9 Şubat 2016 Salı

BM Güvenlik Konseyi çökmüştür!


 

Artık kronik bir yara haline gelen Suriye konusu uluslararası toplumun bu insanlık dramına bakışının samimiyetsizliğinin neticesidir.

Bu aynı zamanda Birleşmiş Milletlerin (BM) fiilen çöküşünün açık bir işaretidir.

BM Güvenlik konseyi bu ve benzeri insani konular konusunda takındığı tavırlarıyla kendini lağvının açık bir göstergesidir.

Uluslararası barışı kurmak ve korumak üzere kurulmuş olan BM güvenlik konseyi bu temel değerlere olan bağlılığını açık bir şekilde ihlal etmiştir.

Güvenlik konseyi kuruluş prensiplerine, özellikle Suriye krizinde, uyumlu hareket etmemiş, söz konusu ülkeler kendi şahsi çıkarlarını korumanın da ötesinde yangına körükle giden bir politika izlemişlerdir.

Özellikle Rusya’nın tavrı ise kurt-kuzu hikâyesinin de ötesinde bir bahaneyle Suriye’yi işgal ederek masum insanların ölmelerine adeta çanak tutmuştur.

Suriye’de mevcut dikta rejiminin kendi vatandaşlarına uyguladığı vahşet her türlü kanun ve insan haklarının açık ihlali ve bu fiili durum BM görevlileri tarafından defalarca delillerle ispat edilmiştir.

Beş yıldır söz konusu rejim dünyanın sözde insan hakları savunucuları önünde katliam yapmaktadır.

Bu katliama Rusya ve İran açık bir destek vermiş ve vermeye devam etmektedirler.

Bu katliamları yapanlar uluslararası hukuku, uluslararası insan haklarını, uluslararası ceza mahkemesini yıllardır ihlal etmektedirler.

Birleşmiş Milletler güvenlik konseyinin bütün üyeleri temel insan hakları ihlallerini görmezden gelerek bu vahşete göz yummaktadırlar.

BM’nin Suriye’nin zalim liderini uluslararası ceza mahkemesinde yargılanması için gerekli kararı özellikle almamakta, böylece yüzbinlerce masum insanın acımasızca katledilmesine ortam hazırlanmış ve bu katliamların süreklilik kazanmasına ortam hazırlanmıştır.

Yüzbinlerce masum insan hayatından olurken milyonlarca Suriyeli göçe zorlanmıştır.

Binlerce sığınmacı ülkesinden kaçarak daha güvenli bir ülkeye sığınma arayışında Akdeniz ve Ege denizinde boğulmaktadır.

Suriye’de eşi görülmemiş bir vahşet yaşanmaktadır.

Fakat bu vahşete başta BM’nin beş daimi üyesi olmak üzere, bütün uluslararası insani kuruluş ve mahkemeler, uluslararası hukuk organları ve uluslararası toplum seyirci kalmış ve bu duyarsız tutum devam etmektedir.

Suriye’nin zalim lideri adeta el üstünde tutulmakta.

Irak eski devlet başkanı Saddam Hüseyin’i idam ettiren sömürgeci güçler, Suriye’nin zalim liderine bölgeyi daha fazla istikrarsız hale getirmesi, daha fazla mazlumun canına kıyması ve kan akıtması için açık ve sinsi olarak korumacılığını yapmaktadırlar.

Ülkemiz tarafından bu insanlık dramının son bulması için yaptığı akılcı teklifler de bugüne kadar eften püften bahanelerle destek bulmamıştır.
Netice olarak bu insanlık dramının çözümüne müdahil olan taraflar samimi bir tavır göstermemişlerdir.