlarına ve diğer tabii felaketlere ortam hazırladığı yönünde görüşler belirtiliyor.

Taşkın felaketleri birçok ülkede ekonomik zarar ve insan kayıplarına neden oluyor.

Kuraklık ve taşkınlar sonucu dünyanın bazı bölgelerinde tarım ürünlerinde kayıplara yol açması insanoğlunu endişelendiriyor.

Hal böyle olunca konu üzerinde durulmasını, tahlil edilmesini ve ciddiyetle ele alınmasını gerektiriyor!

Bugün yerkürenin karşı karşıya kaldığı iklim değişikliği ve çevre kirliliği insan faaliyetlerinin ve davranışlarının, ekonomik faaliyetlerin yönetim ve işletilmesinde yeni bir arayış ve yeni bir usulü gündeme getirmiş bulunuyor.

Mevcut ekonomik faaliyetlerin canlılar adına hayati olumsuzluklara ortam hazırlaması ve tabii sermayeye telafisi mümkün olmayacak ölçüde yükler getirmiş olmasının bir neticesi olarak, canlılığı ve hayatı temsil etmesi nedeniyle yeşil kavramı gündeme gelmiş.

Bu nedenle geleceğin üretim ve yönetim anlayışı yeşil kavramı üzerine odaklanıyor. Şartlar bu kavramı maksadına matuf olarak her ferdin, her kurumun, her üreticinin ve her yöneticinin benimsemesi ve insan faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası olarak görülmesini gerektiriyor.