6 Temmuz 2013 Cumartesi

Emperyalist güçlerin oyununa gelme Mısır





Oyun aynı, oyuncular aynı, mağdurlar aynı!
İslam dünyası ne yazık ki bildik çirkin oyunlara gelmekten bir türlü yakasını kurtaramıyor.
At gözlüğünü çıkarıp da olayları derinlemesine bütün yönleriyle göremiyor.
Bu sığlıktan, kısa görüşlülükten, noksan ve dar kafalılıktan bir türlü kurtulamıyor.
Zengini hep “bana ne” deyip olaylara sessiz kalıyor.
Emperyalist oyunlara karşı sustukça, sesini kestikçe sıranın ona geleceğini bir türlü anlama aklıselimine sahip olamıyor.
Demokratik yollardan görüşünü ortaya koyma, savunma ve hak arama medeniliğini gösteremiyor…
Mısır’da ilk hareketin başladığı 2011 yılından bugüne Mısır halkı hangi gerekçe ile sokaklara dökülmüştü?
Demokrasi isteği ile.
Ve bu yolda hayli bir yol alarak seçimlere gidildi. Halkın desteğini alan %50’nin üzerinde bir oy çokluğu ile iş başına gelen kişi hazmedilmedi.
Daha doğrusu dış güçler, emperyalist güçler, sömürgeci güçler buna müsaade etmedi, sahte demokrasi savunucuları buna rıza göstermedi…
BBC tahrir meydanından karargâh kurup sürekli tahrik edici yayınlar yaptı. Protestoculara çanak tuttu, onlardan yana görünerek, empati yaparak protestocuların sayısının her geçen gün artmasında önemli rol oynadı…
Maalesef demokrasinin ne olduğunu tam anlayıp kavrayamayan halk bunu kendileri için bir ayrıcalık ve kurtuluşu yolu olarak algıladı. Bu hain, çirkin oyunu ne yazık ki anlayamadı.
Tabii ki böyle bir ortamı provokatörler, kışkırtıcılar kaçırır mı? Elbette hayır, kendileri için biçilmiş kaftan gibi geldi. Kötü niyetliler her zamanki gibi bu durumu iyi değerlendirdiler. Neticede amaçlarına kavuştular…
Mısır konumu itibariyle stratejik ve hassas bir bölgede bulunuyor.
Mısır muhalefeti ilk defa halkın hür iradesiyle işbaşına gelmiş liderinin hakkına saygı göstermesini bilemedi. Muhalefet kendi kişisel menfaatini ülkensin menfaatinden üstün tuttu.
Bu da muhalefetin ya demokrasiyi bilmediğini, ya da demokratik rejimle yaşamak istemediğini gösteriyor veya demokrasi işine gelmiyor.
Şimdi ordunun bütün emperyalist güçlerin kışkırtmasıyla halkın hür iradesiyle seçilmiş devlet başkanını görevden alması ile durum öncekinden çok mu daha iyi oldu?
Ekonomik durum mu düzeldi mi?
Huzur mu geldi?
Bu yanlış, çarpık anlayışın iyi bilinmesi gerekiyor…
Yaklaşık üç yıldır Mısır halkı sokaklarda, bu duruma hangi ekonomi dayanır, bırakın Mısır’ı dünyanın en zengin ülkesi bu tür sorumsuzca sürdürülen gösteriler neticesinde batamaya mahkûm olur.

Bu kirli oyun sadece Mısır için planlanmış değil, hedef bütün İslam dünyasını aynı duruma düşürmektir. İslam ülkelerinin özellikle bulunduğumuz bölge ve yakın çevremizde ki ülkelerine baktığımızda durumun vahameti net bir şekilde görünüyor.
Emperyalist güçlerin bu çirkin ve hain oyunlarının boyutlarının nerelere kadar uzanacağını iyi analiz etmek gerekiyor.
Mısır halkı ülkesini korumak ve daha kötüye gitmemesi için liderlerinin önderliğinde sağduyulu hareket etme yolunu tercih etmeli.
Seçimlerin en kısa zamanda yapılması için gerekli çalışmaları yapmaları, çıkacak sonuca saygılı olmaları gerekir. Böylece huzura ve ekonomilerinin güçlenmesine katkı sağlayabilirler.
Mısır halkı başta liderleri olmak üzere Suriye durumuna düşmemek için gerekli sağduyuyu, dikkati ve hassasiyeti göstermeli. Taraflar birbirlerine ülkeleri adına, birlik ve beraberlik adına çağrıda bulunarak bu geçici dönemi en az zayiatla atlatmanın yollarını aramalılar. Elde ettikleri demokrasi nimetinin tamamen gitmemesi için akılcı çaba sarf etmeleri gerektiği gerçeğini akıldan çıkarmamalılar. Bu da sükûneti, sağduyuyu gerektirmektedir…