26 Ağustos 2013 Pazartesi

Vaheştin değil insanlığın yanında

 

 

İkibuçuk yıldır, yakın sınır komşumuz Suriye’de kelimelerin ifade edemeyeceği bir dram yaşanıyor. Bütün dünyanın gözü önünde bir vahşet zirveye ulaştı.

Geçen bu süre zarfında onbinlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca Suriyeli göçmen durumuna düştü. Evini, ülkesini terk etmek mecburiyetinde kaldı. Ya terk edecek ya da Suriye'nin zalim yönetiminin arkasına aldığı desteklerle üzerlerine bombaların ve kimyasal silahların boşalmasını bekleyeceklerdi.

Terk etme imkânı olmayanların maruz kaldıkları kimyasal silah neticesinde nasıl çırpına çırpına can verdiklerini bütün dünya canlı canlı seyretti.

Birleşmiş Milletlerin ve uluslararası toplumun bir oyalama taktiği ile geçen bu süre zarfında onbinlerce masum savunmasız Suriyeli hayatını yitirdi.

Bu vahşet günümüzün şeffaflaşan ve zenginleşen iletişim dünyasının gözü önünde belgelenmiş oldu.

En son yapılan katliam ise artık saklanacak veya eften püften bahanelerle kılıf bulunacak cinsten olmamasına rağmen, hala bu insanlık tarihinin en vahşi hadislerinden birine daha şüphe ile, acaba ile yaklaşılıyor.

Yüzlerce çocuğa yapılan vahşeti örtmek ve saklamak için bir bahane kalmadı artık. Birleşmiş Milletler Göçmen Bürosunun açıklamasına göre Suriye kayıp bir nesil problemi ile karşı karşıya bulunuyor.

Kalanlar ise onarılması güç izlerler taşıyor olacaklar ruhlarında ve bedenlerinde!

Son vahşet uluslararası toplumun önde gelenlerini harekete geçirmiş görünüyor.

Yapılan açıklamalara göre, artık bunca ölüm ve yıkımdan, son kullanılan kimyasal silahtan sonra liderler bu vahşete bir kılıf bulunamayacağı kanaatine varmış olacaklar ki yeni bir girişim başlatma kararı almışlar.

Suriye rejimi savunmasını başından beri inkâr ve yalan politikaları üzerine inşa ederek, demokratik hak ve irade talebinde bulunan Suriyeli muhaliflere karşı yaptığı vahşeti bu şekilde dünya kamuoyundan gizlemeye çalıştı.

Bir katile çeşitli bahanelerle göz yumuldu.

Savunmasız çocuklara ve her yaştan Suriye halkına karşı uyguladığı akıl almaz vahşet örneklerini kendisini maddi ve manevi olarak destekleyenlerin yardımı ile yapan Suriye yönetimi böylece katliamlarını yalnız başına değil, arkasına aldığı cinayet şebekelerinin desteği ile de uyguladı.

Zalimi destekleyenler, açıkça vahşetin yanında yer alarak bunu önleyecek müdahalelere de “Ortadoğu’da çok kötü şeyler olur” tehdidiyle karşı çıkmaktalar.

Madem öyle hiç değilse bu zalime başından beri niye destek olup yardım yapıyorsunuz. Madem çok kötü şeyler olacaksa bu vahşete işin başından beri destek olunacağına, konuya barışçıl bir tavırla yaklaşılamaz mıydı?

Suriye zalim liderine yapılan destek çekilirse hiçbir şey olmaz, barışın ortak paydasında bir araya gelinseydi onbinlerce masum insan hayatını yitirmez, milyonlarca çocuk, kadın ülkesini terk etmek mecburiyetinde kalmayacaktı. Vahşetin değil barışın ortak paydasında buluşulursa Ortadoğu'da inşallah bir şey olmaz…