9 Nisan 2017 Pazar

"Evet" istikrar ve güvenin teminatı olacak


 

Yaklaşık 3 yıldır ülkemizde seçim havası var.

Bundan yaklaşık 3 yıl öncesine döndüğümüze, seçim takviminde 2014 mart ayında yapılan yerel yönetimler seçimini görüyoruz.

Yine 2014 ağustos ayında cumhurbaşkanı seçimi.

2015 yılında genel seçimler...

2015 haziran ayında yapılan genel seçimlerde sandıktan birinci parti olarak çıkan Ak Parti, 2002 yılında girdiği ilk genel seçimde ve takip eden dönemlerde; yani 2007 ve 2011 yıllarında oylarını artırarak genel seçimlerden başarıyla çıkmıştı.
Ancak 2015 haziran ayında yapılan genel seçimlerde ilk defa girdiği 2002 yılından itibaren zaferle çıkan Ak Parti sandıktan seçmenlerin çoğunun tercihini kazanmasına rağmen hükümeti kurmak için sayı yeterli olmamıştı.

Bu durum, Ak Partinin kurulduğu yıl olan 2001 yılından 2014 yılı ağustos ayına kadar genel başkanlık görevini ve başbakanlık görevini üstlenen ve cumhurbaşkanlığı seçimiyle görevi devreden sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın genel başkanlık görevini bırakmasından mı kaynaklandığı sorusunu akıllara getirebilir.

Çünkü bunun en çarpıcı örneği merhum Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı seçilmesinde görülmüştü. 1980’li yıllarda iki dönem iktidarı kazan kurduğu parti sonraki seçimlerde yok olmuştu.

Ancak Ak Parti’de böyle bir durum olmamasına rağmen tabii liderinin ayrılmasını takip eden ilk seçimde bir düşüş meydana gelmişti.

2015 haziran ayı seçim sonuçları önceki yıllarda ülkemiz siyasi hayatında iz bırakan olumsuzlukları da gündeme getirmişti.

Söz konuş sürecin basiretli bir yönetimle bu hata bertaraf edildi.

Genel seçimlerin tekrarı yönünde karar alınarak, 2015 kasım ayında yenilendi.

Böylece ülkemizin tekrar, 1970’li ve 1990’lı yıllarda karşı karşıya kaldığı o fetret dönemi, istikrarsız dönem atlatılmış, Ak Parti bu seçimlerde %50 civarında seçmen teveccühünü kazanarak seçimin galibi olmuş ve hükümeti kuracak sayının çok üzerine milletvekili kazanmıştı.

Güven ve istikrar ortamının devamı tekrar sağlanmıştı.

2019 yılına kadar devam edecek bu durumun mevcut sisteme göre bu tarihten sonrası için bir garantisi olmayabilirdi.

Tek başına bir partinin iktidar için çoğunluğu sağlama garantisi mevcut sistemde yoktu.

Sağlasa bile her kazanan partinin de olması gereken performansı sağlamasının da garantisi yoktu…

Mevcut yürütme sisteminin bugüne kadar ülkemize verdiği sıkıntıların bertaraf edilmesi, güven ve istikrarın sürdürülebilirliğinin sağlanması için önümüzdeki Pazar günü yapılacak referandum neticesinde çıkacak olan “Evet” oylarının %50’nin üzerinde olması, on yıllardır ülkemizde geçmişte zaman zaman meydana gelen ve mevcut sistemin devamı halinde meydana gelmesi kaçınılmaz olan istikrarsız dönemin sonu olacak.

Çünkü yeni sistem bu olumsuzlukları devre dışı bırakıyor.

Geride bıraktığımız son üç yıla baktığımızda ister istemez ülke olarak gündemimizin önemli bir kısmını seçimlere ayırmışız.

Geride bıraktığımız üç yılda, bir yerel seçim, bir cumhurbaşkanı seçimi ve iki genel seçim yapılmış ülkemizde. Biri bitmiş işin tabiatı gereği bir diğerinin çalışmaları başlamış.

Zihinlerimiz ister istemez bununla meşgul olmuş

İşte 16 nisan Pazar günü yapılacak referandumla anayasanın 18 maddesinin değişimi onaylanacak. “Evet” oylarının %50’nin üzerinde çıkmasıyla ülkemiz bundan önceki dönemlerde özellikle 2002 yılından önce kurulan koalisyon hükümetleri dönemlerinde karşı karşıya kaldığı eksi kalkınma, istikrarsızlık ve güven eksikliği gibi olumsuzlukları geride bırakmış olacak.

Seçimler 5 yılda bir yapılarak, her halükarda cumhurbaşkanı ve yeni yürütme sistemi seçilmiş olacak.

Ülkede hiç bir kesim güvensizlik ve istikrarsızlık gibi bir endişeyi kafasında taşımayacak.

Artık ülke gündemi istenmeyen maddelere değil, kalkınma ve güçlü Türkiye’nin hesaplarıyla meşgul olacak… İnşallah "Evet" tercihi güven ve istikrarın teminatı olacak.