15 Ağustos 2013 Perşembe

Kınamalar timsah gözyaşları olmasın!


 
Mısır’da yapılan katliama uluslararasından sert kınama yapılıyor!

Gerek Avrupa Birliği ve gerekse ABD ve diğer kuruluşlar Mısır’daki vahşeti kınıyor.

Aslında bu kınamalar önceden yapılacaktı.

Öncelikle darbeyi ve darbeye kucak açanları kınamış olsalardı, haksız yere bu kadar kan akamayacak, bu kadar masum insan hayatını kaybetmeyecekti.

Bu ortamı hazırlayan da öncelikle uluslararası toplumun önde gelen aktörleri ve uluslararası toplumdur, uluslararası kuruluşlardır.

Başlangıçta tepkisiz kalışları bu katliama destek olmalarına zemin hazırlamıştır.

Müslüman kardeşlerin açıklamasına göre, darbe yönetiminin yaptığı son katliamda ölenlerin sayısı 2000’den fazla olmuş.

Ne hazindir ki Mısır ordusu bu katliamları aldığı dış yardımlar için ve İsrail için yapmıştır.

Kendi ülkesini ve kendi insanını başkaları için yok saymış ve katletmiştir.

Uluslararası toplumun Mısır’da yaşanan katliamlardan sonra artık kendini savunacak haklı bir tarafı kalmamış. Çünkü yapılan darbeye önceden zemin hazırlamış, taraf olmuş ve neticede binlerce masum insanın kanının akmasına sebep olmuşlardır.

ABD Dışişleri Bakanı Kerry açıklamasında, sanki önceden düşündüklerini ortaya koymuştur. Kerry son vahşeti, “Mısır’ın politik uzlaşma çabalarına ciddi bir darbe” şeklinde açıklamış.

Şiddete giden yol daha büyük istikrarsızlığa, ekonomik felakete ve acılara yol açmaktadır, diye eklemiş.

Kerry’nin açıklamaları ‘malumun ilamından’ başka bir şey değil.

Darbe bunun için desteklendi, bu olumsuzlukların olması için yapıldı. Henüz bir yıllık demokrasi ve Mısır halkının iradesi uluslararası toplumun desteği ile ellerinden alınmış oldu. Bununla da kalmadı binlerce masum insan hayatını yok yere yitirdi.

Eğer başından beri gerek uluslararası toplum ve gerekse uluslararası insani kuruluşlar samimi olarak bu insanlık dışı harekete karşı çıkmış olsalardı, bugün Mısır’da yaşananlar olmayacak ve bu kurumlar da savundukları ve üstlendikleri davalarda samimi olduklarını göstermiş olacaklardı!

Artık bunlara güven duymak da pek mümkün olmayacak, kendilerine duyulan güveni yitirdiler. Bütün dünyaya güvensizlik telkin etmiş oldular.

Mısır ordusu kendi halkının nezdinde kendini çok küçültürken acaba yaranmaya çalıştığı dış güçler karşısında büyüdüğünü mü sanıyor? Öyle olacağını sanmıyoruz, olsa bile kendi ülkesi ve insanı nezdinde en düşük itibara sahip olan bir ordu başkalarının nezdinde ne kadar büyüdüğünü sanırsa sansın hiçbir kıymeti olamaz.

Çükü onlara da ihtiyaçları görülünceye kadar itibar edeceklerdir…

Hiç değilse bundan sonra acil olarak, geç kalmış olsalar da bütün uluslararası kurumlar; BM, Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası Suç Mahkemesi, İnsan Hakları Kuruluşlarının Mısır’da yaşanan vahşeti ciddi ve sert bir şekilde kınar ve bu kınamalarında samimi olurlarsa darbe yönetimi geri adım atmak zorunda kalacaktır.

Buna uluslararası medya da destek verirse, bu vahşet hem Mısır ve hem de Suriye’de biter.

Temenni ederiz bu hassasiyeti gösterirler.

Bu hassasiyeti gösterirlerse timsah gözyaşları akıtmadıkları anlaşılmış olur.