26 Ağustos 2017 Cumartesi

Malazgirt yıldönümünde yeni bir dönem




Bu sene Malazgirt Meydan muhaberesinin yıldönümü kutlamaları farklı bir şekilde organize ediliyor.
Bu kutlamaların bundan sonra önümüzdeki yıllarda da devam edeceği açıklandı.
Millet olarak tarihimizi seven bir ülke ve milletiz.
Özellikle Türklerin Müslüman olmasından sonra dünya tarihi farklı bir yörüngeye oturmuş.
Çünkü bizim tarihimiz şanla, şerefle dolu.
Gerek Selçuklular ve gerekse Osmanlılar tarihin sayfalarına altın harflere geçmiş.
Tarihimiz bizlerin yüzünü kızartacak bir mücadele içine girmemiş.
Kızılelmaları İ’layı kelimetullah için olmuş, kuru kavga için olmamış.
Yeryüzüne adalet yaymak için, yurt edindikleri beldelere İslamiyet’in güzel hasletlerini götürmek için canlarını feda etmişler.
Şanlı ecdadımız yeryüzüne hakkı, hukuku, adaleti götürmek için mücadele vermiş.
Hakkı hak, batılı batıl bildikleri ve uyguladıkları için bulundukları coğrafyalar huzur ve rahata kavuşmuş.
Osman Gazi oğluna nasihat ederken, “Bizim davamız kuru bir kavga ve cihangirlik davası değil, İ'layı kelimetullahtır,” demiş.
Hakkı adaleti savunup yayıp koruma mücadelesi vermiş ecdadımız.
Mazlumların, mağdurların, kimsesizlerin sahibi olmuş.
Gücünü, kuvvetini zayıftan, kimsesiz ve mağdurdan yana kullanmış.
Yeryüzüne huzur ve güven gelsin istemiş.
Bu güzel hasletlerini dünyaya hakim kılma mücadelesi vermiş.
Yaklaşık bir asır önce içerideki hainlerin dışarıdaki düşmanlarla elbirliği yaparak bir cihan devleti yıkılmış.
Sonrası malum İmparatorluk çok büyük toprak kaybına uğramış.
Sadece toprak kaybı olmamış yukarıda saydığımız insani hasletler de yok olmuş.
O tarihten buyana geçen bir asırlık süre içinde İslam coğrafyası bir türlü huzura, rahata ve istikrara kavuşamadı.
Parçalanmış coğrafya ne yazık ki emperyalistlerin elinde oyuncak oldu, ellerine geçirdikleri irili ufaklı beslemelerle bu toprakların gerçek sahiplerine kan kusturdular.
İsmine demokrasi, insan hakları, özgürlük taktıkları hain ve çirkin emellerini bir asırdır sürdürüyorlar.
Nedeni ise Osmanlı sonrası parçalanmış bir İslam coğrafyası ve kukla yöneticilerin eseri.
Emperyalist güçler sözde insan hakları ve demokrasi kisvesi altında İşgal ettikleri topraklarda kan ve gözyaşı getirdiler, açlık ve yokluk getirdiler.
“Böl parçala yönet” taktiğine maruz kalan İslam coğrafyası bir asırdır huzuru ve sükûneti bekliyor.
Hala bu acı tabloyu idrak edemeyenler, göremeyenler yeni parçalanmaların arayışı içine girmiş bulunuyorlar.
Ama çok şükür ülkemizde 15 yıldır devam eden bir sağlam irade var.
Aynen ecdadın değerlerine bağlı yolunda ilerliyor.
Bu bağlılık, bu toparlanma, bu şuur, bu farkındalık bütün İslam coğrafyası tarafından benimsenir ve sahiplenilirse tekrar huzur ve refah yakalanacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu hususta gösterdiği hassasiyet ve çabanın da bu maksada matuf olduğu izlenimini veriyor, aynı zamanda adalet ve huzurun tesisini...
Birliğin, beraberlik ruhunun sadece ülkemiz için değil, bütün İslam coğrafyası için ne denli önemli olduğunu biliyoruz; hatta sadece İslam coğrafyası için değil bu amaç doğrultusunda bütün alem için önem taşıyor.
Yine Malazgirt Meydan muharebesinin 946. Yıldönümü kutlamalarının yerinde ve farklı bir tören anlayışıyla yapılması tarihimizde önemli bir dönüm noktası olması hesabıyla büyük önem arz ediyor.

Türklere Anadolu'nun kapısını açan bu muharebenin yıldönümü kutlamalarının hayırlara vesile olmasını temenni ederken, bu muharebenin başkomutanı Sultan Alp Arslan ve silah arkadaşlarına rahmetler diliyoruz.