11 Ağustos 2013 Pazar

Uluslararası hukukun çöküşü


 

İsrail hükümeti işgal ettiği Filistin topraklarında yaklaşık 1200 adet yeni yerleşim yeri yapma kararını onaylamış.

Bu onayla İsrail hükümeti uluslar arası topluma ve uluslar arası mahkeme ve insan hakları örgütlerine hangi mesajları veriyor?
Açıkça "ben sizin hiçbirinizi tanımıyorum; ben kendi hukukumu, kendi menfaatim neyi icap ettiriyorsa ona göre düzenler ve uygularım" diyor.

Bugüne kadar bu kuruluşlar uluslar arası bu yasa dışılığa karşı bir kınama, uyarı ve yaptırım uygulaması için harekete geçti mi?

Öncelikle, İsrail’in bu tür kararları ilk değil, bugüne kadar buna benzer çok sayıda karar almış ve uygulamıştır. Başka ülkelerin ve başka milletlerin uluslararası yasalarla belirlenmiş ve koruma altına alınmış olan haklarını ihlal etme noktasında söz konusu yasal hakları çiğneme ve yok sayma gibi bir suç işlemiş ve işlemeye devam etmektedir. İsrail devleti bu tür yasa dışı eylemlerini bilindiği kadarıyla hep yapmış ve yapmaya devam etmektedir.

İsrail devletinin kendine has uluslar üstü mücadele gücü bulunuyor.

Bu güçte elbette hiçbir yasa ve insan hakları prensibine dayanmıyor.

Bu güne kadar savunma noktasında yaptığı tek şey kendini her konuda haklı bulmak ve başkalarının her türlü hak ve hukukunu hiçe saymak ve gasp etmek anlayış ve prensibinde dayanıyor.

Bu durumu elbette uluslar arası hukuk uzmanları çok iyi biliyordur.

İsrail kendi adına darbe yapan Mısır ordusunun da desteğini arkasına aldıktan sonra İsrail uluslar üstü veya hukuk dışı usullerle kendine has olan metotlarla bildiğini uygulamaya devam edeceğini hep ima etmiştir.

Arkasına aldığı uluslararası güçlerin desteği ve İslam ülkelerinin, özellikle Arap ülkelerinin sessizliği ve dağınıklığı ile bugüne kadar insan hakları ve hukuk ihlallerini sürdürmüş ve sürdürmeye devam edecektir.

Birçok İslam ülkesi özellikle petrol zengini İslam ülkelerinin sessiz kalışları, Filistinlilerin bugüne kadar çekmiş oldukları acı ve ıstırapları yaşamalarına zemin hazırlamıştır.

İsrailli bakan bu hususta, “Dünya’da hiçbir ülke nereye bina yapacağı ve nereye yapamayacağı konusunda bir başka ülkeden emir alamaz” diyor, bunun da Siyonizm ve ülkesinin ekonomisi için doğru şey olduğunu söylüyor.

Yani bugün Filistin’de yaptıkları haksız ve hukuksuz uygulamalarını gelecekte ve istediği zaman başka ülkelerde de yapacağını açıkça ima ediyor.

Yerleşim yerlerinin inşaatı uluslararası yasalara göre illegal, fakat İsrail bu yasa dışılığı tanımıyor tanımasına da, bu çerçevede bugüne kadar ne uluslar arası kurum ve kuruluşlar ve ne de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu hususta bir yaptırım uygulaması için harekete geçmiştir. Zaten böyle bir uygulama olsaydı İsrail hükümetleri bugüne kadar Filistin toprakları üzerinde almış olduğu kararların hiçbirini uygulayamaz ve geri adım atardı.

Bu da uluslararası hukuk sisteminin ve uluslararası hukuk kurumlarının çöktüğünün ve fonksiyonlarını yerine getiremediğinin açık bir göstergesidir.

Bir başka ifadeyle, dünya hukuk sisteminde demek ki iki ayrı sistem var biri İsrail’e has olan, diğeri de bir icraatı ve fonksiyonu olmayan uluslararası hukuk sistemi!