28 Aralık 2021 Salı

Su muhasebesi (Yeşil Ekonomi 62)

 


Bir çok ülke artan su darlığıyla karşılaşıyor, bu nedenle uluslararası bir çerçevede tanınan ve kabul edilen net bir terminoloji kullanarak su kaynaklarını standart bir bağlamda tanımlamanın bir ihtiyaç olduğuna işaret ediliyor.

Su muhasebesi; su kaynakları ile ilgili bilgi iletişim süreci ve aynı zamanda bir coğrafi alandaki tüketim kullanımından üretilen hizmetleri kapsıyor.

Su muhasebesi su arzı, talebi, erişilebilirliği ve kullanımındaki mevcut durum ve eğilimlerin sistematik olarak incelenmesi şeklinde açıklanıyor... Su muhasebesi sağlam su yönetim kararlarının temelini sağlıyor. Suyun kaçak tabiatını göz önüne alınca su yönetiminin büyük bir zorluk olarak görüldüğü bu nedenle 'bilmediğiniz işi yönetemezsiniz' deniyor

Özellikle tarımda suyun kullanım miktarını belirlemenin zor iş olduğu, tarım sektörünün küresel olarak suyun yüzde yetmişini çekmesi büyük önem arz ediyor.

Arazi ve su kaynaklarının darlığını göz önüne alarak gıda üretimini artırmaya yönelik küresel stratejiler birim kaynak başına üretimi artırmaya yönelik çabalara odaklanmayı gerektirmektedir.

Su muhasebesiyle ilgili hizmetler bir nehir havzası, bir ülke veya bir arazi kullanım sınıfı gibi bir coğrafi alandaki tüketim kullanımından, politikacılara, su otoriterlerine ve yöneticilere, kullanıcılara kadar su kaynaklarıyla ilgili üretilen bilgi ve hizmetlerin haberleşme sürecini kapsıyor. Bu nedenle su muhasebesine ihtiyaç duyuluyor.

Ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği sağlayacak olan uygun miktar ve kaliteli su kıtlığı 21. yüzyılın en baskıcı küresel konularından biri olarak görülüyor.

Artan su darlığı ile karşılaşan birçok ülkeyle net bir terminoloji kullanarak standart bir bağlamda uluslararası su kaynaklarını tanımlamaya, tanınan ve kabul edilen bir çerçeveye acil ihtiyaç olduğuna dair bir iddia var.

Ancak dünyanın çoğu kesimlerinde faal olan su kaynağı değerlendirme ve raporlama sistemlerinin bebeklik çağında bulunduğu belirtiliyor.

Bu eksikliği gidermeyi ele alarak tutarlı açık kaynak verisine dayalı, düzenli kaliteli, standart kullanarak, doğrulanabilir veri kazanım metodolojileri; farklı sektörler içerisinde yöneticiler ve politika yapıcılar için anlaşılabilir formatlar ve standart terimlerde raporların bu hususta yararlı olacağı düşünülüyor.

Politika ve yönetimle konuyu ele alacak yüksek kaliteli bilgiye erişimin kritik öneme sahip olduğu görülüyor.

Yatırım ve yönetimi geliştirecek en önemli hususlardan biri suyu etkin bir şekilde yönetecek bir anlayışla veri oluşturmak ve bir bölgenin performansını diğeri ile doğru olarak kıyaslamak hedefleniyor.

Su muhasebesi nehir havzalarındaki su tüketiminden sonuçlanan hizmetleri ve yönetilen su akışlarını, arazi kullanımıyla hidrolojik süreçleri entegre etmekte. Su muhasebesi bütün su kullanıcıları için adil ve şeffaf su yönetimini ve bir sürdürülebilirlik dengesini başarma gayesini güdüyor.

Kullanıcılar belli sürecin değerlendirmelerini ve en iyi tahminleri temsil eden açık erişim kaynaklardan toplanmış varsayılan veriyi değiştirecek daha doğru veri setlerini sağlayabilecek.

Bilinen kalite standartlarıyla standart bir veri toplama sistemi ve net terminoloji kullanarak standart bir bağlamda su kaynaklarını tanımlamaya ihtiyacı olduğu üzerinde duruluyor.

Hedef bütün su kullanıcıları için adil ve şeffaf su yönetişimi ve sürdürülebilir bir su dengesini başarmak doğrultusunda çaba göstermeyi kapsıyor.

27 Aralık 2021 Pazartesi

Yeşil ekonomiye yönelik gelişme tedbiri (Yeşil Ekonomi 61)

 

Suyun elverişli miktarının temini ve kalitesinin yeterli seviyede olması ekosistemlerin oluşturulması ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmasıyla ilgili.

Su kıtlığı, aşırı su bolluğu ve kalitesi açısından ekosistemleri yönetmek, yatırım yapmak  su güvenliği açısından önem arz ediyor.

Su-bağlantılı ekosistemlerde yatırımın hızlanması su altyapısı ve su yönetiminde yeşil bir ekonomiye geçişi hızlandıracağı bekleniyor.

Yeşil yatırım senaryoları altında teklifleri modelleyerek küresel su kullanımının sürdürülebilir sınırlar içinde tutulabileceği ve böylece su açısından Binyıl Gelişme Hedeflerinin de başarılabileceği umuluyor.

Küresel su temin problemlerini çözmek ağırlıklı olarak geliştirilecek tarımsal su kullanım modellerine bağlı görülüyor.

Konuyla ilgili kaynaklar ülkelerde nehir havzalarının su depolama kapasiteleri, yapılan altyapıların durumu ve su temin performansı ve sanitasyon sektörü üzerine güvenilir veri eksikliğine işaret ediyor.

