12 Ocak 2021 Salı

Sıfır emisyonlu araçlar (Yeşil Ekonomi 49)

 


 

Otomotiv sektörünün hedefinde küresel olarak sıfır emisyonlu araçları üretmek yer alıyor.

Bu doğrultuda en başta gelen çalışmalardan biri elektrikli ve hibrid araçlara ilaveten hidrojen yakıtlı araçlar üzerinde de çalışmalar yoğunlaşıyor.

Hidrojen enerjisinin 2,5 trilyon dolarlık iş ve 30 milyondan fazla insana istihdam üretecek potansiyele sahip olduğu bekleniyor 2050 yılına kadar.

Yine 2050 yılına kadar hidrojen enerjisinin toplam tüketilen enerjinin beşte birini karşılayacağı tahmin ediliyor.

Yine beklentilere göre, 2030 yılına kadar 10 – 15 milyon adet binek araç ve 500,000 adet kamyon hidrojen enerjisiyle çalışıyor olacak...

Dünya Bankasının açıklamasına göre, dünya nüfusu 2050 yılında 10 milyarı bulacak. Mevcut işletme sistemi ile ulaşımdan ileri gelen emisyon oranı %33 olacak ve araç sayısı iki katına çıkarak 2030 yılına kadar iki milyarı bulacak.

Bu durum aynı zamanda yol güvenliği için tehdit oluşturacağı tahmin ediliyor... Her yıl yol kazaları yaklaşık 1,3 milyon insanın hayatına mal olurken, 50 milyon insanın da yaralanmasına sebep oluyor dünya çapında.

Dünya Bankasına göre, yol güvenlik eksikliği aynı zamanda ülkelerin milli gelirinin %5’ine karşılık geliyor, bunların çoğu fakir olanları kapsıyor. Bu nedenle ulaşımda yeni bir döneme girebilmenin zarureti üzerinde duruluyor. (DB)http://www.worldbank.org/en/news/feature/2016/05/05/transforming-the-worlds-mobility---its-time-for-action

Dünya Sağlık Teşkilatına göre, alkol alma ve sürüş gibi önemli risklerde ve emniyet kemeri kullanma, motorsiklet kaskı ve çocuk koltuğu; yaya kaldırımı, özel bisiklet ve motorsiklet şeridi; elektronik denge kontrolü ve gelişmiş frenleme, çarpışma sonrası gelişmiş bakım, gelişmiş araç standartları gibi hususlarda ilerlemenin sağlanacağı yerlerin daha iyi mevzuata sahip olmasıyla mümkün olacağı bekleniyor.

Geleceğin şehir ulaşım sistemi zaman ve kaynakların tasarrufunu sağlayacak özel araba, nakliye, otobüs, demiryolu, yaya ve bisiklet trafiği ile bağlantılı bir ağ içinde örülmüş olan bir ulaşım tablosu oluşturmayı hedefliyor.

Avrupa Otomobil Üreticileri Derneği (ACEA) geleceğin ulaşım sektörünün emisyon azaltılmasını maksimize etmeyi gündemine almış.

Sektörle ilgili bütün paydaşların eşit olarak sorumluluk alması ve sürdürülebilir şehirler için entegre bir yaklaşımla ulaşımın daha iyi düzenleme ile teşvik edilmesi hedefleniyor.

Aynı zamanda bağlantı devrimiyle trafik akışını muhafaza etmek, yoğunluğunu önlemek, araçların birbiriyle ve altyapı ile irtibat halinde olmasını sağlayarak daha iyi park ve trafik güveliği yönetimi ile kaynak ve zaman tasarrufu sağlamak hedefleniyor.

Sürücüler, yolcular, eşyalar, araçlar ve diğer kaynaklardan bilgi toplamak ve yönetmek, bunu vatandaşlara, şirketlere ve ulaşım operatörlerine sağlamak amacıyla çalışmalar yapılıyor.

Yeşil taşımacılık hedefiyle sadece sera gazı emisyonlarını, hava kirliliğini, gürültü ve uzayın tükenişini azaltmak değil, aynı zamanda yoksulluğu azaltmak ve ekonomik büyümeyi desteklemek de bu kapsamda düşünülüyor.





