29 Mayıs 2015 Cuma

Neymiş bu üst akıl?


 
 
Ne zaman Türkiye ayakları üstünde durup koşmaya, şaha kalkmaya başlasa birilerinin karın ağrıları başlar.

Bugüne kadar ülkemiz üzerinde oynan oyunların üstesinden gelinmiş olmasına rağmen, bu hilekâr güruhu bir türlü alışkanlıklarından vaz geçmez.

Üst akıl da bu hileli oyunların yeni bir versiyonu olsa gerek.

Karayı ak, akı kara gösteren zihniyettir.

Doğruyu eğri, eğriyi doğru gösteren anlayıştır.

Haklıyı haksız, haksızı haklı gösteren adil olmayan bir yaklaşım biçimidir.

Hain ve çirkin emellerine bu hileyle ulaşmak isteyenlerin yeni bir oyunudur.

Ceplerini doldurmak, çoğunluğu göz ardı etmek isteyenlerin yeni bir fitnesidir.

Zehiri şekerle kaplayıp saf insanlara sunma maharetini gösterenlerin çirkin oyunudur.

Hainlik ve ihanetlerini perde arkasından yürütüp, sonrasında sureti haktan görünenlerin, timsah gözyaşları dökenlerin çirkinlikteki ustalıklarıdır.

Dürüstlük, doğruluğu bir tarafa bırakıp hain emellerini birtakım ayak oyunlarıyla gerçekleştirmek isteyenler münafıkların hilesidir.

Kin kusmakta sınır tanımayanların iğrenç ustalıklarıdır.

İç ve dış emperyalistlerin başları sıkıldığında başvurdukları hileli bir oyundur.

Sömürü düzeninin emrine girenlerin başaramadıklarında sığındıkları yoldur.

Üst akıl milletin ya da toplumun tamamını değil de, sadece küçük bir azınlığı düşünenlerin çirkin planıdır.

Sömürü düzeninin adına çalışanların Stockholm sendromudur.

Millet, devlet, bayrak sevgisi olmayanların ve edep yoksunu olanların sığınağıdır.

Hakkı hak, batılı batıl bilmeyenlerin haksızlıktaki maharetlerinin göstergesidir.

Hedef saptırmada ustalık gösterip, gayri meşru yollarla kazanç edinenlerin başvurdukları hiledir.

Milletin temiz değerlerini kendi çirkin emelleri doğrultusunda kullananların mesleğidir.

Kazançlarını aklının, zekâsının, emeğinin, alın terinin gücüyle değil de, haksız ve hileli yollardan elde etmenin çirkin formülüdür.

Birlik beraberliğin sağlanmasından ve korunmasından rahatsız olanların; Kürt, Türk; şu etnik unsur, bu etnik unsur diye ülkeyi, milleti kişisel menfaatleri uğruna bölerek birbirlerine düşürmek isteyenlerin örtülü hilesidir.

Altıyüz küsur yıllık Cihan devleti olan Osmanlıyı yıkan, bununla da kalmayım bakiyesi olan ülkemizi yıkmak, parçalamak isteyenlerin mide bulandıran oyunudur.

Bugün çevremizde bulunun İslam ülkelerinin içine düşürüldüğü, zulmün zirvede, insanlığın ayaklar altına alındığı ortamı oluşturmak isteyenlerin ve bu oyunu görme basiretinden yoksun olanların açık bir ihanetidir.

İnsanları birbirine düşürüp arkadan kıs kıs gülenlerin çirkinlik ve vicdansızlığıdır.

Ülkenin kazanımlarını hazmedemeyen ve bu kazanımları hileli yollarla yok etmek isteyen harici emperyalistlerin içerdeki işbirlikçilerle yapmaya çalıştıkları iğrençliklerdir.

İçinde memleket, millet, bayrak, birlik ve beraberlik sevgisi ve şuuru olmayanların ve sadece kişisel menfaatlerini düşünenlerin zavallılığıdır.

Bu nedenle ‘üst akıl’ yerine selim akılı yeğleyen; gerçekleri ve doğruları görebilen; hakkı hak, batılı batıl olarak bilen bir yönetim anlayışına sahip olan Ak Partinin 7 Haziranda dördüncü defa milletten emaneti tekrar dört yıllığına teslim almasını temenni ediyoruz. Bu ülkemizde huzurun devamı, kalkınmanın sürdürülebilirliği olacağı gibi, ülkemiz üzerinde çirkin emelleri olanlara iyi bir ders olacak, bu hain emellerini kursaklarında bırakacaktır.