Nehir havzalarının ıslah ve genişletme çalışmaları neticesinde yağmur ve kar sularının daha fazla oranda tutulmasına yardımcı olacak.

Yine bu ıslah çalışmaları ve baraj bölgelerinde suyu tutacak gerekli teknik çalışmaların yapılması yağan yağmur ve kar sularının azami ölçüde tutulmasına ortam hazırlamış olacak.

Özellikle kar ve yağmur düşüşlerinin fazla olduğu bölgelerin tespit edilerek çalışmaların bu kapsamda yapılması durumunda faydalılık oranı artmış olacak.

Yağış düşüşlerinden mümkün olan azami bir ölçüde faydalanmak için gerekli altyapıların ve tedbirlerin alınması su tasarrufu, suyun tutulması açısından büyük önem arz etmektedir.

Dünya su kaynaklarına erişim ağırlıklı olarak su hayat devresinin tabiatına bağlı görülüyor.

Kesif bir su miktarı arzın yüzeyine ulaştığında atmosfere geri dönmeden önce çok azı yaklaşık %40’ı yolunu derelerde, nehirlerde, yer altı suyunda, sulak alanlarda, göller ve rezervlerde buluyor.

İnsani amaçla kaynaklardan çekilen suyun yaklaşık olarak:

%70’i tarım ürünlerinin üretimi için kullanılıyor,

%20’si (enerji üretimi dâhil) sanayi tarafından kullanılıyor

%10’u doğrudan insan tüketiminde kullanılıyor.

Sulanan arazi dünya gıda ihtiyacının % 40’ını üretiyor ve nüfuslar büyüdükçe bu suyun önemli oranının şehir, ticari ve sanayi kullanımlarına transfer edilme ihtiyacını ortaya çıkarıyor.

Gelişmekte olan ülkelerde su yönetimi ve yatırımı tipik olarak yoksulluğu azaltmaya yönelik ve ekonomik gelişmeye imkân tanıyacak şekilde hazırlanıyor.

Gelişmiş ülkeler öncelikle altyapıyı sürdürülebilir olmaya ve makul maliyette suya erişimi sağlamaya yöneliyor.

Başta gıda üretimi olmak üzere bütün üretim dallarının farklı oranlarda suya olan ihtiyacı konunun ne denli hayati olduğunu gösteriyor. 

16 Aralık 2021 Perşembe

Su yetersizliği (Yeşil Ekonomi 60)

 

Yeşil bir ekonomiye geçişte ihtiyaç duyulan hususlar; kötü performansı en iyi performansa dönüştürmek, girdi kaynaklarının sürdürülebilir bir karışımına doğru değişimi, teknolojik verimlilikleri geliştirmek ve suyu daha yüksek değerli kullanımlara yeniden tahsis etmek şeklinde sıralanıyor.

Su yetersizliği konusunda sıkıntıların aşılmasında karşılaşılan engelin yeterli finansman temininin olduğu belirtiliyor. 

Problemin üstesinden gelinmesinde gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin arasındaki farkın yeterli finansa sahip olmaktan ileri geliyor. 

Bir diğer önemli husus ise entegre su havza yönetiminin su sıkıntısını gidermede kritik rol oynayacağı düşünülüyor.

Su yönetiminde entegre bir sistem oluşturmak, suyu bileşik kaplar misali bir kaynaktan diğerine aktarmak şekliyle faydalılık oranını artırmak problemin çözümünde çare olarak görülüyor.

Bu durum ise gerek su havzaları ve gerekse yerleşim alanları açısından köklü değişim ve dönüşümlerin uygulamaya alınmasını gerektirecek.

Yağış rejimlerinin düzensizliği ve birkaç aylık yağışın birkaç günde düşmesi, bu hususta radikal değişimlerin yapılmasını gerektiriyor…

Su, diğer tabii kaynaklardan oldukça farklı bir faydalılık özelliğine sahip.

Suyun yönetim alanında disiplinler ve topluluklar arasında işbirliğini gerektiren temel bir problemin var olduğu üzerinde duruluyor.

Tatlı su yetersizliği dünyanın çoğu kısımlarında hâlihazırda kendisini ağır bir şekilde göstermeye başlamış.

Muhtemel su yetersizlikleri çoğu ekonomik faaliyetlerin büyümesini engelleyebileceği gibi, gıda güvenliği için de ciddi sonuçları olacak bir senaryo olarak görülüyor.

Su kıtlığına ilaveten tarım alanlarının azalması da aynı şekilde gıda güvenliği için ciddi etkileri olacak bir senaryo olarak görülüyor.

Araştırmalar ve çalışmalar dikkate alındığında su stresinin giderek yükseleceği endişesi var.

Devam eden mevcut uygulamaların suyun çekilmesi açısından küresel arz ve talep arasında sürdürülemez olduğu ve kitlesel bir açığa yol açacağı yönünde tahminler yapılıyor.

Su ve sanitasyon hizmetlerini sağlamada yetersizliklerin varlığı kayda değer sosyal maliyetler ve ekonomik yetersizlikleri üretiyor.

İnsanlar su erişimine sahip olamadıkları zaman, büyük miktardaki gelirleriyle satıcılardan su satın almak için harcama yapmak mecburiyetinde kalacaklar.

Aynı zamanda bazı bölgelerde kadın ve çocuklar zamanlarının büyük kısmını su taşımaya hasretmekteler, bu durum özellikle Afrika’da daha yaygın bulunuyor.

Sanitasyon hizmetleri elverişsiz olduğu durumlar nedeniyle, su kaynaklı hastalıklar maliyeti yükseltiyor.

Bir başka sıkıntı ise sonraki kullanımlara imkân tanıyacak atık suyu toplama ve işleme tesislerinin yetersiz bulunması...