9 Ocak 2021 Cumartesi

Otomotivde dijitalleşme ve otomasyon (Yeşil Ekonomi 48)

 


 

Yeşil taşımacılık ‘sürdürülebilir taşımacılığı’ hedefliyor.

Dünyanın içinde bulunduğu şartlar otomotiv sektörünü çevre dostu olan yeni bir modele ve çevre üzerine olumsuz bir etki bırakmayan yeşil taşımacılık pratiğine yönlendiriyor.

Sürdürülebilir düşük karbonlu yakıtlar, elektrik ve hidrojen enerjisiyle çalışan yüksek etkinlikli, temiz araçların kullanım oranının artırılması yönünde çalışmalar her geçen gün hız kazanıyor.

Bu amaçla temiz ve verimli araçlar; düşük karbonlu ve sıfır emisyon yakıtlı araçlar yanında, 21. yüzyıl taşımacılık sisteminde toplu taşıma kullanımının artırılması hedefleniyor.

Ancak tren, otobüs, yürüyüş ve bisiklet kullanımı teşvik edilirken, araç sefer sayısının azaltılması öngörülüyor.

Sürdürülebilir kelimesi toplumun uzun dönem ve kalıcı geçimini destekleyen faaliyetleri kapsıyor. “Yeşil büyüme” ve ulaşım kavramı sürdürülebilir ekonomik faaliyet, azalan çevresel etki ve yüksek kaliteli işlerde sürdürülen büyüme dâhil sürdürülebilir ulaşıma esas olan birkaç farklı fikri bünyesinde harmanlıyor…

Mevcut taşımacılıkla ilgili birçok meselenin varlığı sadece çevresel zararlara sebep olmakla kalmadığı gibi, aynı zamanda kötü arazi kullanım uygulamalarına, ekonomik problemleri, kaynak tedarik problemleri, sağlık problemlerinin birçoğunu bünyesinde barındırıyor.

Mevcut taşımacılık sektörünün yapısı fosil yakıt türlerine dayalı olduğu için çevreyi büyük oranda kirleten ve karbondioksit emisyon oranı yüksek olan sektörlerin başında geliyor.

Yeşil taşımacılık modeli çevreyi olumsuz etkilerden koruyan temiz bir taşıma modelinin uygulamaya alınmasını hedefleniyor.

İklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle sektörde süregelen araştırma, geliştirme çabaları doğrultusunda otomotiv sanayi mevcut durumdan çok farklı bir yapıya doğru yönelmiş bulunuyor.

Sektör bir taraftan yeşillenirken, bir yandan da dijitalleşme ve otomasyon konusunda çalışmalarını sürdürüyor.

İnternet erişimli araçlar önemini artırıyor.

Telefonlar akıllı olurken, motorlu araçların da akıllı olması yolunda önemli adımlar atılıyor.

Yollardaki araçların tehlike ikazı uygulamalarıyla, trafik bilgi servisleriyle, artan bir şekilde aktif güvenlik özellikleriyle donatılması yönünde çalışmalar yapılıyor.

Dijitalleşmenin uygulamaya alınması ve yaygınlaşmasıyla araç kullanımı gelecekte parmakların ucunda seyredecek…


5 Ocak 2021 Salı

Ekonomilerin lokomotifi (Yeşil Ekonomi 47)

 

Taşımacılık sektörü sürdürülebilir kalkınmayı başarmak ve iklim değişikliği ile mücadele yolundaki çabaların bir parçası olarak önemli görülüyor.

Trafik yoğunluğu ve hava kirliliği yaşam kalitesini, ekonomik gelişme ve şehirlerin refahını engellemesi nedeniyle, artık sektörün mevcut üretim sistemiyle yürümeyeceği kanaati hâsıl olmuş.

Sektör dünya çapında yeşil kavram ile uyumlu süratli ve kapsamlı değişimi gerektiren bir kulvarın içine girmiş bulunuyor. Bu nedenle ulaşım sektörü hızlı bir değişim içinde bulunuyor.

Sürekli konuyla ilgili geleceğe yönelik araştırma ve çalışmalar yaparak, geleceğin mobilize araçları hakkında hedefler belirleyerek, sektörün gelecekte bu çerçevede nasıl olacağı hususunda planlar yapılıyor.

