18 Ekim 2013 Cuma

AB raporunda samimi mi?

 

 

Avrupa Birliğinin geleneksel olarak hazırladığı 2013 yılına ait Türkiye ilerleme raporu açıklandı. Rapor geçen 12 ay boyunca önemli adımların alındığının altını çiziyor.

Özellikle dördüncü yargı paketi ve barış sürecinde yaşanan olumlu gelişmelere atıfta bulunuyor.

Bir yıl boyunca atılan adımların ve gelişmelerin olumlu olduğuna işaret ederken, yapılması gerekenleri de hatırlatıyor.

Avrupa Birliğinin ve benzeri kurum ve kuruluşların sahip çıktıkları veya üzerine odaklandıkları temel değerler insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokratik düzen ve benzeri insani değerler. Yani insanlığın sahip çıkması gereken ortak değerleri.

Bu değerler sadece belli yerlere ve ülkelere has değil, bütün insanlığın ortak değerleri, yani evrensel değerler. O zaman bu değerlere bu pencereden bakmak gerekiyor.

Fakat maalesef bu bakışı göremiyoruz…

Bunu göremediğimiz gibi bu değerleri zorbela ele geçiren ülkelere de sahip çıkılmıyor.

Yakın çevremize baktığımızda, Irak’ta her gün onlarca insan bombalamalarla hayatını kaybediyor.

Suriye’de zalim yönetim vahşetini sürdürüyor!

Yine dünyanın birçok ülkesinden ölümü göze alarak canı pahasına ülkelerindeki haksız ve zalim yönetimlerden kaçarak hayatlarını yitirenler dünya medyasının ciddi bir şekilde dikkatini çekmiyor. Bu zulmü uygulayanlar gereği gibi kınanmıyor.

Filistin topraklarında Yahudi yerleşim birimleri hızla artıyor, karşı koyanda hayatından oluyor...

Demokratik bir usulle seçilen Mısır devlet başkanını alaşağı eden antidemokratik güçlere kimsenin sesi çıkmıyor, çıkmadığı gibi darbe bütün dünyaya meşru gösterilemeye çalışılıyor...

Gerek Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, uluslar arası toplum ve gerekse medya ve benzeri insan hakları savunucuları ve hukuk kurumları gerçek manada yeryüzünde bulunan yanlışlıkların karşısında samimi bir üslup ve duruş göstermiyor.

Bu temel insani değerlerin ihlali karşısında, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin kurum ve  kurallarını koruyan bir tarz ve üslupla durdukları zaman insanlık adına var olan ve işlenen yanlışlıklar en kısa zamanda son bulacaktır.

Fakat gördüğümüz kadarıyla bu temel değerleri bir bütün olarak değil, sadece işlerine geldiği zaman ve çarpıtarak gündeme getiriyorlar. Yeryüzünde bu temel değerlerin uzun yıllardır ihlal edildiği ülkeler var bunlara samimi bir yaklaşım ve duruş sergiledikleri görülmüyor.

Irak’ı demokrasi maskesi altında işgal edenler bu ülkeyi bir ateş topuna çevirdiler, Suriye’de üç yıldır yaşanan vahşeti saptırmalarla bütün dünyaya makul göstermeye çalışıyorlar, Mısır’da demokratik düzene geçen bir yönetimi batılı medya ve işbirlikçilerinin çabasıyla alaşağı ettiler.

Batını temel insan hakları anlayışı ve bakışında samimiyetsizlik var, eğer samimi olsalar bazı İslam ülkelerinde yaşanan vahşet bir anda kesilir! Bu nedenle hazırlanan raporların samimi bir yönü yok, darbeyi destekleyen bir anlayışın temel insan haklarını savunmaları pek inandırıcı olamaz...

Temenni ederiz vahşi batı anlayışına son verilir ve savunulan evrensel değerler en kısa zamanda bugün zulüm altında inleyen ülkelerde tesis edilir. Bu yapılırsa bu değerleri savunduklarında inandırıcı olabilirler.