7 Ekim 2016 Cuma

Petrol fiyatlarının tahterevallisi




Petrol fiyatları ülkemiz ve gerekse dünya piyasalarında hep gündeminde kalmış.
Ekonominin önde gelen bileşeni olması nedeniyle her kesimin ilgisini çekmiş.
Hemen hemen bütün sektörler için temel bir bileşen, üretim maliyetlerinde belirleyici rol üstlenmiş.
Ekonomik faaliyetlerde temel bir girdi olması fiyatların ve enflasyonun düşme ve yükselmesinde temel bir çarpan olarak etkisini sürdürmüş.
Ülke içindeki etkileri yanında uluslararası alanda da stratejik önemini keşfedildiğinden beri sürdürmüş.
Amerika kendisinin petrole bağımlı olduğunu ifade etmiş.
Bu yüzden olacak ki bölgemiz uzun yıllardır huzura kavuşamamış…
2014 haziranında küresel ham petrol fiyatları 140 dolar/varile yükselmişken bu tarihten sonra düşüş trendine girdi.
Petrol harcamaları özellikle ülkemiz gibi yeterli ham petrol ve doğal gaz üretimi olmayan ülkelerin dış ticaretinde hatırı sayılır bir kalem oluşturmakta.
Dış ticaret açığının önemli bir bölümüne karşılık gelmekte.
Yaklaşık 28 aydır, iki seneyi aşan bir zaman zarfında fiyatlar aşağı yönlü seyretmiş, hatta bir ara bulunduğumuz yılın ocak ayında varil fiyatı 30 doların altına kadar düşüş göstermişti.
Son günlerde OPEC’in üretimi kısma kararı alması ve doların biraz yükselişe geçmesi ülkemizde petrol fiyatlarının az da yükselmesine neden oldu.
2014 haziran ayı öncesiyle mukayese yaparsak ve bu süre içinde oluşan enflasyon farkını da göz önünde bulundurursak şu andaki fiyatların iki yıl öncesine göre uygun olduğunu söyleyebilir.
Petrol fiyatlarını etkileyen önemli iki bileşen var biri küresel ham petrol fiyatlarının yükselmesi, bir diğeri ise doların TL karşısında değer kazanması. Bu iki temel çarpan petrol fiyatlarının düşme ve yükselmesinde rol oynuyor.
Doların uluslararası rezerv para birimi olması fiyatların sadece bizde değil diğer ülkelerde de değişimine ortam hazırlıyor.
Brent ve diğer petrol piyasasının son karardan sonra 50 doların üzerine çıkmasıyla konuyla ilgili analistlerin de yorum ve görüşlerinin beraberinde getirdi.
50 doların üzerine çıkması karşı rüzgârları harekete geçireceği, kapalı bulunan petrol kuyularının tekrar açılacağı, şeyl petrol üretiminin tekrar başlayacağı böylece fiyatların yeniden 50 doların altına çekileceği öngörülüyor.
OPEC’in günlük üretimi 32,5 – 33 milyon varilde tutma kararına yönelik yorum ise, petrol kartelinin fiyatları 70 veya 80 dolar civarına yükseltme niyetlerinin olmadığı, şimdilik bunun yerine 50-60 dolar arasında tutmayı amaçladıkları belirtiliyor.
Bu kararda niyetlerin OPEC ülkelerinin mali ihtiyaçlarını karşılamak olduğuna atıfta bulunuyorlar.
Bunun yanında son yıllarda alternatif enerji kaynaklarına yönelişin sürmesi, özellikle iklim değişikliği nedeniyle yeşil enerji kaynaklarına yönelme faaliyetleri de fiyatların aşağı çekilmesinde etkili olabilir.
Özellikle ülkemizin yüksek oranda güneşli gün sayısına sahip olması bu potansiyelin gelecek yıllarda daha fazla kullanılmasına ortam hazırlayacak. 
Yine rüzgâr ve hidroelektrik santrallerinin de ülkemiz enerji ihtiyacını karşılamada önemli rol oynayacaktır.

Otomotiv sanayinde hızlı bir şekilde alternatif enerji kaynaklarına yönelme, elektrikli araçların her alanda yaygınlaşma trendine girmesi de giderek fosil kaynaklı enerji tüketiminin azalmasında rol oynayacaktır.