1 Ağustos 2015 Cumartesi

Asırları bulan birlikteliğin çözümsüzlüğü olamaz


 

 
Çözüm sürecinin devam etmemesi için mantıklı bir sebep yok.

Dini, tarihi, kültürü, dili aynı olan gruplar arasında çözümsüzlüğü kabul etmek mümkün değil.

Bu çözümsüzlük kavramı da suni olarak maksatlı olarak hazırlanmış bir senaryodur.

Senaryosunu emperyalist güçlerin yazıp içerdeki hain işbirlikçileri ile 30 - 40 senedir ülkemizde sahnelediği iğrenç bir oyundur.

Bu oyunun amacı da hiç şüphesiz ülkemizi bölüp parçalamaktır.

İçerdeki hainler bu oyunun ne yazık ki iğrenç figüranlarıdır.

Bu ülkenin doğusuyla batısıyla, güneyiyle kuzeyi ile alıp veremeyeceği hiçbir şeyi yoktur.

30-40 yıldır batının uşaklığını yapan bu kandırılmış hainler ülkemizde binlerce masum insanın kanını akıttılar.

Adeta kanla beslendiklerini tescillediler.

Bu vahşetlerini tescillerken ülkesini, vatanını ve manevi değerlerini seven ve yaşatan bu milletin vicdanında derin yaralar açtılar.

Baskıyla, silahla, korku psikolojisi oluşturarak bugüne kadar batılı sömürgecilerin uşaklığını yaptılar.

Sözde savundukları bölge insanına her bakımdan çok şeyler kaybettirdiler.

Bir asır öncesinin baskı zulüm ve vahşet örneklerini uygulayan komünist rejimin yıldızını sözde bayraklarına sembol yaptılar.

Vahşet ve zulmün sembolü olan bir siyasal anlayışı kendilerine rehber edinen bu anlayış, varsayalım ki bağımsız bir devlet kurdular, ki asla mümkün değil, bugün o bölgede bulunan insanlara sözde vaat ettikleri barış, özgürlük, insan hakları söylemlerinin sadece teori olduğu uygulamada zerresinin dahi olmayacağını görmüş olacaklar.

İşte asıl esaret o zaman başlamış olacak, asıl vahşet o zaman başlamış olacak, eşi görülmemiş insanlık dışı uygulamalar o zaman başlamış olacak ki tarifi mümkün olmayacaktır.

Aynen komünizm dönemindeki doğu ve batı Almanya misali bir yönetim olacaktır.

Bu insanlık dışı ortamı hazırlayanların dahi düşünemedikleri ölçekteki vahşeti hazırlayanlar bin pişman olacaklardır fakat iş işten geçmiş, geriye dönüşü olmayan bir yola girilmiş olacaktır.

Biz biliyoruz ki Doğulu ve Güneydoğulu kardeşlerimiz bu hain ve çirkin oyunun farkındadırlar, gerek bugüne kadar kendilerine yapılan baskıdan kurtulmak ve gerekse bu hain örgütün kendilerine vaat ettikleri özgürlük senaryolarının tamamen yalan ve yanlış olduğunu biliyor bunların bu aldatıcı söylemlerine zerre kadar prim vermeyeceklerdir.

Bu uluslar arası çirkin projenin bir aldatmaca ve tehlikeli bir tuzaktan başka bir şey olmadığı kanaatinin kendilerinde hasıl olmasını temenni ediyoruz.

Asırları bulan bir birlikteliğe sahip olan bu insanların çözümsüzlük diye bir sıkıntısı olmamış olmayacaktır.

Irkçılık propagandası yaparak kandırılan insanlar artık bu sinsi narkozdan uyanmalı gerçeği görme zamanının gelmiş ve geçmekte olduğu şuuruna varmalarını unutmamaları gerekiyor.

Bugüne kadar gösterilen iyi niyet ve aşırı hoşgörü, bu hainlerin de aşırı şımarmalarına yol açmış, uzanan şefkatli elleri boş bırakılmış ve ancak anlayacakları dille cevap vermek bir zaruret olmuştur.

MOSSAD usulü infazlar uygulamalarının da bu vahşet örneklerini kimin adına yaptıklarının en bariz göstergesidir. Bugüne kadar masum insanları en acımasız bir şekilde öldürmekten çekinmemişlerdir. Vahşette zirveye çıkarken, zillete de en aşağı derekeye düşmüşlerdir.

Bu uğurda hayatlarını yitiren polislerimiz, askerlerimiz göğsünü siper ederek kanlarının son damlasına kadar kendilerine yakışan bir cesaret ve asaletle bu hainlerle mücadele ederek ülkemizi bu hainlere karşı savunmuş; vatansever insanlarımız tarafından dualarla, Fatihalarla ebedi istirahatgahlarına şehitlik gibi yüksek bir dereceyle uğurlanmaktadırlar.

Bu hain oyunun arkasında duran emperyalistler iyi bilmeli ki ülkemizin bu asil insanları bu ülkeyi göğsünü siper ederek kanlarının son damlasına kadar mücadele ederek savunacaklardır.

Vatan sevgisi imandandır.

Bu sevgi var oldukça bu vatanı bölmek, parçalamak ve emperyalistlere ve onların içerdeki piyonlarına peşkeş çekmek isteyenlere pabuç bırakılmayacaktır.

Bunun en bariz, en samimi örneği ise Genel Kurmay başkanlığımızın yapmış olduğu açıklamadır. Çok sayıda insanımızın bu teröristlerle mücadele etmek ve vatan savunması için başvuruları böyle bir ulvi görevde ne kadar hassas ve ne kadar samimi olduklarının açık bir göstergesidir.