30 Ocak 2023 Pazartesi

Çevre ve İklim konusunu ilmi araştırmanın önemi (Yeşil Ekonomi 84)

 

Bozulan çevre, azalmakta olan ve kirlenen tabii kaynaklar, iklim değişikliği, küresel ısınma ve kuraklık gibi olumsuz gelişmeler insan oğlunu bu kötü gidişattan çıkış ve iyileştirme hedefiyle yeni arayışlara yönlendirmiş bulunuyor.

Başta insan sağlığı ve hayatı olmak üzere bütün canlıları olumsuz yönde etkilemeye başlayan çevrenin ve iklim değişiklikleri olumsuzluklarının üstesinden gelmek hedefiyle ülkeler, ilgili kurum ve organizasyonlar kapsamlı bir çalışmanın içine girmiş bulunuyor.

Çevrede meydana gelen olumsuz gelişmeleri bertaraf etmek için geride kalan on yılı aşkın bir süre içinde birçok devlet yönetimi yeşil ekonomi kavramını stratejik bir kavram olarak öne çıkmaya başladı.

Yeşil ekonomi kavramı öncelikle çevre ve ekonomi arasında kesişme üzerine odaklanıyor.

Bir ekonomi ve işletme faaliyetinde hedefler belirlenirken ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlara eşit ağırlık vermeyi sağlayacak büyümeyi yeniden yönetmeye yol açacak olan yeşil bir ekonomiye doğru geçiş kaçınılmaz görülüyor...  

Kapsayıcı bir yeşil ekonomi eşitsizliği kötüleştiren, israfı teşvik eden, kaynak darlığını tetikleyen ve çevre ve insan sağlığına tehdit oluşturan hakim ekonomik modele alternatif olarak gösteriliyor. Ülkeler ekonomilerini sürdürülebilirliğin itici gücüne dönüştürerek şehirleşme ve kaynak daralmasından iklim değişikliği ve ekonomik istikrarsızlığa kadar 21. yüzyılın zorlukluklarını üstlenip çare üretmeye hazırlanıyor.  

Bu çerçevede Birleşmiş Milletler Çevre Programı, 2008 yılında Yeşil Ekonomi İnsiyatifini başlatmış.

Çevre yatırımlarını destekleyecek, politik iradeyi motive edecek ülke seviyesinde tasarlanmış destek ve küresel araştırma programı yeşil ekonominin önemli bir unsurunu oluşturuyor.

Bir çok hükumet ve hükumetler arası organizasyonlar için Yeşil Ekonomi kavramı stratejik bir öncelik olarak gündemde yerini alıyor.

Yeşil ekonomiyle sürdürülebilirlik tesis edilerek, kaynak darlığından iklim değişikliği ve ekonomik istikrarsızlığa kadar yirmi birinci yüzyılın büyük zorluklarını aşmak amaçlanıyor.

Kapsayıcı bir yeşil ekonomi insan refahını geliştirmeyi ve sosyal adaleti inşa etmeyi, çevre risklerini ve darlıklarını azaltmayı öngörüyor.

Giderek azalan ve kirlenen çevre ve tabii kaynaklar insan hayatını tehlikeye atacak olumsuzlukları beraberinde getiriyor.

Özellikle su ve toprak kaynaklarının azalması ve kirlenmesi ve bu olumsuz durumun devam etmesi açlık, yokluk, yoksulluk gibi kritik sıkıntıların oluşmasına ortam hazırlıyor.

Kapsayıcı bir yeşil ekonomi adaletsizliği kötüleştiren, israfı teşvik eden, kaynak kıtlığını tetikleyen ve insan sağılığına ve çevreye yaygın tehditler üreten bugünün hakim ekonomi modeline alternatif olmayı amaçlıyor.

Bu doğrultuda iklim konusu önem taşıyor. Kurulacak araştırma enstitüleriyle iklim ve çevre bilimi kapsamlı bir şekilde ele alınarak üzerinde ilmi çalışmalar yapmayı gerektiriyor. Böylece kuraklık ve bozulan yağış düzeninin nedenlerini araştırma ve çözüm üretme yoluna gidilebilir.

Aynı zamanda sıfır emisyon ve sıfır atık hedeflerini gerçekleştirmek mümkün olabilir. Münferit ve toplum eğitimi ve çevre hassasiyetinin ve çevre hakkı konusunun işlenmesi bu hususta önem taşıyor.