6 Aralık 2020 Pazar

Şehir planlaması (Yeşil Ekonomi 29)

 

Son yıllarda yerleşim yerleri ve şehirlerin karşılaştığı zorluklardan biri de gerek ülkemizde ve gerekse dünya çapında beklenmedik ölçüde aşırı yağışlar neticesinde meydana gelen tahribat.

Dolayısıyla şehirleşmede yer seçiminde yapılan yanlışlıklar zaman zaman can ve mal kayıplarına yol açıyor.

Şehir planlamaları yapılırken bu hususun iyi incelenip araştırılması, bu olumsuz şartları ortadan kaldıracak, en azından asgari seviyeye düşürecek niteliklere sahip olmasını gerektiriyor.

Ülkemizin deprem kuşağında yer alması da sağlıksız yapıların yeniden inşasını elzem kılıyor.

Ülkemizde on yıllar öncesine uzanan sanayileşme ve kalkınma konularında yapılan yatırımlar şehircilik açısından bazı temel yanlışlıkları da beraberinde getirmiş.

O yıllarda sanayileşme anlayışı, sağlıklı kalkınma, gelecek ve çevre görüşünden yoksun dar bir anlayışın mahsulü olarak zuhur etmiş.

Sanayileşmenin ülkemizin belli bölgelerinde ağırlıklı olarak toplanması bu şehirleri istihdam yönünden cazibe merkezi yapmış.

Bu durum uzun yıllar Anadolu’dan göçü İstanbul, Ankara, İzmir gibi devasa kentlere çekmiş.

Dolayısıyla bu göç akışı şehirleşmenin planlı gelişmesine engel olduğu gibi, yapılan yapıların da şehir planlamasından yoksun ve sağlıksız inşasına yol açmış.

Sonradan yapılan müdahalelerle şehirleşmede rötuşlar yapılmışsa da tabiatıyla temeli gecekondu anlayışına dayanan mahalleleri sağlık ve estetik olarak istenilen şekle kavuşturmak mümkün olmamış.

Şehirlerimizde başlatılan yeniden yapılanma ve dönüşüm birçok yanlışlığın bertaraf edilip, çok daha sağlıklı yerleşim alanlarının kurulmasına imkân sağlamış olacak.

Bu dönüşüm aynı zamanda şehir ekosistemlerinin de yeniden inşa edilmesine fırsat sağlamış olacak.

Böylece muhtemelen meydana gelecek çeşitli tabiat olaylarının neticesi olarak göçmeler, çökmeler, taşkın ve sel baskınları ve benzeri istenmeyen olaylar mümkün oldukça aza düşürülmüş olacak.

Şehirlerin yeniden yapılanmasındaki bu dönüşüm sürecini çok yönlü ve kapsamlı olarak ele alarak inşa etmek, gerek İstanbul ve gerekse kendine has özellikleri ve tabii güzellikleri olan diğer şehirlerimizde de kayda değer katma değerleri açığa çıkarmış olacak.