Ne yazık ki fasit
dairelerin bir yenisi daha yaşanmış oldu...
Görüşmeler, açıklamalar,
yorumlar, iyimser yaklaşımlar…
Ülkemizin içine
düşürüldüğü bu fitneden kurtulması için yılardır süren samimi çabalar…
Başlamadan
bitirilmeye çalışılan iyi niyetli girişimler...
Öncekilerde olduğu
gibi, terörün bitirilmesi için yapılan ve yapılacak girişimleri engellemek
amacıyla sarf edilen yapıcı çabaları sabote girişimi tekrar yaşandı.
Yaklaşık 30
yıldır devam eden içine düşürüldüğü bu çirkin oyundan ülkemizi kurtarmak için
yapılan girişimler, hep aynı çirkin yolla baltalanmış. Barıştan, huzur ve
güvenden rahatsızlık duyan bu işin arkasındaki hain güçler hemen devreye
girerek olumlu yönde yapılan ve yapılacak gayretleri engellemek istiyorlar. Yapılan
açıklamalara bakılırsa terörün bitirilmesi yönünde kararlı bir irade ortaya
koyulmuş görünüyor.
Başladığı günden
bu güne kadar, terörün geride bıraktığı tek şey var o da kan, gözyaşı, acı…
Bu güne kadar çok
sayıda kişi bir hiç uğruna hayatını yitirdi.
Sözde kazanan
görüneler ise sadece bu kanlı terör örgütünün lider kadrosu ve onlara destek
veren gizli güçler…
Gerek zorla ve
gerekse çeşitli şekillerde kandırılarak dağa kaçırılanlar ise bir hiç uğruna hayatlarını
yitirmiş oldular, sadece çıkarılan bir ırkçılık fitnesi yüzünden.
Aklı başında olan
herkes de biliyor ki amaç başka. Amaç ne şunun bunu hakkını savunmak ne de hakları
savunulan kesime daha iyi bir gelecek sağlamak.
Amaç örgütün
lider kadrosunun ve arkasındaki güçlerin meşru yoldan değil de terör yoluyla nemalanmasına
ortam oluşturmak, bu arada ülkemizi zaafa uğratmak.
Bunun en açık
delil ve örneği son yaşanan baskın hadisesi.
“Sen misin?, terörü
bitirmek isteyen, benim yaşam biçimimi baltalayan” der gibi yapılan girişimleri
baltalamak ve engellemek için yapılmış bir hareket.
Bu son olayda
örgüt içi çatışmaların da rolü olduğu şeklinde yorumlar yapılıyor.
Dahası terörün
bitmesini istemeyen dış güçler…
Dış güçler
kendileri açısından ellerindeki bu güçlü kozu kaybetmek istemiyorlar.
Herkesin bildiği
ve kabul ettiği gibi güçlenen bir Türkiye bazılarının, özellikle yayılmacı ve istilacı
emelleri olanların gözünü korkutuyor.
Lider karakteri
olan, fıtratı gereği mazlum milletlerin yanında yer alan bir Türkiye ki bu
karakter zulme ve vahşete karşıdır, istenmiyor.
Bu gerçeği dağa
kaçırılanlar ve onlara göz yumanların iyi bilmesi gerekiyor. İşin doğru
tarafını görmek isterlerse ve ırkçılık hastalığı ve kandırılmışlıktan
kurtulurlarsa o zaman kan dökülmesi durur. O zaman istedikleri gibi iş, çalışma
ve yaşam şartlarına kavuşma imkânına kavuşurlar.
İçine
düşürüldükleri ihanetin ne nedenli haince ve çirkince hazırlanmış bir tuzak
olduğunu anlamakta geç kaldıkça gülen taraf sadece bu işin araka palanında
olanlar olacaktır. Bir ırkçılık uğruna, dış güçlerin ve birkaç azınlığın menfaati
uğruna ülkemizin on yıllardır içine düşürüldüğü bu hain pusudan kurtulması için
terör sempatizanlarının artık gerçekleri görmekte geç kalmamaları gerekiyor.
Anlamsız yere oluşturulmuş kin, nefret, ayrıştırma çabaları ve kan üzerine
kurulmuş olan terörün bitirilmesi, uzlaşma ve huzur için atılan adımları
baltalamaktan vazgeçilmesini gerektiriyor.
Sonu olmayan bu
bataklıktan kurtulmanın tek çözüm yolu terör örgütünün silahı bırakması…
Şahadet şerbeti
içen şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınların sabırlar dileriz.