20 Kasım 2020 Cuma

Topraklar sessiz müttefikimiz (Yeşil Ekonomi - 15)

 

Sürdürülebilir toprak yönetimi ‘Sürdürülebilir Gelişme Hedeflerini’ başarmak için temel kabul ediliyor.

Bu hedeflerin çoğu hayatın, gıda üretimi ve suyun sürdürülebilirliği için toprağın merkezi rolünü ortaya çıkarıyor.

Birleşmiş Milletler 'İkinci Uluslararası Toprak Yılı' nedeniyle insan hayatı için toprakların temel rolleri hakkında sivil toplum ve karar belirleyicilerin tam farkındalık oluşturmasını istiyor.

Aynı zamanda gıda güvenliği, iklim değişimi adaptasyonu ve azaltılması, temel ekosistem hizmetleri, yoksulluğun hafifletilmesi ve sürdürülebilir gelişmeye toprağın katkısının öneminin tam anlaşılmasını başarma arayışı var.

Toprakların gıda üretiminde sessiz müttefikimiz olduğuna vurgu yapılıyor.

2050 yılına kadar büyüyen nüfusun gıda ve beslenme ihtiyacının %60 daha fazla olacağı tahmin ediliyor.

Sağlıklı toprak ise sağlıklı besin üretimi için esas kabul ediliyor.

Besin maddeleri tükenmiş bir duruma dönüşmüş olan toprak, gıda maddelerinin temeli olan tarım ürünlerini üretemiyor.

Eğer toprağımızı korur ve sürdürebilir yapıya kavuşturursak, iklim değişikliği ile mücadele edebileceğiz.

Toprak aynı zamanda ekosistemlerin de temel bileşenini oluşturuyor…

Toprak kirlenmesini ele alacak acil eylem planına ihtiyaç duyuluyor.

Toprak kirlenmesi küresel gıda güvenliği ve emniyetine karşı pozisyon alan çok sayıda tehditleri kapsıyor.

Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Organizasyonu (FAO) dünya toprak günü nedeniyle yaptığı açıklamayla tavsiyelerde bulunuyor.

Binlerce kimyasal, plastik, elektronik atık ve işleme tabi tutulmadan atılan atık sular toprak kirliliğinin kaynağını oluşturuyor.

Toplam gıda üretiminin yüzde 95’i doğrudan veya dolaylı olarak topraktan üretiliyor. Fakat insan faaliyetlerinin yıllar süren alışkanlıkları dünya çapında kirlenmiş toprak mirası bırakmış.

FAO’nun raporuna göre, toprak kirlilik tehlikesi dünya çapında endişe uyandırmalı. Kirlilik sonuçlarının topraklarımızı azaltmakla kalmayacağı, neticede yediğimiz gıdalar ve içtiğimiz sular ve soluduğumuz havayı da zehirleyebileceği ikazı yapılıyor.

Toprak kirliliği gıda güvenliğini azaltıyor; kirleticiler sadece toksik seviyesiyle ürün verimliliğini azaltmıyor, aynı zamanda hayvanlar ve insanların tüketimi açısından güvensizliğe sebep oluyor.

Yediğimiz gıdanın, içtiğimiz suyun, teneffüs ettiğimiz havanın etkileri, sağlığımızı ve bütün organizmaların sağlığını olumsuz etkiliyor. Açıklamaya göre toprakların yüzde 33’ü kötüleşmiş ve alarm veren bir oranda bozulmaya devam ediyor...

Topraklar kirleticiler için bir filitre görevi yapıyor.

Ancak bu koruma kapasitesi aşıldığında kirleticiler çevreye ve gıda zincirine zarar verebiliyor.

Bu durum bitkileri tüketim için riskli ve güvensiz yaparak gıda güvenliğini zayıflatıyor.