Şehirlerde dönüşüm planları (Yeşil Ekonomi 27)

Kullan at teknolojisi adabına uygun olarak kullanılmadığından ve geri dönüşüme yeterince önem verilmediğinden, çevreyi ve temizliğini koruma ve muhafaza etmek mümkün olmadığı gibi, çevre düzenlemesine yapılan yatırımlarda da sürdürülebilirlik ve hizmet kalitesini artırmak konusunda da zorluk oluşuyor.

Dolayısıyla insan sağlığı için önem arz eden ortamın oluşturulması ve muhafaza edilmesi ise toplum duyarlılığının, farkındalığının ve sorumluluğunun gelişmesiyle doğru orantılı.

Küresel olarak kirlilik çoğu büyük şehirlerde büyük bir endişe olarak etkisini gösteriyor ve sera gazları emisyonlarının orta ve düşük gelirli ekonomilerde gelecek otuz yılda ikiye katlanacağı bekleniyor.

Yapılan tespitlere göre gelişmekte olan ülkelerde hava kirliliği büyük bir sağlık tehlikesi olarak etkili oluyor.

Atmosferdeki sera gazlarının yüksek yoğunluğunun verimlilik açısından önemli ekonomik maliyetlere yol açacağı tahmin ediliyor...

Hâlihazırda dünyanın tabii kaynaklarının üççeyreği şehirlerde kullanılıyor.

Bu nedenle su, enerji, ulaşım, atık ve diğer sektörler için yeni ve gelişmiş altyapıları desteklemeye ihtiyaç duyuluyor  (UNEP).

Hızlı şehirleşme, sanayileşme ve sürdürülemez ekonomik gelişme birçok tabii kaynağın hızlı tükenmesine yol açıyor.

Bu noktada biyolojik çeşitlilik tehdit edilirken, ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi, üretimi için ihtiyaç duyulan çoğu maddeler şiddetli bir şekilde tükeniyor.

Doğal alanların tahribatı ve biyolojik çeşitliliğin kaybı ve endişe verici eğilimler, aynı zamanda kaynakların mevcudiyeti üzerinde büyük olumsuz etkiler oluşturuyor.

Son on yıllarda kirlilik izleme ve ölçüm istatistiklerine göre, hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerini değerlendirmede artış görülüyor.

Ortam parçacık madde yoğunluğunun artışının sonucu olarak kalp ve solunum hastalıkları, öksürük, bronşit ve akciğer kanseri ve erken ölümlerin de arttığına dikkat çekiliyor.  

Küresel nüfusun %50’sini aşan hızlı şehirleşme ve gelişmekte olan ekonomilerde yeşil şehir planlaması için duyulan temel ihtiyaç ise altyapı ve ulaşım gibi temel hizmetlerden oluşuyor.

Gürültü kirliliği, çevre kirliliği, trafik sıkışıklığı ve yoğunluğu ve bunların neticesi olarak zaman kaybı, insan sağlığına olan olumsuz etkileri şehirlerde radikal değişim ve dönüşüm planlarının yapılmasını ve uygulanmasını kaçınılmaz kılıyor.

Bu kapsamda şehirlerin maruz kaldığı çeşitli yükleri azaltmak veya tamamen yok etmek için dünyanın devasa kentleri radikal değişim ve dönüşüm planları hazırlıyor.