18 Aralık 2013 Çarşamba

Koalisyonlu dönemlerin özlemi mi çekiliyor?


 
 
 
Ülkemizde yaşanan son gelişmelerin kafalarda bazı sorular oluşturduğunu görüyoruz. Ülkemiz derin devletin başka bir şekliyle mi karşı karşıya bulunuyor?
Bir ülkenin istikrar ve güven duygusunu sarsan köhnemiş alışkanlıklar değişmedi mi?
Bildiğimiz kadarıyla demokrasilerin olduğu ülkelerde muhalefeti muhalefet partileri yapar, bu görevi başkalarının, başka kurumların üstlenmesi hukuk kuralları ve demokratik kurallarla uygun düşmeyeceği biliniyor...
 
Epey zamandı ülkemizde milletvekili istifaları gündemden düşmüştü, özellikle önceki dönemlerde zaman zaman bu tip istifalar görülüyordu...
Güçlü ve istikrarlı hükümetler döneminin alışık olmadığı bir durum.
O dönemlerde istifalar genellikle ya beklentilerin karşılanmadığı veya bazı iç ve dış güçlerin menfaate dayalı baskılarının rol oynadığı yorumlarına yol açıyordu.
İstifaların bir başka yönü ise millet iradesinin yaralanması, hiçe sayılması gibi bir duruma yol açıyor.
İstifa eden kişinin sadece partisinden değil, aynı zamanda milletvekilliğinden de istifa etmesi daha mantıklı ve daha dürüst bir duruş intibaı bırakır kamuoyunda. Bu da milletin emanetini millete teslim etmek anlamına gelir. "Ben milletin emanetini bu kadar taşıyabildim," diyerek emaneti iade eder.
 
Eğer seçime girilen parti ilkeleriyle ters düşmek gibi bir durum varsa, bu prensipler yeni tesis edilmemiş, başlangıçtan beri var olan ilkelerdir. Bunu seçen de seçilen de iyi bilir.
Millet oyunu verirken öncelikle seçtiği kişilerin bağlı oldukları partiye oyunu vermektedir, kişi ise ikinci planda kalmaktadır.
Özellikle karizmatik ve başarılı liderlerin partilerinde bu kural çok daha ağırlık kazanmakta ve öne çıkmaktadır.
Sadece partiden istifa etmek samimiyetle ve arkasında durduğu davaya olan sadakatle bağdaşmaz.
Ülkemiz bu tür istifaları geçmiş dönemlerde, özellikle de koalisyonlu dönemlerden iyi biliyor.
Söz konusu istifaların hiçbiri milletin nazarında iyi bir intiba bırakmamıştır.
Hele özellikle karnesi başarılarla dolu olan bir partiden istifa etme durumu söz konusu olunca hiçbir şekilde makul karşılanmaz.
Artık herkes gerçekleri çok iyi biliyor, iyiyi kötüyü çok iyi ayırt ediyor, istifaların arkasında nelerin döndüğünü; ülkenin ve milletin çıkarları değil de, ya kişisel veya dış güçlerin çıkarına olduğunu çok iyi idrak ediyor. Durum böyle olunca istifa eden değil de, istifaya maruz kalan parti daha çok kazançlı çıkacaktır.
İnanıyoruz ki kendini millete hizmet için adamış ve yaptığı yatırımlarla bu hususta kendini uzun yıllardır ispat ettirmiş Ak Parti bu süreçten daha da güçlü çıkacaktır.
Bu güçten ülkemizin tümü kazançlı çıkacaktır.