21 Ekim 2012 Pazar

Korsan devlet anlayışı

 

 

Gazze’ye insani yardım götüren Finlandiya bandıralı Estelle gemisi İsrail deniz kuvvetleri tarafından engellenerek Aşdod limanına çekildi.

Gemide bulunan aktivistler insani yardımı Gazzelilere götüreceklerdi.

İsrail’in bu insanlık dışı tutumuna takip ettiğimiz kadarıyla hiçbir uluslararası kuruluş tenkit edici bir açıklamada bulunmadı.

Birleşmiş Milletlerin bu hususta bir açıklaması yok.

Uluslararası toplum da bu konuda yapılan yanlışlığı kınayan bir açıklamada bulunmadı.

Nobel barış ödülüne layık görülen Avrupa Birliğinin de yapılan yanlışlığı kınayan bir açıklaması olmadı.

Uluslararası toplumu ilgilendiren ciddi suçların faillerinin cezasız kalma durumunu sonlandırmak amacıyla kurulmuş Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin de bu hususu uygun bulmadığına dair bir açıklaması yok.

Filistin’de, Gazze’de 60 yılı aşan bir süredir insanlık suçu işleniyor.

Hal böyle olunca, bütün güçleri arkasına almış olmalı ki İsrail devleti bütün insani ve hukuki değerleri ayakaltına alarak korsan devlet anlayışını sürdürüyor.

Biliyor ki kendisine dur diyecek hiçbir güç yok. Uluslararası toplum ve kuruluşların bu tutumu İsrail devletine açık bir destek olmalı ki, insan haklarını ihlal eden faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor.

İsrail başbakanı açıklamasında sınırlarını korumaya devam edeceklerini söylüyor.

İsrail devleti sınırlarını hiçbir hukuk ve insani kural tanımadan kendi istediği gibi çizme hakkını kendinde görüyor.

Bugüne kadar yaptıklarına ve açık bir şekilde insanlık suçu işlemesine karşılık uluslararası toplumdan kınama görmemesi İsrail devletini bugünkü anlayışına teşvik etmiş.

Tabii kendini uluslararası dokunulmazlık zırhına bürünmüş görünce karşısında kim olursa olsun hak hukuk gözetmeden insanlık dışı davranışlarını da sürdüreceği izlenimi veriyor.

Kendi öz topraklarında her türlü insani haktan yoksun bırakılan Filistin ve Gazzelileri herhalde köle gibi görüyor.

Çünkü insani yardım yapan gemilerin hiçbirine müsaade etmiyor. Bu toprakları âdete kendi sınırları içine dâhil etmiş havası var…

İsrail’in açıklamasındaki savunmasına bakarsak; “Gazzeyi abluka etmenin amacı silah ya da askeri amaçlı diğer malzemelerin sağlanmasını önlemek” şeklinde.

Böyle gülünç, gülünç olduğu kadar akıl, mantık ve sağduyudan yoksun bir savunma şekli olabilir mi?

Sen en ileri teknolojik silahları istediğin zaman savunmasız Filistin ve Gazze halkının üzerine boşaltacaksın, fakat bu insanlar kendilerini savunmak için hiçbir şekilde karşılık vermeyecekler. Kurbanlık koyun gibi teslim olacak. İsrail meşru müdafaa (self-defence) hakkını sadece kendine has bir kural zannediyor herhalde.

Filistin ve Gazzelilerin kalkınmalarına, gelişmelerine ve kendi topraklarında bütün diğer topluluklar ve devletler gibi hür ve kendilerini savunma, koruma ve en önemlisi temel insan haklarından yararlanmalarına müsaade edilmiyor.

Bu da demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunan uluslararası toplumun çifte standart uyguladıklarının açık bir göstergesinden başka bir anlama gelmiyor.