8 Haziran 2022 Çarşamba

Yeşil tarım için temel olan beş alan (Yeşil Ekonomi 73)

 

ILO’nun raporuna göre, tabii kaynakların aşırı kullanımı ve artan bir şekilde yükselen kirlilik seviyeleri, sera gazlarının emisyonu dâhil gezegenin tolerans gösterebileceği sınırları aştığını gösteriyor.

Bunun bir sonucu olarak insanların geçimi için hayati öneme sahip olan tabii süreçler ve sistemler kesintiye uğruyor.

Yaklaşık bir milyar yetersiz beslenen insanın ihtiyacını karşılamak ve iklim değişikliği ile baş etmeye çalışılırken, bu yüzyılın ilk yarısında dünya nüfusunun büyümesi ve artan talebi karşılamak için mevcut alışılmış ve geleneksel tarımsal işletmelerden uzaklaşmak gerekiyor.

Farklı şekillerde ve değişen derecelerde, mevcut çiftlik sistemleri tabii sermayeyi tüketiyor ve önemli oranda küresel gazlar üreterek fakirleri orantısız bir şekilde etkilediği görülüyor.

Arazi kullanım değişimine olan talep sıklıkla ormansızlaşma ve biyolojik çeşitlilik kaybına neden oluyor. Tarımın ekonomik dışsallaşması her yıl milyarlarca dolara ulaşıyor ve artış devam ediyor.

Yeşil tarımda hedeflenen yatırımlar paketi ve politika reformları ekonomileri çeşitlendirmeyi, yoksulluğu azaltmayı yeni ve daha çok verimli yeşil işler oluşturmayı ve artan ürünlerle özellikle kırsal alanlarda, sürdürülebilir bir temelde gıda güvenliğini sağlamayı ve önemli ölçüde çevresel ve ekonomik maliyetleri bugünün sanayi çiftlik uygulamalarıyla azaltmayı kapsıyor.

Yeşil tarım büyüyen ve dünya nüfusunun daha artan talebini daha yüksek besleyici seviyelerde 2050’ye kadar besleme kapasitesine sahip olacağı öngörülüyor.

Gıda üretimi ve sosyal eşitlik için kamu, bu süre zarfında herkese yeterli kalitede besin sağlamak için özel ve sivil girişimlere tarım seviyesinde etkin geçiş ihtiyacı duyulacak.

Tarımın veriminin ve çalışanlara dönüşünün artması, ekosistem hizmetlerinin gelişmesi bu hedefleri başarmaya temel teşkil etmiş olacak.

İş oluşturmada yeşil tarımın geleneksel tarımdan daha fazla geri dönüş sağlayacak potansiyele sahip olduğu düşünülüyor.

Yeşil tarıma geçiş önemli çevresel faydaları beraberinde getiriyor.

Yeşil tarım toprak verimliliğini sürdürmek ve restore edilmesi ile tabii sermayeyi yeniden oluşturacak potansiyele sahip olduğu görülüyor.

Toprak erozyonu ve inorganik tarım-kimyasal kirliliği azalacak; su kullanım verimliliği artacak; ormansızlaşma azalacak, biyolojik çeşitlilik kaybı ve diğer arazi kullanım etkileri azalacak ve önemli ölçüde tarımsal sera gazı emisyonları azalacak.

Önemli olarak yeşillenen tarımın, tarım sektörünü büyük bir sera gazı yayıcısı olmaktan bir diğerine, net bir etkisiz şekline ve muhtemelen ormansızlaştırmayı ve tatlı su kullanımını yüzde 55 ve 35 azaltırken muhtemel sera gazı oranını düşüreceği bekleniyor.

Yeşil tarım aynı zamanda milli ve uluslararası politika reformları ve yenilikleri gerektirecek. Yeşil tarım politikası aynı zamanda bazı tarımsal girdilerin maliyetini suni olarak azaltan zararlı sübvansiyonların çevresel olarak reformuna odaklanıyor.

Bu yolla verimsiz ve aşırı kullanıma yol açacak sübvansiyonların reformu amaçlanıyor.

İlave olarak çiftçileri çevre dostu tarımsal girdi kullanımı ve çiftlik uygulamaları ve gelişmiş ekosistem hizmetleri gibi pozitif unsurları oluşturmak için politik tedbirlerin teşvik edilmesi öneriliyor.

Üretimi bozan ve ihracat sübvansiyonlarının reformlarıyla birlikte, gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanan yeşil tarım ihracatlarının yüksek gelirli ülkelerde pazarlara erişimini artıracak ticari politikalarda değişiklikler gerekli görülüyor.

Bunlar gıda üretim değer zincirlerinde yerel gıda işleme işletmeleri ve küçük ölçekli çiftçiler, kooperatifler ile daha büyük katılımı kolaylaştıracak.

Yeşil tarım için temel olan beş alan tavsiye ediliyor: toprak verimlilik yönetimi; daha verimli ve sürdürülebilir su kullanımı; bitki ve hayvan çeşitliliği; biyolojik bitki ve hayvan sağlığı yönetimi ve uygun çiftlik seviyesinde mekanizasyon uygulanması.

Bütünleşmiş toprak yönetimi ve entegre bitki besin yönetimi besin stoklarının dikkatli yönetimini gerektirmekte ve sürdürülebilen üretim ve karlılık sağlayan bir şekilde akışları gerektiriyor.

Entegre toprak yönetimi aynı zamanda mikro seviyeden makro-fauna seviyesine kadar organik madde miktarı, toprak yapısı ve toprak biyolojik çeşitliliği toprak kurtları ve termitler gibi diğer önemli yönleri ele alıyor.

Bitki verimliliğini artırmak için sentetik gübreler yerine çiftlik gübresi ve bitki kalıntılarını kullanmak veya yonca bitkilerinin kültürlerini uygulamayla havadan oksijen fiksasyonu ile nitrojen oluşturmak ve toprağa ilave etmek tavsiye ediliyor.

Üretim artışı için yağış desenlerinin düzensiz artışını ele alarak gelişmiş su hasadı, su tutma ve sulama önem arz ediyor.