16 Temmuz 2015 Perşembe

‘Demokles'in kılıcı’ geleneği mi?



 

Anayasa mahkemesinin zihinlerde bıraktığı iz hep aynı, yıllardır verdiği bazı karalarla Demokles'in kılıcı intibaını hatırlatıyor.

Son olarak dershanelerle ilgili vermiş olduğu karar ise bu bakış açısının yeni bir örneği olarak yorumlanıyor.

Bu aynı zamanda yürütme erkine müdahale şeklinde de algı oluşturuyor.

Bir hukuk kurumu olan Anaysa Mahkemesi zihinlerde geçmişte bu tür kararlarıyla kamuoyunda kendi görev sınırlarını aşan bir yaklaşım içinde olduğunu bırakmıştı.

Hükümet kanadının açıklamalarına göre, bu konudaki gerekçeli kararın AYM tarafından açıklanmasına bakacaklarını fakat dershanelerle ilgili tutumlarında kararlı olduklarını ifade ediyorlar.

Bu husustaki dönüşüm sürecinin işleyeceği, yürütmenin kararının geçerli olacağı şeklinde açıklamalar yapılıyor.

Kararın bu tarihe bırakılması tam koalisyon görüşmelerinin yapıldığı bir döneme denk gelmesi bakımından görüşmeleri etkiler mi, sorusunu da akla geliyor.

Sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi yürütme bir iradeyi temsil ediyor, bu tür kararların aynı zamanda halkın iradesini de bir tarafa atma anlamını da taşımaz mı?

Bu karar aynı zamanda yürütmenin belirlediği eğitim politikasına bir müdahale mi sayılmalı?

Dershanelerin kapatılıp, özel okullara dönüşmesi aslında bazı olumsuzlukların da bertaraf edilmesi yanında avantajlarının olacağı beklentisi de var.

Biri öğrencilerin adeta bir yarış atına dönüştürülmesi gibi bir önemli olumsuzluğun ortadan kalkmasına neden olacağı şeklinde.

Bir diğer önemli yanı ise bu kurumlara yapılan ödemelerden kaynaklanan maliyetin öğrenci ailelerine getirmiş olduğu mali yükün kalkması olacak.

Üçüncü olarak daha da önemlisi ise dershanelerin fırsat eşitliği ilkesine aykırı olması.

Dolaysıyla mali durumu yeterli olmayan ailelerin çocuklarının bu yarışta geri kalmalarına yol açması.

Bu olumsuz yanlarının yanı sıra, özellikle malum dershanelerin öğrencileri başka  amaçla yetiştirmeleri algısının varlığı; bir nevi beyin yıkama sürecine tabi tutulmaları ise işin daha tehlikeli yönünü oluşturması…

Netice olarak bu yanlışlıklara engel olunması nedeniyle dershanelerin tamamen yürürlükten kaldırılarak, temel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi kararı alınmıştı.

Açıklamalar yürütmenin almış olduğu bu husustaki kararın ve kararlılığın devamı şeklinde.

Ancak Anayasa Mahkemesinin bu kararla hatırlattığı altı çizilmesi gereken husus ise kamuoyunda yer etmiş olan o bilinen tutumunu hatırlatıyor; yani bir bakıma yürütmenin üzerinde Demokles'in kılıcı anlayışından vazgeçmemiş olduğu intibaını sürdürmesi şeklinde mi yorumlamak gerekiyor?

Bu nedenle yeni bir Anayasanın bugüne kadar görülen bütün olumsuzlukları yok ederken, millet ve ülke menfaatleri açısından faydalı olacak bir muhtevayla yapılması üzerinde ısrarla duruluyor olması da bundan ileri geliyor.

Her bakımdan bir hayli tecrübeleri bulunan ülkemizin yeni bir anayasa yapımında bu tecrübelerin göz önünde bulundurulması söz konusu aksamaları ortadan kaldıracak, kurumlar arasında daha uyumlu ve verimli, aynı zamanda yürütmenin alacağı olumlu kararların uygulanmasında zaman kaybına neden olmayacaktır herhalde…