8 Ekim 2016 Cumartesi

Iraklı yetkililerin mankurt sendromluğu



 

Iraklı yetkilerin zaman zaman ülkemize karşı olumsuz tavırlar içinde olmaları sağlıksız bir ruh halinin yansıması olmalı.

Yaptıkları açıklamalar hür ve sağlam bir iradeyi yansıtmıyor.

Bunun en sağlam delili ise Irak’ın on yılı aşan bir süredir içine düşürüldüğü durumdur.

Bush’ların ülkeyi işgal planları ve şu an ülkenin içine düşürüldüğü hazin durumun üzerinden 26 yılı geçti ve bu zulmün daha ne kadar süreceği de belli değil!

1990 yılı Ağustos ayında yapılan 1. Irak işgalini esas alırsak, çeyrek asrı aşan bir zaman dilimi geride kalmış.

Irak bu işgal öncesinde İran’la savaşmıştı uzun yıllar (1980-1988).
Aradan fazla zaman geçmeden söz konusu işgal yapılmış.

Aslında Osmanlı İmparatorluğundan ayrılıp sözde bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmeye çalışması bu topraklara fazla huzur getirmemiş.

Özellikle 2003 yılındaki oğul Bush’un ikinci işgali ise ülkeyi o tarihten bu yana tam bir kaos ortamına sürüklemiş. O günden bu yana Irak toprakları büyük acılara maruz kalmış; kan ve gözyaşıyla sulanmış.

Bu işgal Irak halkının her türlü insanlık dışı muameleye maruz kalmalarına yol açmış.

Koalisyon güçlerinin önde gelenleri ABD ve İngiltere’nin bu savunmasız insanlara yaptıkları zulüm bir gün açığa kavuşacaktır.

Iraklı yetkililer emperyalist güçlerin İslam ve insanlık düşmanlığını görmek istemiyor.

O tarihten bu yana binlerce Iraklı hunharca hayatını yitirdi.

Binlerce küçük, büyük her yaştan insan hayatını haksız yere kaybetti.

Binlerce insan sakat kaldı.

Binlerce insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

Ülke insanları birbirine düşürüldü…

Müslümanların en zayıf noktaları günümüzde fitneye çabuk düşürülmeleri, bu da emperyalistler için kullanacakları en büyük avantaj oldu ve olmaya devam ediyor.

Son günlerde Iraklı yetkililerin ülkelerinin içine düşürüldüğü bu hazin durumu bir tarafa bırakıp, ülkemiz aleyhinde demeçler vermeleri aklın, vicdanının, mantığın kabul edeceği bir çıkış değil.

Sen kalk bugün içine düşürüldüğün durumu ve buna sebep olan ortamı hazırlayanları bir tarafa bırak ülkemiz aleyhinde laflar et!

Buna kargalar bile ‘güler misin, ağlar mısın’ der.

Bu laflar devlet adamlığına yakışmaz.

Binlerce kilometre uzaktan gelerek ülkesini işgal ettiği gibi ülkeyi yangın yerine çevirenlere bir şey söyleyemezken, gerçek bir dostunu yaralamaya kalk.

Asırlarca birlikte yaşamış; dini aynı, kültürü aynı, tarihi aynı olan gerçek bir dost ülkeye karşı istemezük teraneleri sarf etmek aklın ve mantığın kabul edeceği bir durum değil.

Bu olsa olsa akıl meleksini kaybetmiş olmanın bir tezahürü olabilir.

Bari bu zulüm ortamını hazırlayan ve uygulayanlara bir şey söyleyemiyorsan başkasına da bir şey söyleme.

Bu açıklamalar olsa olsa işgalcilerin daha fazla at oynatmalarına ortam hazırlamak için yapılmaktadır.   

Bunun manası emperyalistlerin bu işte suflörlük yaptıklarıdır.