Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon İsrail’in Batı Şeria’daki Filistin
topraklarında ileri karakol açma kararından dolayı aşırı rahatsızlık duyduğunu
ifade etmiş.
Birleşmiş
Milletlerin kararın illegal olmasına rağmen, İsrail Hükümeti uluslararası bir
konuda ileri karakol açma kararını kendini yetkili ve yetkin görerek kararını
vermiş.
İsrail’in
yasalara aykırı olan bu kararı ilk değil elbette!
Zaten
ilk olsaydı bugüne kadar Filistin’de yaşanan insanlık dışı olaylar görülmezdi.
Her gün evleri başlarına yıkılan Filistin halkı 60 yılı aşkın süredir hür
dünyanın gözü önünde bu vahşete maruz kalmazdı. Filistinlilerin kendi vatan
topraklarını hapishaneden daha kötü şartların olduğu bir ortama çevirmezdi.
İşine gelmediği
her hususta, her varlığı terörist ilan eden ve sadece kendisinin hak sahibi
olduğunu gören bu anlayışı bugüne kadar ne yazık ki uluslararası toplum ve ilgili
kuruluşlar göz ardı etmiş.
Kendi öz
topraklarında kendi varlıklarını savunma amaçlarından başka gayeleri ve
çabaları olmayan bu insanlar dünyanın gözü önünde maruz kaldıkları insanlık
dışı muameleye tabi tutularak tarumar edilmişler.
Bu uzun
süreçte başta BM olmak üzere bu kategorideki diğer uluslararası kuruluşlar,
uluslararası ceza mahkemesi sessiz veya yetersiz kalarak İsrail’i cesaretlendirmiş
ve yapılan katliamlara göz yumulmuş.
Eğer BM
ve uluslararası toplum gerekli yaptırmaları zamanında almış olsalardı bugün bir
Filistin devleti var olacaktı ve hür dünyanın gözü önünde insanlık katliamı
yaşanmayacak, insan hakları ihlal edilmeyecekti. Tavşana kaç tazıya tut politikası
izlenerek Filistin toprakları işgal edilmiş.
İsrail’in
önce empatik davranarak kendi öz vatanlarında yaşayanları kendi yerine koyması
gerekir ki onların çektiği acıların önem ve büyüklüğünü anlayabilsin, fakat
kendinden başkasını gördüğü ve düşündüğü yok.
Böylesine
bir şartlanmışlık içinde olması, karşısındaki insanların en temel haklarına
karşı da en ufak bir saygınlık duymasına engel oluşturuyor.
Bugüne
kadar yaptıklarından anlaşıldığına göre, İsrail, Filistin’in tamamını işgal
etse bile mevcut alışkanlığını sürdürecek görünüyor.
Kendisini
uluslararası hukuk kurallarının dışında ve üstünde tutarak ve bunun kendisine
bahşedilmiş bir ayrıcalık olarak algılayan, hak ve hukuk tanımaz bu ülke başına
buyruk kararlar alarak istediği ülkede kendi emellerini uygulayacağı izlenimini
veriyor.
Bugüne
kadar gerek Birleşmiş Milletler ve gerekse uluslararası topluluk İsrail’in
yapmış olduğu kanun dışı ve insanlık dışı uygulamaları nazarı dikkate almamış
ve görmezden gelmiştir. Bu hususta geçmişten günümüze kadar BM’nin hatası
olmuştur ve bu ülke BM’yi arkasına aldığını görerek kanun tanımaz eylemlerine
devam etmiş. BM Güvenlik Konseyi İsrail’in yaptıklarına yanlı davranmış, insan
haklarını ve hukukun üstülüğünü ayaklar altına almasına göz yummuştur.
Savunmasız Filistinlileri evlerinden dışarı atıp yakarak, yıkarak ve öldürerek
mazlum insanların toprakları üzerine yerleşim yerleri yapmış ve yapmaya devam
etmektedir.
Genel
sekreter hayal kırıklığına uğradığını söylüyor, böyle bir karar karşısında
sağduyu sahibi her ferdin hayal kırıklığına uğramamsı mümkün değil!
Aynı
duyarlılığı BM’nin güvenlik konseyi kararlarında etkili ve yetkili olan beş daimi
üyesinin de göstermesi lazımdır ki bu konudaki samimiyetlerini göstermiş
olsunlar.
Uluslararası
toplumdan beklenen, temerküz kampına dönüştürülen Filistin ve Gazze’nin en
tabii hakları olan bir devlet statüsüne kavuşturulmasıdır.