27 Ocak 2014 Pazartesi

Suriye yönetimi bütün insani hakları ihlal etmiştir


 
 
Suriye’nin Dışişleri Bakanı yarımcısının Cenevre’de 26 Ocak 2014 günü düzenlediği basın toplantısı ile medya mensuplarına yaptığı açıklamalarla kendilerinin tamamen masum olduklarını iddia ediyor.
Değme oyunculara taş çıkartacak derecede masumane tavırlarıyla dünya kamuoyunu aldatmaya çalışıyor. Sütten çıkmış kaşığı aratmayacak saflık tavırları sergiliyor.
Dahası yaptığı katliamdan Türkiye’yi sorumlu tutuyor!
Yapılacak bir seçimde kendilerinin kazanacağını ima ediyor.
Suriye’yi demokratik bir ortamda, bütün Suriyelileri temsil edecek bir ortam oluşturulmadan yapılacak seçimlerin sonucunun kimin lehine olacağı zaten işin başından belli olur.
Canları ve malları uğruna en tabii hakları olan bağımsızlıklarını kazanmak için üç yıldır mücadele eden muhalifleri terörist olarak niteliyor.
Bunca vahşetten sonra, insanlık adına yapılan her türlü zulüm ve katliamdan sonra mevcut rejim akıl almaz katliamlarına devam etmek istiyor.
Eğer bu cani isteğe uluslararası toplum ve BM Güvenlik Konseyi sessiz kalırsa, bu kurumların artık güvenilirliğini yitirmiş olmaları gerekir.
İnsanlık adına, hukukun üstünlüğü, evrensel değerler, evrensel hukuk ve insan hakları adına savundukları değerler adına samimi ve inandırıcı olmadıklarının ilanını yapmış olurlar.
Bu da dünya kamu vicdanında büyük yaralar açar, büyük rahatsızlık meydana getirir.
 
Politikalarını yalan, inkâr ve saptırma üzerine inşa etmiş olan mevcut Suriye yönetimi, eğer karşısında yasal bir direnç bulursa hiçbir hukuki ve yasal geçerliliği olmayan iktidarını sürdürecek bir destek bulamaz...
Eğer tek desteği BM Güvenlik Konseyi ise bu konseyin bugüne kadar adil ve tarafsız bir görev icra ettiği söylemek ne yazık ki mümkün değil.
Adil kararlar alabilseydi insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecek Suriyeli savunmasız insanlara uygulanan eşi görülmemiş vahşet sahneleri gerçekleşmezdi herhalde.
 
Üç yıldır devam iç savaşa aslında savaş demek de doğru olmaz, yapılanlar dünyada mevcut olan bütün kural ve standartları aşmış; haksızlık ve hukuksuzluk zirve yapmış.
Bu olayları uluslararası hukuk kurallarının kabul edemeyeceğine dair bütün nitelendirmeler yapılmış.
Suriye’de ortaya çıkan görüntüler, belki de hiçbir savaşta karşılanmamış derecede ürpertici olduğu kadar, akıl ve vicdan sahibi hiçbir insanın kabul edemeyeceği ve işleyemeyeceği bir tablo.
Eğer günümüz dünyasının hak ve hukuk kuralları geçerliliğini koruyorsa masum insanlara karşı bu vahşet ötesi cinayetleri işleyenlerin derhal yargı önüne çıkarılması gerekirdi.
Vahşet görüntülerinden sonra Suriye yönetimini savunmakta suç sayılmalı, ortada aşikâr bir şekilde bütün dünyanın onayladığı ve kabul ettiği bir evrensel haklar ve hukuk kuralları var, ya bu kurallar işleyecek ya da inkâr edilecek.
Bu kurallar ve bu kurallara sahip çıkanlar varsa, insanlık dışı Suriye yönetiminin artık bir an evvel tutuklanması ve yargılanması gerekir.