3 Kasım 2012 Cumartesi

Gazze ve Suriye’nin stratejik önemi


 

 

İsrail Gazze’ye kimseyi yaklaştırmıyor.

Bu tutumu ise ona verilmiş önemli görevmiş gibi bir algı oluşturuyor dünya kamuoyunda.

Bugüne kadar işgal ederek, öldürerek, söz konusu toprakların asıl sahiplerinin her türlü haklarını hiçe sayarak kesintisiz zulüm ve baskı politikasıyla bu işi yürütmüş.

Bunun arkasında duran asıl amaç ise Gazze’nin batı dünyası için stratejik öneminden kaynaklanıyor.

Daha doğrusu Filistinlileri batıya potansiyel terörist olarak jurnalleyerek kendisine haklı bir zemin oluşturmuş oluyor. 

Çünkü Gazze abluka altında ve insanı yardım amacıyla yapılacak bütün yardımlar akıl almaz bahanelerle durduruluyor.

Açık bir şekilde Birleşmiş Milletlerin her fırsatta temsil ettiği ve sahip çıktığı insan hakları ihlal ediliyor.

Birleşmiş Milletler de bu duruma arkasında duran güçlerle göz yumuyor.

Batı için Gazze stratejik öneme sahipse, Rusya ve Çin için de Suriye önem taşıyor.

Bu iki ülke Suriye’de yaşanan birbuçuk yılı aşan süre zarfındaki zulme anlamsız bahanelerle ilgisiz kalarak, zulmü uygulayan zalim devlet başkanını destekliyor.

Elbette zalim bir lideri korumak istediğinden değil, mevcut yönetim marifetiyle kendi çıkarlarını sürdürmek, böylece Batının Gazze stratejisine karşı Akdeniz’de kendi üstünlüklerini korumak ve sürdürmek için böyle bir destek içinde bulunuyorlar.

Suriye’nin zalim lideri kendi şahsi menfaati için ülkesini yakıp yıkmaktan öte, kendi halkına en acımasız silahlarla çoluk çocuk, kadın erkek demeden saldırarak katlediyor.

Ne uluslararası toplumun ve ne de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bu zulme dur diyecek kararlı ve açık bir tavrı yok, zaten konsey adil olmayan yapısı gereği böyle bir kararı almaya da üyelerin menfaatleri nedeniyle yanaşmıyor.

Her fırsatta insan hakları savunuculuğunu yapan BM ve uluslararası toplum Suriye’de iki yıla yakındır yaşanan katliamlara seyirci kalıyor.

Suriye’de ne yazık ki acımasız bir şekilde çatışmalar devam ediyor.

İki taraftan her gün onlarca insan hayatını kaybediyor.

Bu arada BM muhalif güçlere yönelik bir açıklamada bulundu!

Suriye’deki muhalif güçlerin esir aldığı Esat’ın askerlerini öldürmesi nedeniyle savaş suçu işlediklerini açıklıyordu.

Bu insanlık dışı savaşı başlatan ise Suriye’nin zalim lideri idi.

Elindeki en güçlü silahlarla savunmasız insanların üzerine silahlarını boşaltarak otuzbin masum vatandaşının ölümüne neden oldu.

Bu kişi hakkında ve buna destek verenler hakkında BM’nin savaş suçlusu olduğuna dair bir açıklaması var mı?

 

BM’nin öncelikle Güvenlik Konseyini oluşturan sağlıksız yapıyı eleştirmesi gerekiyor. Bu haksız ve hukuksuz yapıyı genel kuruluna taşıyıp, tartışıp adil bir yapıya kavuşturmasının zamanı gelmiştir.

Kendisini adil bir yapıya kavuşturursa; kendi işi kolaylaştığı gibi, savunuculuğunu yaptığı insani değerlerin de yeryüzünde yaygınlaşmasına ve kalıcılığına katkıda bulunmuş olacak.

Gerek Suriye’de ve gerekse Filistin ve Filistin’den koparılmış Gazze’de insanların haksız yere ölmelerini önlemek ve kalıcı barışın sağlanması ise Güvenlik Konseyinin alacağı tarafsız ve adil kararlara bağlı.