23 Şubat 2014 Pazar

Ak belediyecilik


 
 
Değişen ve gelişen bir dünyada statükocu bir anlayışla hizmet vermek mümkün değildi. Geçmişte bu anlayışın sıkıntıları yaşandı.

Gelişen ve değişen bir dünyada toplumun dinamizmi artık bu yapıyı, böyle bir anlayışı kabul etmiyordu.

Günümüzün küreselleşen yapısı sürekli araştıran ve geliştiren bir anlayışı zorunluluk haline getirmiş bulunuyor.

Özellikle her bakımdan bir değişim ve gelişme sürecinde olan ülkemiz, kırsal ve tarım toplumundan bilim, sanayi ve kent toplumuna doğru hızlı bir dönüşüm yaşıyor.

Dolayısıyla bu değişim sürecinde belediyecilik ve yerel yönetimler bu açıdan daha bir önem kazanıyor.

Bu değişim şehirlerimizin hızlı bir şekilde büyümesini zorunlu hale getiriyor.



Ülkemizin toplum katmanları ağırlıklı tarım ve köy yapısından sanayi, hizmet, turizm, bilişim sektörlerine doğru bir geçiş yaşıyor.



Kalkınan bir ülkede toplumsal dönüşüm yönünü şehirlere ve şehirleşmeye çevirmiş bulunuyor.

Bugün kalkınmasını tamamlamış olan Amerika ve Avrupa ülkelerinde tarım ve köy nüfusu bu ülkelerin nüfusunun yüzde üçü, beşi veya onu civarında.

Dolayısıyla nüfusun büyük bir bölümü şehirlerde yaşıyor.

Özellikle son yıllarda ülkemizdeki toplumsal dönüşümün bu yöne doğru hız kazandığını göz önüne alırsak, kent yönetici ve yönetimlerine büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Dahası bu değişim ve dönüşüm sürecinin nasıl yönetilmesini sezen ve anlayan bir yönetim kadrosunu gerektiriyor.

Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerimizin aldığı ve alacağı göç büyükşehirlerimize şehircilik açısından sürekli yeni yükler getiriyor.

Bu değişim süreci de şehirlerimizin altyapısını, bu değişimi kucaklayacak şekilde dizayn etmeyi gerektiriyor.

Marka belediyecilik ve Ak belediyecilik anlayış ve vizyonuyla son on yılda hizmet sunan Ak Parti belediyeleri özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirler başta olmak üzere artan bir hizmet talebiyle karşılaşmayı sezen yerel yönetimler, büyükşehirlerimizin ihtiyaçlarını önceden görerek buna göre çözüm üretme sürecine girmiş olduklarını görüyoruz. Bu öngörü de bu belediyelerin başarılı olmalarının yolunu açmış.

İşte şehirlerimizdeki bu hızlı değişim ve dönüşümü sezemeyen bir yönetim işbaşında olmuş olsaydı, bugün bu şehirlerimiz yaşanıyor olmaktan çıkmış, bir işkenceye dönüşmüştü!

Geliştirdikleri devasa plan - projeler ve bunların yatırımlarının yapılarak hizmete sunulması Ak partinin yerel yönetimler alanındaki başarılarının birer ispatı olmakta.

Büyükşehirlerin en büyük ve önde gelen ihtiyaçlarından bir olan ulaşım alanında yapılan hizmetler, özellikle metrobüs ve metro hatlarının giderek yaygınlık kazanması İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerimizin trafiğini rahatlattığı gibi, zamandan tasarruf ve temiz çevre açısından da önemli kazanımlar sağladığını görüyoruz…

Marmaray gibi küresel projelerin hizmete girmesi sadece ülkemiz ve İstanbul açısından bir avantaj değil, aynı zamanda iki kıtayı denizin altından birbirine bağlayan bu projeye uluslar arası bir boyut kazandırmış oluyor.

Yine bunun gibi üçüncü köprü ve tekerlekli araçların geçişi için iki kıtayı denizin altından bağlayacak olan ikinci bir tüp geçit de İstanbul ve ülkemiz ulaşımına sağlayacağı katkı yanında, bu hususta uluslar arası bir fonksiyonu da üstlenmiş olacak.

Yapılan açıklamalara göre, üçüncü köprü ve ikinci tüp geçidin yaklaşık bir – birbuçuk sene sonra hizmete giriyor olması; böylece iki kıta arasındaki mevcut ulaşım kapasitenin iki katına çıkmasına yol açmış olacak.

Geçtiğimiz on-oniki yıllık zaman zarfında Türkiye’nin her alanda olduğu gibi, belediyecilik alanında da beklentilerin üzerinde bir hizmet ve yatırımla buluşmuş olduğunu fark etmemek mümkün değil.

Bu hizmetlerin arka planına baktığımızda ise Ak parti ileri görüş ve ufkunu görüyoruz, sorunları önceden sezerek, samimiyetle Ak belediyecilik anlayışıyla ele alıp çözüm ürettiğini görüyoruz. Bu anlayış ise bugüne kadar hizmete açtıkları ve açacakları devasa eserler, gelecekte yapacaklarının da bir garantisi olduğunun işaretini veriyor.

   Sadece; bir vatandaş olarak yapılan hizmetleri takdir etmek ve devamının emin ve güvenilir ellerde olmasını temenni etmeyi bir vatandaşlık borcu bilmek; son onbir yılda yapılan devasa yatırım ve hizmetlerin devamı; ülkemizin her alanda sürdürülebilir kalkınması için 30 mart 2014 seçimleri büyük önem arz ediyor...