19 Haziran 2012 Salı

Hain pusu!









Ne yazık ki fasit dairelerin bir yenisi daha yaşanmış oldu...

Görüşmeler, açıklamalar, yorumlar, iyimser yaklaşımlar…

Ülkemizin içine düşürüldüğü bu fitneden kurtulması için yılardır süren samimi çabalar…



Başlamadan bitirilmeye çalışılan iyi niyetli girişimler...



Öncekilerde olduğu gibi, terörün bitirilmesi için yapılan ve yapılacak girişimleri engellemek amacıyla sarf edilen yapıcı çabaları sabote girişimi tekrar yaşandı.



Yaklaşık 30 yıldır devam eden içine düşürüldüğü bu çirkin oyundan ülkemizi kurtarmak için yapılan girişimler, hep aynı çirkin yolla baltalanmış. Barıştan, huzur ve güvenden rahatsızlık duyan bu işin arkasındaki hain güçler hemen devreye girerek olumlu yönde yapılan ve yapılacak gayretleri engellemek istiyorlar. Yapılan açıklamalara bakılırsa terörün bitirilmesi yönünde kararlı bir irade ortaya koyulmuş görünüyor.



Başladığı günden bu güne kadar, terörün geride bıraktığı tek şey var o da kan, gözyaşı, acı…

Bu güne kadar çok sayıda kişi bir hiç uğruna hayatını yitirdi.

Sözde kazanan görüneler ise sadece bu kanlı terör örgütünün lider kadrosu ve onlara destek veren gizli güçler…



Gerek zorla ve gerekse çeşitli şekillerde kandırılarak dağa kaçırılanlar ise bir hiç uğruna hayatlarını yitirmiş oldular, sadece çıkarılan bir ırkçılık fitnesi yüzünden.

Aklı başında olan herkes de biliyor ki amaç başka. Amaç ne şunun bunu hakkını savunmak ne de hakları savunulan kesime daha iyi bir gelecek sağlamak.

Amaç örgütün lider kadrosunun ve arkasındaki güçlerin meşru yoldan değil de terör yoluyla nemalanmasına ortam oluşturmak, bu arada ülkemizi zaafa uğratmak.



Bunun en açık delil ve örneği son yaşanan baskın hadisesi.

“Sen misin?, terörü bitirmek isteyen, benim yaşam biçimimi baltalayan” der gibi yapılan girişimleri baltalamak ve engellemek için yapılmış bir hareket.



Bu son olayda örgüt içi çatışmaların da rolü olduğu şeklinde yorumlar yapılıyor.

Dahası terörün bitmesini istemeyen dış güçler…



Dış güçler kendileri açısından ellerindeki bu güçlü kozu kaybetmek istemiyorlar.



Herkesin bildiği ve kabul ettiği gibi güçlenen bir Türkiye bazılarının, özellikle yayılmacı ve istilacı emelleri olanların gözünü korkutuyor.

Lider karakteri olan, fıtratı gereği mazlum milletlerin yanında yer alan bir Türkiye ki bu karakter zulme ve vahşete karşıdır, istenmiyor.

Bu gerçeği dağa kaçırılanlar ve onlara göz yumanların iyi bilmesi gerekiyor. İşin doğru tarafını görmek isterlerse ve ırkçılık hastalığı ve kandırılmışlıktan kurtulurlarsa o zaman kan dökülmesi durur. O zaman istedikleri gibi iş, çalışma ve yaşam şartlarına kavuşma imkânına kavuşurlar.



İçine düşürüldükleri ihanetin ne nedenli haince ve çirkince hazırlanmış bir tuzak olduğunu anlamakta geç kaldıkça gülen taraf sadece bu işin araka palanında olanlar olacaktır. Bir ırkçılık uğruna, dış güçlerin ve birkaç azınlığın menfaati uğruna ülkemizin on yıllardır içine düşürüldüğü bu hain pusudan kurtulması için terör sempatizanlarının artık gerçekleri görmekte geç kalmamaları gerekiyor. Anlamsız yere oluşturulmuş kin, nefret, ayrıştırma çabaları ve kan üzerine kurulmuş olan terörün bitirilmesi, uzlaşma ve huzur için atılan adımları baltalamaktan vazgeçilmesini gerektiriyor.

Sonu olmayan bu bataklıktan kurtulmanın tek çözüm yolu terör örgütünün silahı bırakması…

Şahadet şerbeti içen şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınların sabırlar dileriz.