4 Haziran 2013 Salı

BBC sadece habercilik mi yapıyor?

Dünyanın her tarafını didik didik tarayıp, olan biteni bütün dünyaya aktaran BBC haberciliği ile kurum olarak kendini dünyaya kabul ettirmiş. 

BBC’nin haber içeriğine baktığımızda ağırlığını özellikle İslam ülkeleri oluşturuyor. 

Nerede bir kargaşa ve kaos varsa onun merkezinde bulunuyor. Şimdi karargahı Taksime kurmuş, Taksim haberleri kaç gündür manşetten veriliyor… 

BBC bir bahar peşinde dünya kamuoyunda bu havayı oluşturmaya çalışıyor sanki... 

Baharı yaşayan bir ülke için durup dururken bir bahar havası oluşturmak nereden çıktı? 

Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde yaşanan politik ayaklanmaya verilen bu isim önceden tasarlanmış ve bunu yine düşünülen ülkeler için kullanılmak amacıyla mı bu ismi buldular. Bahar kelimesinin insan zihninde bıraktığı iyi çağrışıma karşılık, politik ayaklanmanın devam eden ülkelerdeki yaşanan vahşete bakınca baharla bir ilgisi olmadığı açık… 

Ama batının bahar beklentisi bahar kelimesinin ihtiva ettiği anlamdan tamamen tersi bir hava oluşturmaktan başka bir şey değil gibi geliyor. Ülkemiz özellikle baharları engelleyen oluşum ve yapıları son on yılda ortadan kaldırma çabası içinde olmuş. Ülkeyi daha demokratik ve daha özgür bir yapıya kavuşturmak için gerekli çabalar gösterilerek gerek ekonomik ve gerekse demokratik manada bir hayli reformlar ve ilerlemeler gerçekleştirilmiş. 

Bu olumlu gelişmelere rağmen, BBC bu tabiri niye ülkemizle özdeşleştirdi ve bütün dünyaya da lanse etti! Buna makul bir anlam vermek mümkün değil. Türkiye kurum ve kurumsal yapılarıyla varsa bu anlamada bir sıkıntı hukukun içinde kalarak çözme basiretine, devlet ve hükumet tecrübesine ve bilgisine sahip bir ülke. Türkiye antidemokratik yasalarla değil, çağın gerekleriyle uyumlu yasalarla yönetilen bir ülke. 

Yoksa BBC’nin asıl amacı baharı yaşayan ülkemizin sonbahara dönüşmesi mi? Ülkemiz son on yılda hayal ürünü senaryoları aşmış; artık gereksiz yere suni olarak korku ve endişe oluşturan yersiz iddiaların taraftar bulacağı bir ülke değil. Bu ütopyalar geçmişte vardı diyebiliriz, ama bugün için bu aslı astarı olmayan anlamsız endişelere yer vermek mümkün değil. Evet, yakınımızda yaşanan sözde bir bahar var, bu aslında bahar değil de bir vahşet; hem de bütün dünyanın gözü önünde yaşanan bir vahşet… 

Arap baharının yaşandığı ülkelerde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve demokratik seçimler yapılamıyordu. Bu haklı nedenle son çare olarak söz konusu yola başvuruldu. Keşke böyle olamasaydı da daha demokratik ve insani olsaydı, bu da uluslararası toplumun hatası idi! Demokrasi yanlısı uluslararası toplum demokratikleşmek isteyen Suriye’ye maalesef duyarsız kalmış gereken desteği vermemişler. 

Demokrasi havarisi kesilmeleri sadece lafta kalmış.. BBC’ye bir tavsiyemiz var acil olarak bahara ihtiyacı olan bir ülke de Kuzey Kore ve demokrasinin, insan haklarının olamadığı, uygulanmadığı başka ülkelere karargâh kurması; sadece Afganistan, Pakistan, Irak ve benzeri İslam ülkelerinde değil…