9 Ekim 2010 Cumartesi

Yağmur Hasadı


Tarım sektörü yavaş yavaş hasat mevsiminin sonuna yaklaşıyor. Ülkemiz zengin bir ürün çeşitliliğine sahip. Bu zenginliği aynı zamanda iklim çeşitliliğinde de görmek mümkün. Bu önemli avantaj ülkemize hemen hemen yılın her mevsiminde tarımsal üretim yapma şansını veriyor. Batı bölgelerimizde yılın ilk aylarında başlayan ekim dikim mevsimi, doğu bölgelerine doğru gidildikçe bahar ve yaz aylarına doğru yaklaşıyor. Aynı şekilde yediğimiz ve içtiğimiz gıdaların temel kaynağı olan tarım ürünlerinin hasadı da benzer bir seyir izliyor.

Su bol ürün almanın en temel bileşenlerinden biri...
Suyun da kaynağı yağmur ve kar.
Mevsim sonbahar, yağmur ve kar yağışının başladığı dönem.
Bu aylarda depolanacak suları yıl boyunca başta tarım olmak üzere farklı ihtiyaç alanlarında kullanıyor olacağız.

Yağmuru mümkün olduğunca bolca depolamamız gerekiyor.
Bunun için gerekli zeminin hazırlanması lazım.

Suyu kaybetmek başta temel gıda maddeleri olmak üzere, insan için elzem olan birçok şeyi kaybetmek manasına geliyor.

Her geçen gün artan şehircilik ve nüfus büyümesi başta toprak ve su kaynaklarını olumsuz etkiliyor.
Bu olumsuz durumu mümkün olduğunca minimuma indirmek için şehircilik planlamasının değişen durumları nazari dikkate alarak yeniden yapılması gerekiyor.

Bundan 20–30 sene öncesinin planlama anlayışı günümüz şartlarını ve ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak duruyor.
Geniş yollar, çok katlı binalar, küçük bir kasaba, hatta küçük bir il nüfusunu alacak kadar büyüklükte siteler kısa zamanda yapılarak hizmete sunuluyor.

Bunlara götürülmesi gereken altyapı hizmetleri; yol, su, elektrik, telefon, kanalizasyon, ulaşım ve son yıllarda doğal gaz yatırımları başı çekiyor.

Bu hizmetler yapılırken en büyük darbe tabii kaynaklara vuruluyor.
Su ve toprak ise bu olumsuz gidişten en fazla etkilenen ikili.
Yağmurlu havalarda dereler, hatta kısa süreli de olsa, oluşan nehirler boşa akıyor!
Mevcut altyapı su kaynaklarımızın temelini oluşturan yağmur sularını kabullenecek yapıya sahip değil. Yağan yağmur boşa akıyor. Bu dereciklerin toprağa verilmesi lazım.

Son yıllarda yeraltı su seviyeleri düşme trendine girmiş. Sondaj faaliyetlerinde suyu bulmak için her geçen yıl sürekli daha derine iniliyor.

Suyun kaynağı yağmur…

Ancak yağmurun düzenli yağması gerekiyor. Bu düzeni korumak mümkün değil. Yağış düzeni değiştiğinde ve beklenen aralıklarda düşmediği zaman kuraklık baş gösteriyor.

Yapılması gerekenin ise yağmurun verimliliğini artırmak, hasadını iyi yapmak olacak.

Aksi takdirde azalma trendine girmiş olan su kaynakları yok olabilir, gelecekte büyük su sıkıntıları çekilebilir.
Artan şehir nüfusu ve bu nüfusu doyurmak için gerekli olan su ihtiyacı her geçen gün artış gösteriyor. Giderek su arzı, talebi karşılayamaz duruma doğru gidiyor. Arzın talebi karşılayamadığı durumlarda su stresi ve su kıtlığı baş gösteriyor. Tedbirlerin bu duruma düşmeden alınması gerekir.

Bu nedenle yağan yağışı su havzalarında ve toprakta azami oranda tutmak için gerekli ortamı hazırlamak bir mecburiyet halini almış.

Daha fazla ürün hasadı için daha fazla yağmur hasadı yapmamız lazım.

Bunun için ise her kesime görev düşüyor. Bu konuda herkesin ve ilgili kesimlerin yapması gereken işler var.
Yapılacak yatırımlar bu anlayışa göre tasarlanmalı. Yağmur suyunun artık kanalizasyonlarla denizlere akıtılması yanlışlığından mümkün olduğu kadar kaçınmalı ve bu büyük israfa son vermenin alt yapısını hazırlamalıyız.

Bunun için de yağmur hasadı büyük önem taşıyor.