1 Mayıs 2012 Salı

ABD’nin insan hakları samimiyeti!








Ev hapsine tabi tutulan Çinli aktivist korumaları atlatarak Amerikan elçiliğine sığındı. Bunun üzerine Amerikan yetkilileri insan hakları ve özgürlük adına diplomatik bir süreç başlattı.

Çinli kör aktivistin Amerikan koruması altında olup olmadığına ya da istediğinde kendisine sığınma hakkı verilip verilmeyeceği hususunda basın mensuplarının ısrarı üzerine, ABD Başkanı Obama cevap veremeyeceğini söylemiş. Başkan Obama’nın, Japon Başbakanı Yoshihiko Noda ile yaptığı ortak basın toplantısında söylediği bir başka husus ise, Çin’le her ne zaman bir araya gelsek insan hakları konusu öne çıkıyor demiş. 

“İnancımız sadece doğru şey yapmak değil, çünkü o bizim prensiplerimizle, özgürlük ve insan haklarına olan inancımızla örtüşüyor. Fakat gerçekten Çin’i düşünüyoruz, açılım yaptıkça ve sistemini liberalleştirdikçe güçlenecektir,” diye ilave etmiş.

Bu hususta ABD Başkanı Obama’ya hak vermemek mümkün değil.

ABD yönetiminin insan hakları konusundaki hassasiyetini takdirle karşılamak lazım. Fakat üzerinde durulması gereken konu, bu hassasiyetin sadece bazı ülke ve kişilerle sınırlı olmaması gerekiyor. Madem bu haklar evrensel değerlerdir, onları savunma, koruma ve yayılmasında da aynı hassasiyetleri göstermek gerekir.

Gördüğümüz kadarıyla süper güç bu hususta tam manasıyla adil davranmıyor.

Türkiye gazetesindeki 30 nisan ve 1 mayıs 2012 tarihli Gazze ile ilgili habere göre, Gazze halkı baskı ve zulüm altında hayat mücadelesi veriyorlar. Kendi vatanlarında yıllardır ev hapis yaşıyorlar ve bu zulüm ve insanlık dışı yılların biteceği yok. Parçalanmış aileler, birbirlerinden ayrılmış görüşmeleri yasaklanmış. Tam manasıyla ömür boyu hapse mahkûm edilmişler ve bildik bileli bu insanlar için normal bir hayat düzeni yok. Ya İsrail’in baskısı, zulmü ve bombaları altında can verecekler ya da o toprakları terk edip başka ülkelerden sığınma hakkı isteyecekler. Önlerinde duran ve onlara layık görülen seçenekler bunlar!

Kendi topraklarında en temel hakları olan hürriyet ve evrensel insan haklar diye uluslar arası toplumun kabul ettiği haklardan yoksun yaşıyorlar. İşte bu zulüm ve insanlık dışı baskıyı İsrail yıllardır Gazze ve Filistin halkına layık görmüş.

Nerede hür dünyanın, uluslararası toplumun ve her fırsatta insan hakları savunuculuğu yapan ABD yönetiminin hassasiyeti! Bu hususta samimi olmak gerekiyor, evrensel hukuk ve insan haklarında sınır yok, keyfilik yok. ABD yönetiminin yapacağı, insan hakları konusundaki hassasiyetini dünyanın her yerine yayma gayreti içinde olmasıdır. Hele özellikle uzun yıllardır gündemden düşmeyen Filistin ve Gazze içinse bu insani konuyu hiç göz ardı etmemesi gerekiyor. Kendi vatanlarında ömür boyu mahkûmiyet yaşayan Filistin ve Gazze vatandaşları için süper gücün bu insani hassasiyeti göstermesi gerekiyor. O zaman ABD yönetimi insan hakları konusundaki samimiyetini ispatlamış olur. O zaman adil bir davranış sergilemiş olur.