6 Kasım 2021 Cumartesi

Suyun artan önemi (Yeşil Ekonomi 55)

 

Yeryüzündeki toplam suyun %97.5’i tuzlu su, %2.5’lik kısmı tatlısu bunun da %2’lik kısmı buzullarda bulunuyor, geriye sadece %0.5’lik kısmı tarım, sanayi ve kişisel kullanım için elverişli bulunuyor.

Bir başka değerlendirmeye göre ise, dünya su kaynaklarının %3 veya 4’ü tatlı sudan oluşuyor. Sadece bunun %1 ya da %0.5 insan tüketimi için güvenli bulunuyor.

Kirlilik nedeniyle su kaynakları tehdit altında bulunuyor.

1,2 milyar insan su darlığı bulunan yerlerde yaşıyor. Bunlar güneybatı Amerika, İspanya, kuzey Afrika, Avustralya ve Kuzey Çin.

Günümüzde yaklaşık 1 milyar insan temiz içme suyundan yoksun bulunuyor. Bu durum hemen hemen bütün dünyada kendini gösteriyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde alt sahra Afrika’sı, Güneydoğu Asya ve Latin Amerika yeterli temiz sudan mahrum bulunuyor.

Yapılan hesaplara göre, 1,300 litre su ile 1 kg buğday üretiliyor.

3,400 lt. su ile 1 kg pirinç, 15,500 lt. su ile 1 kg biftek üretiliyor.

Araştırmalara göre, 2,1 milyar insan güvenle yönetilen içme suyu hizmetlerine erişim noksanlığı çekiyor. (WHO/UNICEF 2017)

4,5 milyar insan güvenli sanitasyon hizmetlerinden mahrum bulunuyor. (WHO/UNICEF 2017)

Beş yaşın altında 340,000 çocuk her yıl ishal hastalığından ölüyor. (WHO/UNICEF 2015)

Su darlığı hâlihazırda 10 kişiden 4’ünü etkiliyor. (WHO)

Bütün tabii felaketlerin %90’ı su ilişkili bulunuyor (UNISDR).

Atık suların %80’i işleme tabi tutulmadan ekosistemlere geri dönüyor (UNESCO, 2017).

Dünyanın sınır aşan nehirlerinin yaklaşık üçte ikisi ortak yönetim çerçevesine sahip bulunmuyor (SIWI).

Küresel su çekilmesinin %70’i tarım üretiminde kullanılıyor (FAO).

Sanayinin kullandığı suyun kabaca %75’i enerji üretiminde kullanılıyor (UNESCO, 2014).

Her gün dünyada yaklaşık 10 milyar ton tatlı su tüketiliyor.

Mevcut durumda 2,4 milyar insan gelişmiş sanitasyon hizmetlerinden yoksun bulunuyor, bunların bir milyarı açık alanları kullanıyor.

Bunun sonucu olarak her yıl 5 yaşın altında 361 bin çocuk kötü sanitasyon ve kirli su nedeniyle ishal, kolera, dizanteri, hepatit A ve tifo gibi hastalıklarla hayatını yitiriyor. Bir başka ifadeyle temiz suya ve elverişli sanitasyona erişim eksikliği nedeniyle her gün 5 yaşın altında 1000 çocuk hayatını kaybediyor (WHO, 2015, Dünya Bankası 2015).

502 bin insan ishal, kolera, dizanteri, tifo ve çocuk felci gibi hastalık taşıyan su içiyor.

Sağlıksız sanitasyon, su ve hijyen yılda 675 bin prematüre ölümlere yol açıyor.

2 milyardan fazla insan dışkı ile kirlenmiş su içiyor, 844 milyon kişi temel içme suyuna sahip değil. Her bir dakikada bir çocuk ölüyor.

Nüfus artışı ve ekonomik büyüme suya eşi görülmemiş baskı yapıyor. Mevcut nüfus, nüfus artışı ve mevcut su yönetim uygulamalarının devam etmesi halinde gelecekte dünyanın 2030 yılına kadar talep ve mevcut su arzı arasında %40 oranında noksanlık olacağı tahmin ediliyor.

2050 yılına kadar 9 - 10 milyar insanı beslemek için tarım üretiminin %60 büyümesi gerektiği, dolayısıyla kaynaklardan suyu çekme oranında %15 artış bekleniyor.