26 Aralık 2013 Perşembe

BM’nin benzer olaylara farklı yaklaşımı


 
 
Ne birleşmiş milletler, ne uluslararası toplum ve ne de insan ve çocuk hakları organizasyonları gibi kuruluşlardan Suriye’deki mazlumlar için bir faydanın geleceği yok görünüyor.
Sözde huzur ve güveni tesis etmek ve temel hakları korumayı üstlenmiş bu kuruluşlar üzerlerine düşen sorumluluk ve görevi layıkıyla yerine getirmiyorlar.

 

Bu kuruluşların tavizkar ve yanlı tutumu Suriye yönetimini uyguladığı vahşet örneklerinde sınır tanımaz bir hale getirmiş!

Son zamanlarda bu cani yönetim vahşetini aldığı cesaretten dolayı iyice artırmış olacak ki bugüne kadar denediği bütün vahşet senaryolarını uygulamış ve milyonları yerinden yurdundan etmiş ve bir kısmının vahşice ölümüne neden olmuş.

Son vahşet örneği ise artık varil bombaları.

Son günlerde yüzlerce insan varil bombalarıyla bütün dünyanın gözü önünde öldürülüyor. Kışın dondurucu soğuğunda Suriyeli çocuklar donarak ölüyor.
BM Güvenlik Konseyi kılının kıpırdatmıyor!

Bu arada BM Güney Sudan’da devam eden eski liderle mevcut başkan arasındaki çatışmaları önlemek amacıyla BM barış gücü asker sayısını iki katına çıkarmayı amaçlıyor.

2011 yılında Sudan’dan bölünerek kurulan bu ülkede iki kabile reisleri arasında çıkan çatışmalardan dolayı birkaç bin ölü ve 81 bin kişi yerinden edilmiş.
Binlerce insanın öldürüldüğü, toplu mezarların olduğu, Güney Sudan’a BM Güvenlik Konseyi mevcut asker sayısının 7 binden 12 bin beş yüze çıkarılmasını onayladı.

BM Güvenlik Konseyi Güney Sudan’da devam eden çatışmaları durdurmak ve güvenliği sağlamak için gerekli önlemleri alması ile üzerine düşen görevi yerine getiriyor, insanlık adına memnuniyet verici ve takdirle karşılanacak bir gelişme.

Ban ki Moon son açıklamasında, “Güney Sudan yalnız değil, BM’nin oradaki varlığını güçlendireceğiz, korkunç bir saldırıya uğradığınızı biliyoruz, önemli ölçüde insan hakları ihlali işleniyor” diyerek haklı olarak endişelerini dile getiriyor.
 

BM aynı zamanda Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslümanlarla Hristiyanlar arasındaki çatışmaları önlemek, huzur ve güveni sağlamak için Güvenlik Konseyinin kararıyla Fransız askeri birlikleriyle müdahalesini sürdürüyor...

Bu durumda farklı iki bakış açısı var BM’nin.

BM’nin Suriye’ye olan tutumunu ele aldığımızda, Güvenlik Konseyinin ne denli taraflı hareket ettiği açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Suriye'de devam eden insanlık dramı söz konusu iki ülkeyle mukayese edilemez ölçüde!

Suriye’de üç yıldır devam eden çatışmalarda 22 milyonluk nüfusun yarısı yerlerinden olmuş, bir kısmı ülke içinde göçmen durumuna düşmüş, bir kısmı ülkesini terk ederek komşu ülkelere sığınmış, 150 bin civarında da insan hayatını yitirmiş.

Hele son günlerde ise varil bombaları bu kışın dondurucu soğuklarında çoluk çocuk demeden masum insanların üzerlerine yağdırılmakta. Peki, bu Güvenlik Konseyi Güney Sudan'da ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde devam eden çatışmalara gerekli kararları alarak görevini yerine getirmeye çalışırken Suriye’deki bu vahşeti neden görmek istemiyor.

İşte bu batı zihniyetinin ve BM’nin uyguladığı çifte standardın ve yüklenmiş olduğu görevde samimi olmadığının en bariz göstergesidir.

Güvenlik konseyinin mevcut yapısı adil olmadığı için aldığı kararlarda adil olmuyor.