18 Kasım 2020 Çarşamba

Yeşil Ekonomi (13)


 

Basit bir tanımla tabiat, tabii manzara şeklinde ifade edilen çevre fiziki, kimyasal ve iklim, toprak ve canlılar gibi biyotik faktörler karmaşıklığından oluşuyor.

Çevre konusu hemen hemen bütün uluslararası toplantıların gündeminde yer alarak bu hususta karşılaşılan zorluklar ve çözüm önerileri ve önleyici tedbirler üzerinde duruluyor.

Çevresel bozulma biyolojik çeşitliliğin kayıplarında artış, su darlığı, arazi küçülmesi ve tabii kaynakların elde edilmesinde şartların sürdürülemez bir yapıya doğru gidiyor olmasını gösteriyor.

Başta insanlar olmak üzere, bütün canlılar için tehdit oluşturan küresel çevre problemlerine karşı dünya bir çözüm arayış içinde bulunuyor.

Bu nedenle yeni bir ekonomi modeli ağır bir şekilde tahribata uğrayan çevreyi iyileştirmek adına kaçınılmaz görülüyor.

Dünyanın gündeminde bir taraftan çevre ve tabii kaynaklar üzerinde ağır yaralar açan olumsuzlukları hafifletme ve yok etme çabaları bulunurken diğer taraftan çevreyi sürdürülebilir bir yapıya kavuşturma hedefi var. 

Ülkeler dünyanın karşı karşıya kaldığı çevre kirliliği, iklim değişikliği ve bunun sebep olduğu sorunlara çözüm getirmek için birlikte çalışmalar yürütüyor.

Gerek hükumetler ve sivil toplum kuruluşları nezdinde ve gerekse özel sektör ve işletmelerin yapacakları faaliyetlerde çevre konusu gündemin önde gelen maddesini oluşturuyor.

Tabii kaynaklara insanlığın en değerli malı olarak bakılıyor.

Bu nedenle çevreye daha az zarar veren, çevreci rekabetçi ürünlerin hızlı bir şekilde üretilerek tüketime sunulması amaçlanıyor.

Geçmişin kaynak yoğunluklu kalkınma modeli maliyetlerin yükselmesine, verimlilik düşüşüne ve ekonomik faaliyetlerin bozulmasına yol açan bir model olarak değerlendiriliyor.

Mevcut durumda 15 adet çevre problemi gözleniyor;

Kirlilik, küresel ısınma, nüfus artışı, tabii kaynak tükenmesi, atık bertaraf edilmesi, iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin kayba uğraması, orman azalması, okyanus asitleşmesi, ozon tabakasının azalması, asit yağmuru, su kirlenmesi, şehirleşmedeki artış, halk sağlığı konuları ve genetik mühendisliği şeklinde sıralanıyor. 

Mevcut üretimin ve tüketim modelleri üzerine bağımlı kalmış küresel ekonomi yapısının ekosistemler üzerine ve kritik hayat destek sistemleri üzerine ağır yükler getirdiği kabul ediliyor.