18 Mart 2017 Cumartesi

Amerika'nın katliama dönüşen yanlışlıkları


 

Amerika’nın Halep’te namaz esnasında bir camiyi bombalaması yaptığı ilk insan katliamı değil.

Amerika ve işbirlikçi ülkeleri sistemli bir şekilde Müslüman katliamı yapıyor. Amerika’nın akıl almaz bahanelerle Irak’ı işgalinin arkasında yatan gerekçe neydi?

Sözde El kaide terör örgütüydü, sözde bu ülkeyi özgürleştirmek, demokrasi getirmekti.

Aradan 14 yıl geçti bunların hiçbiri yerine gelmedi.

Bu zaman zarfında Irak parçalanma noktasına geldiği gibi bu ülke artık yaşanmaz hale döndü.

Amerika’nın ve koalisyon güçlerinin yaptığı katliamlar, bu ülkeyi terör yuvasına dönüştürmekten başka bir gaye taşımadığı başlangıcından belliydi.

Amerika’nın gayesi İslam coğrafyasını kan gölüne dönüştürmek, Müslüman katliamı yapmak olduğu artık göz ardı edilemez bir noktaya ulaşmıştır.

Bir yerde Amerika varsa orada ne huzur ve ne de can güvenliği olacağı zihinlerde yer etmiştir.

Amerika Suriye’de yaptığı katliamları sözde terörü önleme bahanesiyle Afganistan’da yapmadı mı?

Nice katliamlara, en temel insan hakları ihlallerine yol açmadı mı, girdiği ülkelerde…

Bugün İslam dünyası kan ağlıyorsa bunun arkasında Amerika var, bunun arkasında Birleşmiş Milletler var...

Gerek Ortadoğu’da ve gerekse Afrika ülkelerinde en temel insan hakları ihlalleri işleniyorsa bu uygulamaların arkasında Amerika ve işbirlikçileri var.

Bu katliamların arkasında sözde insan hakları kuruluşları var, uluslararası hukuk ihlalleri var, uluslararası ceza mahkemesinin çalışamaz durma getirilişi var.

Bu katliamların arkasında yeryüzünde ne kadar terör örgütü varsa bu örgütler var.

Bu örgütleri de el altından kurmasallaştıran yine Amerika ve işbirlikçileri var.

Bu örgütleri besleyen ve her türlü desteği veren yine bunlar.

FETÖ’sü, PKK’sı, PYD’si, YPG’si, DEAŞ’ı, Taliban’ı, El Şebab’ı, Boko haram’ı ve bunların yanında irili ufaklı ne kadar terör örgütü varsa hepsinin ağababası Amerika ve işbirlikçi devletleridir.
Yoksa üç beş kişi bir araya gelecek de bir devlete karşı savaş açacak, nereden geliyor bunların her türlü teçhizatı, mühimmatı, lojistiği?

Amerika’nın ve işbirlikçilerinin arkasında bu terör örgütleri olduğu gibi İslam ülkelerinin bir kısmında bulunan temsil ettikleri ülkelerin bağımsızlık ve güveni sağlayamayacak yönetim şekilleri de var.

Millet iradesinin temsil edilmediği, gücünü bulunduğu ülkenin vatandaşlarından almayan yönetimler her zaman için yıkılmaya, iç karışıklıklara mahkûm olmaya mecbur kalmaktadır. İşte bunun en bariz örneği Irak, Suriye, Mısır, Libya’dır.

Bu tür yönetimler kendi vatandaşlarından almadıkları gücü mutlaka bir başka güçten almak zorunda kalacaklardır, bu da emperyalist güçlerdir.

Başka türlü ayakta kalamazlar!

Amerika ve işbirlikçileri ellerinde bulundurdukları millet iradesine dayanmayan yönetimler ve oluşturdukları terör örgütleri bahanesiyle masum insanların katliamlarını sürdürüyorlar.

Dillerine doladıkları, o bildik süslü kelimelerin gereğini yerine getirmekten zerre kadar uzaktan yakından irtibatlarının olmadığı iyice anlaşılıyor.

Tek gayeleri ileri sürdükleri terör örgütlerini bahane ederek kendi süfli emellerini gerçekleştirmeye çalışmaktan ibarettir.