7 Kasım 2014 Cuma

Ülkemizin güneyinde yaşayan 13 yaşındaki Suriyeli


 

Suriyeli sığınmacıların büyük bir çoğunluğu yakınlığı dolayısıyla ülkemizin güney illerinde yaşıyorlar.

Büyük bir bölümünün kurulan konteyner ve çadır kentlerde yaşadığı malum.

Fakat bir kısmı da gerek satın alarak ve gerekse kiralayarak müstakil evlerde oturuyorlar. Çünkü, dört yıldır Suriye'nin başında bulunan zalim yönetim kendi insanına yapmadığı insanlık dışı muameleyi bırakmadı.
Bazı kesimlerin bu insanlık krizini çirkince bir fırsata dönüştürmek istediği de artık gözlerden kaçmıyor. İstenirse bu insanlık dramı en kısa sürede sona erdirilir. Birincisi İslam Ülkelerinin bu hususta tek ses olamayışı, ucuz ve basit hesaplar peşinde koşmaları ve daha doğrusu emperyalistlerin rotasından bir türlü çıkamayışları!

Ülkemiz, bölgesinde komşu ve orta uzaklıkta bulunan ülkelerdeki mazlum ve mağdur insanlara kapılarını her zaman açarak bu insanları kaçtıkları zulümden kurtarmak için elinden gelen fedakârlığı ülke ve millet olarak en üst seviyede yerine getirmiş, getiriyor. Bir bakıma dünyaya insanlık dersi veriyor...

Ancak bu iyi niyeti suiistimal edecek kötü niyetlileri göz ardı etmemek gerekiyor.

Malum BBC’yi bilen bilir.

Dünyanın her tarafını, her ülkesini tabiri caizse avucunun içi gibi bilir.

Çünkü bu bilmeyi kendisine asırlardır bir misyon olarak kabul etmiş, en iyi şekilde yerine getirmenin çabası içindedir.

Hele bu görev İslam ülkeleri için olursa çok daha büyük bir önem arz eder.

BBC’nin bir haberine göre (http://www.bbc.com/news/world-middle-east-29921816), ülkemizde bulunan 13 yaşındaki Suriyeli çocuk İŞİD denilen terör örgütüne katılmak için eğitiliyormuş.

Mesele birkaç yönüyle irdelenmeyi gerektiriyor.

Birisi, BBC’nin bu çocuğun evini nasıl bulduğu.

Acaba bizim haber ajansları da bunu biliyor mu?

BBC terör eğitimi alan bu çocuğun evini nasıl tespit etti?

Demek ki söz konusu olay hakkında bu kadar ayrıntılı bilgiye sahip.

Elinin altında önemli ölçüde bilgiye ulaşacak ulakları var.

Bir başka husus bu çocuk ülkemizde eğitim aldığına göre yalnız olmayıp bu eğitimin organize olmuş bir ekip tarafından yürütüldüğünü akla getiriyor.

Bunun gibi başka çocuklarda olabilir mi?

Bu eğitim işi herhalde ferdi bir vaka olmayıp, toplu bir şekilde yapılıyor olabilir!

Daha da önemlisi bu şartlandırılmış eğitimi alan bu çocuklar ülkemiz için bir tehlike teşkil edecekler mi, sorusu da akla geliyor!

Çünkü bu çocuk BBC’ye verdiği açıklamasında, eğer istenirse Türkiye’de de eylem yapacağını çekinmeden ifade ediyor.

Bölgemiz bu derece yanlış şartlandırılmış, yanlış yönlendirilmiş bir terör örgütü ile karşı karşıya bulunuyor.

Bu örgütün görevi diğer İslam ülkelerinde de bulunan sözde İslam’ı ve Müslümanı savunur görünüp en büyük zararı da İslam ülkelerine ve masum Müslümanlara verdiği ne yazık ki acı bir gerçek. Böylesine beyinleri yıkanmış, böylesine şartlandırılmış ölüm makineleri haline getirilmişler…

Elbette ülkemiz gerek Suriyeli ve gerekse ülkemiz içinde oluşacak bu tür yapılanmalara karşı gerekli önlemleri almaktadır. Elbette gerekli kontrolleri yaparak, bu tür örgütlenmelerin ve eğitim faaliyetlerinin önüne geçecektir.

Bölgemizin güney sınırlarında Suriye’de 4 yıldır süren ayaklanmalar dolayısıyla ülkemiz hassas bir dönemden geçiyor. Bu hassasiyetin sürmesi için de Suriye’deki çatışmaların da açıkça sürmesi isteniyor. Bunun için uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu insani drama ilgisiz kalmak için konuyu eften püften bahanelerle geçiştiriyor. Acaba malum terör örgütünün yapamadığını, ismi İslam olan fakat kesinlikle İslam’la, Müslümanlıkla ilgisi olmayan bu örgüt yapar mı?, beklentisi var!

Temennimiz dört yıldır insanlık dramı yaşayan Suriyeli kardeşlerimizi kötü niyetli insanların çirkin ve adi emellerine vasıta yapmalarına fırsat verilmemesidir! Suriye'deki savaşın bitirilmemesinin asıl hedefi ülkemizi bu kaos ortamına şu veya bu şekilde çekme gayretinin olduğu gözlerden kaçmıyor. Fakat bu çirkin hevesler kursaklarda kalacaktır.