13 Mart 2016 Pazar

Emperyalist güçlerin uşakları ve ihaneti




Türkiye emperyalistlerin hedefinde, bu acı gerçeği unutmamak gerekiyor.

Ülkemiz bu saldırıları geçmişte yaşamış ve hala da yaşamaya devam etmektedir.

Türkiye bu hususta da çok tecrübeli, başkalarına ders verecek kadar da bilgi ve tecrübesi var.

Geçmişte bunun yaşanmış örnekleri var…

Ak Partinin 1 Kasım zaferi sonrasında ingiliz BBC haber kanalı seçim yorumunu maksatlı bir şekilde yapmıştı.

Ak Partinin seçimi kazanmış olduğunu belirtirken, fakat bundan sonra önemli zorluklarla karşılaşacağını haberinde belirtmişti.

Ne yazık ki Ankara’da biri seçim öncesi ve ikisi seçim sonrası olmak üzere iki önemli patlama meydana geldi.

Şimdi bbc bu açıklamasını yaparken kast etmiş olduğu zorluklar bu ve muhtemel benzeri olaylar mıdır? sorusunu akla getiriyor!

İngiliz haber kanalının bu yorumu yapması bir tesadüf değildi.

Sanki önceden planlanmış ülkemize yönelik bu hainlikleri ima etmekten başka bir şeyin olmadığının bir nişanesi gibi bir algı ortada.

Her fırsatta özellikle Ak partinin iktidara geldiği günden beri karalama kampanyasını sürdürdüğü, hemen hemen her haberinde bu hususa vurgu yaptığı gözden kaçmıyor.

Özellikle gezi olaylarında gezici güruhunu yalan yanlış haberlerle gündemde tuttuğu da zihinlerden silinmedi.

Biliyoruz ki Ak parti iktidara geldikten sonra o tarihten bugüne ülkemiz çok önemli bir değişim sürecine girmiş.

Bu ekonomi ve kalkınma anlamında olduğu gibi, ülkemizin uluslar arası bağlamında da köklü değişikliklere sahne olduğunu biliyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle “artık gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen bir ülke var”. Hızlı bir şekilde kalkınan, dev projeleri hayata geçiren bir ülke var.

Sömürüyü kabul etmeyen, insan haklarını savunan, mazlumları koruyan bir siyasi irade var.

Ak Partinin iktidara gelişiyle sömürü düzenine karşı duran bir ülke var.

Ne pahasına olursa olsun bağımsızlığına toz kondurmayacak bir irade var.

Doğru bildiği yolda dosdoğru ilerleyen kararlı bir irade var!

Bilinen bir gerçek var ki o da bu terör olaylarının piyonları ister birinci kademede, ister işin son kademesinde, yani menfur cinayetleri uygulayan piyonlar olsun hepsi de emperyalistler adına görev yaptığı bir gerçek.

Bunların hepsi emperyalist dünya güçlerinin uşağıdır.

Hepsinin onların çirkin ve hain emellerinin kuklası ve maşası olduğu bir gerçek.
Ülkemizdeki herkesin en tabandakinden en tepedeki fert ve kuruma kadar bu hain geçeğin şuurunda olması gerekmektedir.

Ülkemizde bu ülkenin çoğunluğunun tercihi ve hür iradesiyle seçilmiş bir cumhurbaşkanı var ve yine % 50 oy çokluğu ile seçilmiş bir hükümet var.  

Bu olayların müsebbibi görünürde herhangi bir terör örgütü olarak biliniyor.

Aslında bunun gerçek müsebbibi ise dünyada her geçen gün mantar biter gibi terör örgütü üretilmesine ortam hazırlayan uluslar arası toplumun ve diğer ilgili kuruluşların bu olaylara bakış açısındaki samimiyetsizlik ve ciddiyetsizliktir.

Bunların bu yaklaşımıdır ki gerek Suriye’de ve gerekse diğer bölge ülkelerinde yıllardır devam eden insanlık dramı var.

Ne zaman ki İslam ülkeleri tek yürek ve tek yumruk olursa bu terör olayları o zaman sona erecektir; o zaman gerek Suriye, Irak ve gerekse diğer İslam ülkelerindeki istikrarsız durum sona erecektir.