8 Temmuz 2012 Pazar

Terörün kaynağı





Yok yere oluşturulmuş, nefret ve kin üzerine bina edilmiş bir cinayet şebekesi, terör...

Üç beş tane kendini bilmezin kişisel ihtiraslarının tatmini için iç ve dış ihanet şebekelerinin bu zafiyeti değerlendirerek ortaklaşa oluşturdukları cinayet şebekesi…

Otuz yıldır öncelikle sözde sahiplendiği bölge insanının haklarını savunma bahanesiyle, tüm ülkeyi her türlü zarar ve ziyana uğratmaktan başka bir amaç taşımamaktadır.

Bu gerçek öncelikle bölge halkı tarafından anlaşılıp, buna karşı tavır alınmadıkça, bu anlamsız ve suni olarak oluşturulmuş nefret ve kin varlığını sürdürecektir.

Öncelikle gerek baskıyla, gerek kandırılarak ve gerekse başka sebepler ileri sürülerek bu ihanet şebekesine evlatlarını gönderenler terör örgütünün bu hain ve çirkin emelini görüp anlamadıkları sürece maddi ve manevi kayıplar devam edecektir.

Bu işten karlı çıkacak sadece ve sadece örgütün üç beş tane sözde lideri, esasta ise bunları kullanarak nihai hain hedeflerine ulaşmak isteyen perde arkasındaki ihanet şebekeleri olacaktır.

Bugün ileri sürülen hak arama taleplerinin hiçbiri başlangıçta yoktu.

Bu işe başlamaları masumane ve demokratik yollardan taleplerle değil, doğrudan cinayetle, korkuyla, baskıyla olmuştu. Zaten bu da terörün mayasında bulunmaktadır. Terör insanları, aşırı korku ve baskı uygulayarak, kendi çirkin politik emelleri doğrultusunda kullanmaktır.

Dikkat edilirse bugüne kadar örgütün başında bulunanların hiçbiri hayatını kaybetmemiş, kaybedenler yalnızca kandırılanlar ve beyinleri kin ve nefretle yıkananlar olmuştur.

İşte bu acı gerçeği, evlatlarını bu uğurda boş yere harcayanların iyi bilmesi gerekiyor ki, bundan sonra bu hain oyun devam etmesin ve beslenmesin.

Ne zamanki terör örgütü kan kaybetmeye başlıyor hep başa dönüp başlangıç noktası olan eylemlerini yineliyor.

Son günlerde ateşe verilen araçların gayesi yine sindirme hareketi, bölge halkını yine baskı altına alma, yine korkutarak çirkin emellerine ulaşmayı gütmekten başka bir şey değil.

Kontrolünü öldürme, yakma ve yıkma ile elinde tutmak istiyor.

Otuz yıldır sözde savundukları insanların kalkınmalarını, gelişmelerini ve gerçek haklarına kavuşmalarına öncelikle bu cinayet şebekesi engel olmaktadır. Binlerce insanın ölümüne neden olan bu cinayet şebekesidir. Gerçekte hak arama ve elde etme diye bir amaç güdülmemektedir, bölge insanları adına…

Bu çerçevede yapılan bir şey varsa, o da başkalarının adına yapılmaktadır.

Dış güçlerin taşeronluğu yapılmaktadır.

Hak aramak terörün mayasına ve tabiatına ters düşmektedir, çünkü gayesi en temel ve kutsal sayılan masum insanların yaşama hakkının gasp edilmesi üzerine kurulmuştur.  

Besin kaynağı haksızlık, kan ve vahşettir.

Bu iğrenç kaynağın kesilmesi ise, öncelikle bölge insanları tarafından bu acı gerçeğin görülmesi, anlaşılması ile olacaktır.

Bu hain oyunun önlenmesi, cinayet şebekesine karşı tek yürek olunmasıyla olacaktır; bundan sonra bölgenin kalkınması hızlanacak, refah ve gelişme o zaman artacaktır, işsizlik o zaman azalmaya başlayacaktır. Ticari ve ekonomik hayat o zaman ivme kazanacaktır. İstedikleri haklara o zaman kavuşma imkânı bulacaklardır. 

Terör batağına düşmüş olanların ve düşürülmek istenenlerin ihanet şebekelerinin üstü yaldızlı içi zehir dolu sözlerine aldanmamaları gerekiyor.