8 Haziran 2012 Cuma

Uluslar arası toplumun uluslar üstü devleti








Sınır tanımaz bir anlayışa sahip olan İsrail hükümeti parlamentosunda aldığı kararlarla kendisinin uluslar arası bir dokunulmazlık zırhına sahip olduğunu her zaman için gösteriyor.

Uluslararası hukuku ve insan haklarını kendi anlayışına göre yorumluyor olmalı ki bu hususta işine geldiği gibi başkalarının topraklarında at oynatıyor.

Temel insan hakları ve hukuki konularda sınır tanımaz bir anlayışa sahip olduğu bilenen bir gerçek.

Bu temel kurallara bütün ülkelerin göstermiş olduğu titizliği bu ülke söz konusu olduğunda kimsenin ciddi manada sesi çıkmıyor veya çıkaramıyor ya da bir iki cılız sesten başka bir tepki gelmiyor.

Bunun da usulen yapılması gereken kınama olması nedeniyle bir müddet süren sessizlikten sonra aynı hukuk ve hak tanımaz tutum devam ediyor.

Hukuku tanımayan ve temel insan haklarına saygılı olmayan bir ülkenin, olması gereken normlar içerisinde bir devlet olduğunu kabul etmekte tabii olarak insan zorlanıyor!

Sorunlarını hukuk çerçevesi içinde değil de, sadece kendine has metotlarla arkasına aldığı güçlerle hal yolunu seçmiş bir ülkenin uluslar arası hukuka saygılı olması zaten pek beklenemez.

Yapmak istediği hukuk dışılığı parlamentosunda aldığı bir kararla uygulama safhasına gidiyor. Parlamentosunu uluslar üstü bir yasama organı gibi görüyor.

Son aldığı kararla yine Batı Şeria’da yerleşim yeri açacağını ilan etti. Yani kendisine ait olmayan topraklar üzerinde istediği gibi kullanım hakkı olduğunu dünyaya ilan ediyor.

Bu anlayışla, bu devlet uzun yıllardır Filistin toprakları üzerinde yaptığı baskı ve zulmü yarın başka bir devletin toprakları üzerinde de yapma hakkını bulacağı görüntüsünü veriyor.

Bugüne kadar yapmış olduğu haksız uygulamalardan dolayı, nasıl olsa uluslararası kurumlardan ufak bir kınamadan başka caydırıcı bir tepki almayacağını biliyor. Hiçbir yaptırımla karşılaşmayacağı garantisine sahip olduğuna göre, hukuk dışı anlayışında bir değişiklik olmayacaktır.

Gösterdiği gerekçelerin uluslar arası hukuka ve temel insan haklarına aykırı olmasının kendi açısından bir sakıncası yok.

Bu anlayış aynı zamanda kendi insanından başkasına vermiş olduğu değer anlayışının bir göstergesi oluyor.

Hele şu sıralarda Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ise kendisi için bulunmaz bir fırsat. Iran nükleer silah üretmeyle itham ediliyor, yıllardır denetim altında ve bu ülkeye yaptırım uygulanıyor.

Oysa İsrail’de de nükleer silah olduğunu uluslar arası toplum biliyor, kimse bu hususta uluslar üstü özelliği ve dokunulmazlığı olan İsrail’e bir şey diyemiyor ve tehdit olarak görmüyor.

Suriye’de bir yılı aşkındır süren iç çatışma İsrail için bulunmaz bir durum. Irak istikrarsızlığını sürdürüyor.

İsrail’in son aldığı kararla yapacağı yeni yerleşim yerlerini Birleşmiş Milletleri kınamış ve 'iki devlet planlı barışı' anlayışını baltaladığını ifade etmiş. Fakat İsrail yönetimi için zaten barış diye bir çaba yok. Barış diye bir derdi yok. Yapısına pek uygun düşmediği için o konuda bir çaba göstermiyor. Bugün Ortadoğu’da yaşananlar tam da İsrail’in istediği gibi. Böyle dumanlı hava da her zaman bulunmaz!