3 Ocak 2018 Çarşamba

İran’daki gelişmeler ülkeyi Suriye'ye çevirme hamlesidir





Bölgemizin istikrarsızlaşmasında yeni bir adım daha atıldı.
İran’daki son gelişmeler bölgemizin istikrarsızlaştırılması adına önceden planlanmış ve zamanı geldiğinde tedavüle sürülen kargaşanın yeni bir sürümü.
Son günlerde İran’da meydana gelen olaylar bu görüşü doğrular nitelikte görünüyor.
Ortadoğu’da huzur, güven ve istikrarsızlığı hedefleyen hain güçlerin kimler olduğu bilinen bir gerçek.
ABD başkanı Trump ve yardımcısının gösteriler lehine yaptıkları açıklamalar, İran’daki ayaklanmaların kimler tarafından organize edildiğinin açıkça beyanı niteliğinde.
ABD’nin zaten yıllardır İran’a uyguladığı ekonomik yaptırımların altında yatan hakikat de bu yüzdendi.
İran’a uygulanan yaptırımların aslında sadece bu ülke için değil, aynı zamanda bölgenin tamamını yönelik olarak alınmış bir karardır.
Yıllar önce alınan bu karar bugünkü ortamın hazırlayıcısı olmuştur.
Emperyalist güçler planlarını uzun dönemli ve kapsamlı yapıyorlar.
Bu hususta bilimsel çalışıyorlar, işleri tesadüflere bırakmıyorlar.
Fitne çıkarmada usta olan bu emperyalist güruh maalesef kendilerine piyon bulmakta zorlanmıyor; bölücülük, yıkıcılıkta haince ve münafıkça hareketlerini sürdürüyorlar. 
Aklıselimden yoksun olanlar ise bu hileye çok çabuk aldanıyor.
ABD’nin İran halkından yana, daha doğrusu protestocular lehine demeçler vermesi bu işteki planlarının açık bir göstergesidir.
Kendi alçaklıklarını başkalarına yaftalayarak kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye çalışırlar.
Fitne bu güruhun vazgeçilmez özelliğidir, hayatta kalmaları buna bağlıdır. Meşruiyetten nasipleri yoktur.
Bu İsrail ile birlikte planlanıp safha safha uygulamaya konulan bir senaryodur.

İran bizim sınır komşumuz.
Aynı zamanda doğu ve güney sınırlarımızda bulunan Irak ve Suriye’ye nazaran nispeten istikrar içinde kalan tek komşumuz.
Emperyalist güçlerin hedefi istikrar içinde olan bu ülkeyi de bir iç kargaşaya  sürükleyerek gerek bölgeyi ve gerekse ülkemizi zor durumda bırakma çabasıdır.
İran devletinin ve İran halkının bu gerçeği görmesi durumun daha da kötüye gitmeden normale dönmesi bölgemiz için önem arz ediyor.
Irak ve özellikle Suriye'nin durumu İran için hayati önem taşıyor.
Bölgemizde yaşananlar bu ülke için alınması gereken önemli bir ders niteliğinde.
Bu hem İran yönetimi ve hem de İran halkı için önemli.
2003 yılından beri Irak ve 2011 yılından beri Suriye terör ve iç savaşla baş başa bırakılmış durumda.
Bu ülkelerin özellikle Suriye’nin zalim lideri bu ortama zemin hazırlamış, yüzbinlerce kendi vatandaşının katline neden olmuştur. Uluslararası toplumun önde gelen üyeleri de bu zulme açıkça göz yumarak ortak olmuştur.
Emperyalistlerin bölge üzerindeki hain planları devam ediyor.
Eğer İran da, Irak ve Suriye’nin durumuna düşürülürse bölge alabildiğine istikrarsızlaşmış, böylece hainler kendi çirkin emellerine ulaşacaklarını umuyorlar.
İnşallah bu fitne güruhunun hain emelleri kursaklarında kalır.
İran’daki son gelişmeler aslında mevcut rejimin yanlışlıklarının da bir tezahürüdür.
Eğer diğer İslam ülkeleri ve İran da günümüz demokratik yönetim şeklini benimsemiş olsalardı İslam âlemi bugün bulunduğu müşkül durumda olmazdı.

Bunun yanında gerçek manada işleyen sürdürülebilir bir birlik ve beraberlik tablosunun var olması gene İslam aleminin bugün içine düşürüldüğü duruma  müsaade etmeyecekti.