25 Nisan 2012 Çarşamba

Suçlu ayağa kalk!







Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon İsrail’in Batı Şeria’daki Filistin topraklarında ileri karakol açma kararından dolayı aşırı rahatsızlık duyduğunu ifade etmiş.



Birleşmiş Milletlerin kararın illegal olmasına rağmen, İsrail Hükümeti uluslararası bir konuda ileri karakol açma kararını kendini yetkili ve yetkin görerek kararını vermiş.

İsrail’in yasalara aykırı olan bu kararı ilk değil elbette!

Zaten ilk olsaydı bugüne kadar Filistin’de yaşanan insanlık dışı olaylar görülmezdi. Her gün evleri başlarına yıkılan Filistin halkı 60 yılı aşkın süredir hür dünyanın gözü önünde bu vahşete maruz kalmazdı. Filistinlilerin kendi vatan topraklarını hapishaneden daha kötü şartların olduğu bir ortama çevirmezdi.



İşine gelmediği her hususta, her varlığı terörist ilan eden ve sadece kendisinin hak sahibi olduğunu gören bu anlayışı bugüne kadar ne yazık ki uluslararası toplum ve ilgili kuruluşlar göz ardı etmiş.



Kendi öz topraklarında kendi varlıklarını savunma amaçlarından başka gayeleri ve çabaları olmayan bu insanlar dünyanın gözü önünde maruz kaldıkları insanlık dışı muameleye tabi tutularak tarumar edilmişler.

Bu uzun süreçte başta BM olmak üzere bu kategorideki diğer uluslararası kuruluşlar, uluslararası ceza mahkemesi sessiz veya yetersiz kalarak İsrail’i cesaretlendirmiş ve yapılan katliamlara göz yumulmuş.



Eğer BM ve uluslararası toplum gerekli yaptırmaları zamanında almış olsalardı bugün bir Filistin devleti var olacaktı ve hür dünyanın gözü önünde insanlık katliamı yaşanmayacak, insan hakları ihlal edilmeyecekti. Tavşana kaç tazıya tut politikası izlenerek Filistin toprakları işgal edilmiş.

İsrail’in önce empatik davranarak kendi öz vatanlarında yaşayanları kendi yerine koyması gerekir ki onların çektiği acıların önem ve büyüklüğünü anlayabilsin, fakat kendinden başkasını gördüğü ve düşündüğü yok.

Böylesine bir şartlanmışlık içinde olması, karşısındaki insanların en temel haklarına karşı da en ufak bir saygınlık duymasına engel oluşturuyor.



Bugüne kadar yaptıklarından anlaşıldığına göre, İsrail, Filistin’in tamamını işgal etse bile mevcut alışkanlığını sürdürecek görünüyor.



Kendisini uluslararası hukuk kurallarının dışında ve üstünde tutarak ve bunun kendisine bahşedilmiş bir ayrıcalık olarak algılayan, hak ve hukuk tanımaz bu ülke başına buyruk kararlar alarak istediği ülkede kendi emellerini uygulayacağı izlenimini veriyor.

Bugüne kadar gerek Birleşmiş Milletler ve gerekse uluslararası topluluk İsrail’in yapmış olduğu kanun dışı ve insanlık dışı uygulamaları nazarı dikkate almamış ve görmezden gelmiştir. Bu hususta geçmişten günümüze kadar BM’nin hatası olmuştur ve bu ülke BM’yi arkasına aldığını görerek kanun tanımaz eylemlerine devam etmiş. BM Güvenlik Konseyi İsrail’in yaptıklarına yanlı davranmış, insan haklarını ve hukukun üstülüğünü ayaklar altına almasına göz yummuştur. Savunmasız Filistinlileri evlerinden dışarı atıp yakarak, yıkarak ve öldürerek mazlum insanların toprakları üzerine yerleşim yerleri yapmış ve yapmaya devam etmektedir.

Genel sekreter hayal kırıklığına uğradığını söylüyor, böyle bir karar karşısında sağduyu sahibi her ferdin hayal kırıklığına uğramamsı mümkün değil!

Aynı duyarlılığı BM’nin güvenlik konseyi kararlarında etkili ve yetkili olan beş daimi üyesinin de göstermesi lazımdır ki bu konudaki samimiyetlerini göstermiş olsunlar.

Uluslararası toplumdan beklenen, temerküz kampına dönüştürülen Filistin ve Gazze’nin en tabii hakları olan bir devlet statüsüne kavuşturulmasıdır.