Medeniyet yollar, köprüler, çeşmeler, şehirler ve refahı
artıran gerekli diğer hizmetleri yapıp insanlığın hizmetine sunmak olarak tarif
ediliyor.
Ülkemizde medeniyet ve insanların refah ve kalkınması
adına son yıllarda güzel ve kayda değer hizmetler yapılıp hizmete sunuluyor.
Bu hizmetler yapılırken bir taraftan ekonomi canlılık
kazanırken, diğer yandan da yeni istihdam imkânları ortaya çıkıyor.
Özellikle son on yılda ivme kazan yatırımlar zincirine
yeni bir halka daha ekleniyor.
Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayacak
Ovit Dağı tünelinin temeli atılıyor. Yapılan açıklamalara göre, Türkiye’nin en
uzun, dünyanın ise ikinci uzun tüneli olacak.
Tünelin hizmete girmesiyle ticari, kültürel ve turistik
faaliyetlerde artış olacağı gibi; bu bölgede seyahat daha rahat, daha güvenli,
daha çabuk, daha kısa, dolayısıyla daha ekonomik olacak. Zamandan ve birkaç
yönden tasarruf sağlanmış olacak.
Ovit Dağı tünelinin görünürde sağlayacağı bu avantajları
yanında bir diğer önemli yararı ise diğer tünellerde olduğu gibi tünel
inşaatlarının özelliği olarak, tabii yapının fazla zarar görmesine meydan
vermeden bu önemli yatırım yapılmış ve hizmete sunulmuş olacak.
Tabiata yapılan her müdahale, her yatırım tabii yapının
ve ekolojinin bozulmasına da neden oluyor. Bu kaçınılmaz bir durum…
İnsanlara hizmet ve medeniyet götürmek elbette ön planda
geliyor. Ancak bunu yaparken temel dengeleri gözetmek ve asgari zararla
yapmanın yollarını aramak gerekiyor. Hele günümüzde çeşitli yönlerden ağır
yaralar almaya mahkum olan çevre ve ekolojik alanlar daha fazla korunma ve
itinaya ihtiyaç duymaktalar.
Bütün canlı unsurları bünyesinde barındıran ekosistemlerin
mümkün olduğu kadar zarara uğratmadan sürdürülmesini sağlamak en başta insanlar
için elzem oluyor.
Bu nedenle Ovit Dağı tünelinin yapımı direkt olarak
arazinin üst tabakası ve katmanlarını etkilemediği için yeşil alanlar ve toprak
ve bunların oluşturduğu ekolojik yapı fazla olumsuz olarak etkilenmemiş olacak.
Yeşil alan ve yağan yağışın ve bunlardan beklenen faydaların
korunması sağlanmış olacak. Böylece yağan kar ve yağmur kendi meskenlerinde
mümkün olduğu kadar kalarak ve yerlerinde depolanmış olacaklar. Yine diğer canlılar
yurtlarından olmamış olacaklar. Ovit dağının ekolojisi fazla bozulmamış olacağı
gibi, yapılan yatırımla önemli bir ulaşım hizmetine katkıda bulunmuş olacak…