1 Aralık 2020 Salı

Şehirlerin sürdürülebilir gelişmedeki rolü (Yeşil Ekonomi 25)

 


 

Sürdürülebilir gelişmenin başarılması için şehir yerleşim alanlarının seçimi, inşa edilmesi ve yönetme şeklinin önemli ölçüde değişmesi üzerinde duruluyor. 

Ülke ve şehir yönetimleri şehirlerde giderek yükselen nüfusu ağırlamaya çalışıyor.

Şehirleri güvenli ve sürdürülebilir yapmaktan maksat güvenli ve satınalınabilir konutlara erişimi sağlamak ve kenar mahalle yerleşimlerinin kalitesini yükseltmek bu kapsamda yer alıyor.

Bu aynı zamanda toplu taşıma yatırımını, yeşil alanlar oluşturmayı ve kapsayıcı olacak bir şekilde şehir planlama ve yönetimini geliştirmeyi hedefleniyor.

Dünya tabii kaynaklarının ve enerji arzlarının çoğunu şehirler tüketiyor.

Dünya şehirleri yeryüzünün sadece yüzde 3’ünü kapsıyor, fakat enerji tüketiminin yüzde 60-80’lik bir payını alıyor ve karbon emsiyonunun yüzde 75’ini oluşturuyor.

Hızlı şehirleşme tatlı su arzlarına, kanalizasyon şebekesine, çevre ve halk sağlığına baskı yapıyor.

Devam eden şehirleşme hareketine göre, dünya çapında her hafta bir milyon insanın şehirlere göç etmesiyle sonuçlanacağı bekleniyor.

Bu doğrultuda şehirleşme hareketi çevresel zorlukların ve fırsatların yeni bir serisini oluşturacak.

Şehirler ağır yüklerden kişisel araçlara kadar şehir trafiğinin eşi görülmemiş miktarını üretme riskine sahip.

Bu ölçüde şehirleşme gerçeği arazi kullanma politikası ile tutarlı taşıma çözümlerini gerektiriyor.

Kamu ve özel sektörün dengeli bir karışımına dayalı etkin ulaşım ve taşıma şekli her şehrin karakterine bağlı olarak şehirlerin büyüme ve rekabetçiliğinin bel kemiği olmaya devam edecek.

Kamyonlar ve panelvanlar şehirlerde hemen hemen taşınan bütün malların teslimat işini yürütmekteler.

Araba ve otobüsler kent yolculuklarının önemli bir kısmını üstleniyor.

Tamamen sürdürülebilir şehir merkezleri geliştirmeleri için dünya genelindeki belediye başkanlarına önemli görevler düşüyor…