Bu bağlamda olması gerekenin ise, sıfır emisyonlu araçların geliştirilip giderek artan bir sayıda uygulamaya alınması için otomotiv sektöründeki firmaların öncelik verdiği çalışmaları teşkil ediyor.

Arabalar için altyapının genişletilmesi pahalı ve sınırlı, bu nedenle sürdürülebilir taşıma modlarının elverişli yapılması ve bu modlar için doğru teşvikler oluşturulması öneriliyor.

Doğru ulaşım modlarına yapılacak yatırımlar sürdürülebilir büyümeyi beslemiş olacak. Toplu taşıma sistemlerine yatırım ve motorize olmayan ulaşım modları şehirlerde yaşam kalitesini iyileştirecek ve böylece ekonomik cazibesini artıracak.

Hedefte herkes için temiz, güvenli, güvenilir, erişilebilir bir ulaşım sistemini oluşturmak var.

Bu nedenle sektörde rol model olan ülkeler büyük bir değişim ve dönüşüm hareketi ve yarışı içindeler.

Diğer sektörler gibi otomotiv sektörü sadece küresel ekonomiyi şekillendirmekle kalmıyor, aynı zamanda milyarlarca insanın yaşantısında önemli bir yer tutuyor…

Günümüzdeki çeşitlilik ve yüksek teknolojik seviyesine ulaşan otomotiv sektörü dünyada milyonlarca insana iş imkânı sağlıyor.

Yüksek teknolojik özellikleriyle bulundukları ülkenin ekonomisinde lokomotif ve sürükleyici bir görev üstleniyor.

Ülkemizde de otomotiv sektörü üretim, iç pazar, ihracat ve genel ihracat içerisindeki payı ile lider konumunu sürdürüyor.

Taşımacılığın sera gazı emisyonlarını en büyük besleyici konumunda bulunması nedeniyle, sektördeki dönüşüm hava kirliliğini azaltması yanında sürdürülebilir çevre için öncelikli hedef olarak ele alınıyor.

Geleneksel taşımacılık sisteminin çevre üzerindeki olumsuz etki oranı büyük, bu nedenle taşımacılık sistemini yeşil teknolojiye dönüştürmek insan ve çevre sağlığı yönünden büyük önem arz ediyor.


2 Ocak 2021 Cumartesi

YEŞİL TAŞIMACILIK (Yeşil Ekonomi 46)

 


Ekonominin önde gelen sektörlerden biri de otomotiv sektörü. Sektör gerek küresel ve gerekse ülkeler bazında ekonomilerin lokomotifi konumunda bulunuyor. 

Taşımacılık sektörü yatırım, istihdam, üretim, iç ve dış ticaret açısından ülkelerin ekonomilerine önemli oranda katma değer sağlayan bir sektör.

Tekerleğin uygulamaya alınmasıyla zaman içinde ulaşım araçları gelişerek çeşitlendi. 

Geçtiğimiz yüzyılda araba kültürü bütün dünyaya yayıldı. 

İlk toplu taşıma araçları karada atlı arabalar, denizde ise irili ufaklı deniz taşıma araçlarıydı. 

Ulaşımın ortak formları uçaklar, trenler, otomobiller, bisiklet ve motosiklet gibi iki tekerli vasıtalardan oluşuyor. 

Kara ulaşımında otomotiv sanayi çok değişik evrelerden geçerek günümüzdeki gelişmiş seviyesine ulaştı. Sektörde değişim devam ediyor.

Ancak mevcut ulaşım sistemleri küresel ısınma, çevre bozulması, sağlığa olan zararlı etkileri (fiziki, duygusal, zihni ve ruhsal), sera gazı emisyonları gibi bir seri problemleri bünyesinde barındırıyor. 

Bu doğrultuda otomotiv sanayinde bugünün üretim teknolojileri gelecek yıllarda küresel şartların bir gereği olarak yerini çok farklı bir üretim teknolojisine doğru dönüşüm safhasında bulunuyor. 

Sektörün geldiği bu durum sürdürülemez olan fosil yakıtlı motorlu taşımacılığın sona doğru geldiğini gösteriyor.