7 Haziran 2017 Çarşamba

Emperyalist kumpas



Vesayet ve emperyalist uşaklığına soyunanlar güruhu bitmedikçe bugün Katar’ın karşılattığı durumla bir başka İslam ülkesi karşılaşabilir. 
Maalesef İslam dünyası bugün içine düştüğü durumun vahametini geçmiş dönemlerde bu denli görmemiştir.
İslam ülkeleri en acı fetret dönemini yaşamaktadırlar.
Bugünkü durum kısa bir sürecin neticesi değil.
Tıpkı ülkemizin mücadelesini verdiği terör örgütlerinin oluşumumun bu denli kökleşmiş yapıya kavuşmasında olduğu gibi.
Ferdi ferde düşürmek, grupları gruplara düşürmek, etnik yapıları birbirine düşürmekte fitne ustalığını gösterenler, aynı zamanda devletleri de birbirine düşürmede uzmanlaşmışlardır.
Yok yere hiçbir akıl ve mantığın kabul etmediği gerekçeler ileri sürüp bunları uygulama safhasına getirerek hain emellerini gerçekleştirdiler bunlar.
Biliyoruz İslam dünyası yaklaşık iki asrı aşan bir zaman diliminden beri zayıflatılmaya ve birbirine düşürülerek parçalanma sürecine itilmiştir.
Fitne ustalığı ve uzmanlığını şeytana taş çıkartmanın da ötesinde bir ustalıkla uygulayanlar aslında bizzat kendilerine verdikleri zararın ölçüsünü düşünemeyecek kadar gözlerini hırs ve kin bürümüştür.
Ne yazık ki bugün İslam dünyası hazin bir durumun en çarpıcı örneğini vermektedir.
Bu da İslam’ın temel değerleri göz ardı edildiği ya da lafta kaldığı için bu hazin tablo oluşmuştur.
Emperyalistler bu hain oyunu çok iyi yazıp ellerindeki kuklalarla oynatıyorlar.
Katar’ı köşeye sıkıştıran gerekçe bu ülkenin terör örgütlerine destek verdiği iddiasına dayanıyor.
İslam coğrafyasına baktığımızda, gerek Ortadoğu ve gerekse kuzey Afrika ülkeleri tabiri caizse kan ağlamaktadır.
Bu hain tuzağın ilk ayağı 30 yılı aşkın bir süre önce komünist düzenin çöküşünden bir müddet önce işgale uğramış ve bugüne kadar emperyalistlerin işgali altına kan ağlayan Afganistan’dır.
Bu işgal girişimi özellikle komünist blokun çöküşü ile hız kazanmıştır.
Bu işgal teorisyenlerinin gayesi dünya kamuoyuna İslam dünyasını terörist kabul ettirerek kendi hain emellerine ulaşmaktır.
Bunun en açık ve bariz örneği ve hatta teorisyenleri ise İsrail devletidir.
Çünkü işgal ettikleri Filistin topraklarını ve bunun ileri aşamasını gerçekleştirmek için pusuda beklemektedirler.
ABD başkanı Trump DAEŞ’ı önceki başkanın kurduğunu itiraf ederek bir gerçeği dile getirmişti.
ABD yönetiminin PKK’nın Suriye’deki şubelerine silah yağdırdığı ve eğitim verdiği de bu ülke yönetiminin terörü açıkça desteklediğinin somut bir delilidir.
Ama uluslar arası hukukun işlemediği bir dönemde bu büyük hak ihlalini savunacak merci kalmamıştır dünyada.
Katar’ı kumpasa alıp yalnızlaştırmak isteyen bu emperyalist politika başarılı olursa, bir İslam ülkesi daha istikrarsızlığa sürüklenmiş olacak.
Emperyalistlerin yörüngesine takılan bazı İslam ülkeleri bu hazin gidişatı iyi analiz etmeleri gerekir.
Bu anlayış devam ettikçe bu halkaya yenileri eklenebilir.

Hatta bugün emperyalistlere destek verenler de bu kumpastan kurtulamazlar.
Fakat iş işten geçmiş olur.