9 Aralık 2020 Çarşamba

YEŞİL BİNALAR (Yeşil Ekonomi 31)

  

Ekonominin önde gelen sektörlerinden biri de inşaat sektörü. İnşaat sektörü çok sayıda sektöre hareketlendirerek peşinden sürüklüyor.

Binalar aynı zamanda şehir hayatının temel bileşenlerinden birini oluşturuyor. İnsanlık tarihi boyunca sürekli olarak değişime uğrayan inşaat sektörü çağın gerektirdiği şartlara uyumlu hale dönüşüm ihtiyacında. Çağlar önce tabii malzemelerden inşa edilen binalar, sektördeki teknoloji geliştikçe çelik, sentetik, plastik, cam gibi malzemelerin kullanımıyla çeşitlilik kazanmış.

Yeşil ekonomi kavramıyla değişim ve dönüşüm sürecine giren inşaat sektörü böylece gündemine yeşil bina kavramını almış.

Yeşil bina sürdürülebilir ve yüksek performanslı bina şeklinde tanımlanıyor.

Yeşil binalar insan sağlığı ve tabii çevre üzerinde inşa edilen çevrenin genel etkisini azaltmayı göz önünde bulundurarak tasarlanıyor.

Yeşil sertifikalı binalar kaynak etkinlikli binalar olarak tarif ediliyor.

Yeşil binalar az su ve az enerji kullanımına ilaveten, sera gazı emisyonlarını azaltma amaçlıyor. Bu kapsamda daha yeşil, daha sağlıklı ve daha çok enerji verimli binaların inşası hedefleniyor.

Binalar eveler dâhil küresel enerjinin yüzde 40’ını tüketiyor.

Emlak sanayinin gelecek nesillerin yaşamak, çalışmak ve sportif aktivitelerini sürdürmek istediği, daha sürdürülebilir mekânları oluşturmada temel bir role sahip olduğu düşünülüyor.

Ülkemizde başlayan yeniden imar ve inşa dönemi aynı zamanda günümüzün ileri teknolojilerini kullanarak yeşil bina diye tabir edilen, çevreyi ve tabii kaynakları koruyan ve bunların israfını önleyen tarz ve mimaride yapılması yeşil ekonominin kapsamlı bir sektörünü oluşturuyor.  

Çünkü küresel olarak binalar sera gazı emisyonlarının üçte birinden sorumlu tutuluyor.

Bunun nedeni binaların tipik olarak kirli enerji kaynaklarına bağımlı oldukları, ikinci husus ise çoğu binaların enerjiyi verimli kullanmadıklarından ileri geliyor.

Yeşil bina teknolojileri sadece yeşil, temiz, sürdürülebilir binalar inşa etmeyi değil; aynı zamanda sürdürülebilir şehirler ve topluluklar ve sürdürülebilir bir dünya inşa etmeye adanmış bir hareket olarak değerlendiriliyor.

Yeşil binalar oluşturmak için ihtiyaç duyulan enerji ve su etkinliğini artırmak, atık ve kirliliği azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi sağlamak ve sürdürülebilir bina malzemelerini kullanma hedefleniyor.

Bu stratejilerin enerji tüketimini yüzde 30-80 arasında azaltabileceği bekleniyor…