14 Mayıs 2016 Cumartesi

İstanbul Dünya İnsani Zirvesi



 

Dünya İnsani Zirvesi 23-24 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenerek II. Dünya savaşından beri dünyanın şahit olduğu, insanlığın çektiği en yüksek seviyeli sıkıntılar tartışılacak. Daha doğrusu insani değerlerin ayak altına alındığı bir dönemin tartışılması ve onarılması gündemde yer alacak.

Küresel olarak çeşitli şekillerde zulüm gören milyonlarca insanın daramı zirvenin konusu olacak.

Devlet ve hükümet başkanları, hükümet dışı organizasyon temsilcileri zirveye katılacak.

Açıklamalara göre, zirve mağdur insanların durumunu tartışırken çözüm için fikir alışverişine de sahne olacak. Ülkemizin bu husustaki önerileri belki kabul görür, gerek terör ve gerekse bölgemizde yaşanan haksızlıkların sona erdirilmesi için...

Zirveye 5000 kişinin katılımı bekleniyor.

Zirvede insan hakları organizasyonları ve özel sektör de yer alacak.

Gerek savaşlar ve gerekse tabii afetler nedeniyle mağdur duruma düşen insanların durumu zirvenin tartışma konuları arasında yer alıyor.

Dünyada mevcut olan insani meselelere bakıldığında, bir milyar civarında insan açlıkla karşı karşıya bulunuyor.

İçme ve kullanma su yetersizliği, sanitasyon yetersizliği özellikle Afrika ülkelerinde etkisini sürdürüyor. Terör ve ülke içi çatışmalardan ileri gelen göçmen ve mülteci sorunu bir başka önemli küresel sorun olarak çözüm bekliyor.

Çoğunluğu İslam ülkeleri olmak üzere terör çağımızın önde gelen tehdit unsuru ve acımasızlığını uzun yıllardır sürdürüyor.

Tabii afetlerin sebep olduğu insani ve ekonomik maliyet yükseliyor. İklim değişikliği, adil olmayan durumlar, ihtilaflar, yoksulluk nedeniyle çok sayıda insanın hayatı riske atılıyor ve küresel insani sistemin tehdit altında oluşu zirvenin bir başka gündemi olacak.

Zirve daha güvenli ve daha insani bir dünya oluşturmayı amaçlıyor.

Krizden etkilenen topluluklar toplantıda bulunacaklar

Zirve sürdürülebilir gelişme için 2030 gündemini inşa edecek ve yoksulluğu sonlandırmak için küresel taahhütte bulunacak.

Krizden etkilenen milyonlarca insanın saygınlığını sağlamak zirvenin bir başka maddesi.

Ağırlıklı olarak üzerinde durulması gereken husus ise insanlıkla bağdaşmayan milyonlarca insanın maruz bırakıldığı acıların sona erdirilmesi…

Bunun için bütün dünya liderlerinin samimi olarak bu insani konuya sahip çıkmalarını istemek insanlığın haklı talebi olacak.

Özellikle bölgemizde ve yakın çevremizde yıllardır yaşanan katliamların durdurulması için yapılması gerekenin samimi bir şekilde ele alınması ve sonuca götürecek uygulamaların hayata geçirilmesi...

Suriye’de altı yıldır bir katliam yaşanıyor, yüzbinlerce masum insan, sırf bir insanın şahsi ihtirasları yüzünden acımasız bir şekilde katledildi bugüne kadar.

Zulmün, acımasızlığın ve işkencenin sembolü olmuş bir liderin aleyhinde nedense hiçbir devlet açıkça bir şey söylemiyor.

Bu yapılmadığı, bu zalim ve destek verenler ciddi bir şekilde kınanmadığı gibi, bir şekilde korunuyor.

Bu da uluslararası toplumun konuya olan duyarsızlığından ve samimiyetsizliğinden ileri geliyor.

BM’nin 5+1 üyeleri önemli bir insani konuyu istismar ediyor.

Suriyeli zalim liderin uluslararası hukuk nezdinde işlemediği suç kalmadığı ayan beyan ortadadır.

Bugüne kadar uluslararası hukuk ve uluslararası ceza mahkemesi bunları görmezden gelmiştir.

Toplantıya katılan ülkelerin hukuka ve insan haklarına saygınlığı varsa ve bu değerleri savunuyorlarsa, gerek Suriye ve gerekse bu tür insanlık dışı muamelelere maruz kalan diğer ülkelerdeki haksızlıkları dile getirip, çözüm yolunu göstermelidirler.

O zaman zirve amacına ulaşmış ve netice alınması yolunda ciddi adımlar atılmış olur.

Yoksa gerek BM ve gerekse diğer insani kuruluşların varlıkları da savundukları değerler de bir anlam ifade etmemiş olacaktır. BM’nin mevcut statüsü, ömrünü tamamlamış olması ve söz konusu insani sıkıntılar karşısında çaresiz kalışı da gündeme getirilmelidir.

Suriye’de yaşanan insanlık dramına sebep olarak başka gerekçeler arama, soruna çözüm yerine çözümsüzlük getirecektir.

Yani altı yıldır bu ülkede bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan ve gerçek müsebbibi bilinmesine rağmen, bu fiili durum saklanıp, suçluyu başka yerde arama çabası çözüm için samimi bir duruş olmuyor!