17 Temmuz 2013 Çarşamba

Uluslararası toplumun derin hesapları mı?


 

 

Uluslararası zorluklara, sıkıntılara çözüm bulmaktansa seyirci kalmayı ve kendi akışına bırakmayı artık bir prensip haline getirmiş Birleşmiş Milletler (BM) Suriye ile ilgili son durum hakkındaki raporu ise iç açıcı değil.

Suriye’nin parçalanma riski ve giderek kaosa sürüklendiği kanaatine varmış olduğunu açıklıyor.

BM yetkilileri Güvenlik Konseyine ve uluslararası topluma çağrıda bulunarak kan dökülmesine son verilmesi için bir araya gelmesi teklifinde bulunuyor.

Krizin sadece Suriye’de değil bölgesel sonuçları olduğu ve kalıcı ve kapsamlı bir uğraşı gerektirdiği vurgulanıyor.

Suriye’deki durumun yirmi yıl önce Ruanda’da yaşanan soykırım benzeri bir yapıya doğru yöneldiği, eğer politik bir çözüm bulunmazsa şiddettin bütün bölgeyi ateşleyeceğinden korkuluyor.

İç savaşın başladığı 2011 yılından buyana 100 bin kişi hayatını yitirdi, yaklaşık 2 milyon insan ülkesini terk etti ve 4 milyon kişi ise ülke içinde yerinden oldu. Bunlara ilaveten 6,8 milyon Suriyeli, yarısı çocuk olmak üzere acil yardım bekliyor.

İnsani yardımların bu insanlara ulaştırılmasında da hükümet güçlerinin engellemesinden dolayı sıkıntı var.

İnsani organizasyonlar bu yerlere ulaşamıyor.

BM insan hakları yetkilileri Suriye’de ciddi insan hakları ihlalleri, savaş suçları ve insanlık suçlarının bir kural haline geldiğini ifade ediyor.

Hükümet güçleri Suriye’de kendi halkının üzerine ayrım gözetmeksizin, orantısız bombalama ve hava bombardımanları, taktik balistik füzeler, misket bombaları ve termobarik bombalar, ki bunların tahribatının atom bombasına eşdeğer olduğu söyleniyor, yağdırıyor. Bu silahlar kullanıldığında yoğun nüfusu olan alanlarda yaygın zararlar ve kayıplara yol açıyor olduğunu BM yetkilileri söylüyor.

Suriye’de her türlü insani değerlerin ve uluslararası kural ve yasaların hiçe sayıldığı bir süreç yaşanıyor.

Açıklamalara göre her türlü silah kullanılıyor. Bu silahları Suriye yönetimine kimler sağlıyor?

Suriye’deki iç çatışmanın bu kadar uzamasının arkasında hangi hesaplar bulunuyor?

Uluslararası toplumun bu deneli kayıtsız kalışı hala Suriye üzerinde bir anlaşma sağlanamadığından mı ileri geliyor!

Uluslararası insani organizasyonlar bu konuda neden sessiz kalıp, gerekli tepkileri neden göstermiyorlar?

Çok sayıda bulunan bu insan hakları, çocuk hakları gibi kurumlar ciddi ve sürekli olarak konunun vahametini dile getirseler, BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplum da bu hususta gerekli olumlu adımları atmak zorunda kalır.

Her türlü silah kullanıldığına göre, yine silah lobileri yeni yaptıkları silahları mı canlı olarak Suriyeliler üzerinde test ediyorlar…

Üç yıldır her türlü suçun işlendiği ki bunlara mevcut uluslararası kuruluşlar gerektiğinde ve işlerine geldiğinde karşı çıkıyorlar; hatta toplumsal gösterilere karşı güvenlik güçleri tarafından yapılan yasal ve haklı müdahaleleri tenkit etmesini bilen kurum ve kuruluşlar, bu insanlık vahşeti karşısında sessiz kalabiliyorlar.

Suriye çıkmazı üç soruyu akla getiriyor;

1-    Uluslararası toplum Suriye’deki vahşeti sonlandırmak için henüz bir mutabakata varamadı.

2-    Silah lobileri ve arkasındaki güçler birtakım silahları bu insanla üzerinde test ediyor olmaları çözümü geciktiriyor.

3-    Suriye’deki vahşetin ve kargaşanın devamı ve bütün bölgeye yayılmasını isteyen güçler çözüm için gerekli adımların atılmasına engel oluşturuyor!

Bunlara başka sebepler de eklenebilir…

Bu ihtimaller de uluslararası toplumun bölge üzerinde derin hesaplarının olduğu endişesini akla getiriyor!...