Maalesef
emperyalist güçler yeni bir Suriye, Afganistan ve benzeri ülke oluşturma
peşinde.
Henüz
daha demokrasiyle yeni tanışmış bir ülkede bir yıl içinde kirli oyunlarla
%50’nin üzerinde bir destekle iş başına gelmiş devlet başkanını görevden alınmasına
yardımcı oldular.
Bu
haksız ve kanunsuz duruma sessiz kaldıkları gibi açık bir destek vermekteler.
Emperyalist
güçlerin tek gayesinin sömürmek ve istediği gibi kullanmak; bu şablona
uymayanların, ne hukukuna, ne demokratik hakkına ve ne de meşru iradesine saygı
gösterilmediğini görüyoruz.
Mısır’da
haksız bir şekilde yerli işbirlikçi ve menfaatçilerin desteği ile darbe ile
görevden alınan devlet başkanı Mursi’den sonra taraftarlarınca başlatılan hak
arama gösterileri süresince şu ana kadar yüzün üzerinde kişinin hayatını kaybettiğini
öğreniyoruz... Ki bunların yakıp, yıkma ve saldırma gibi hiçbir olumsuz
davranışları olmamasına rağmen!
Sadece
demokratik taleplerini dile getirmek amacıyla yaptıkları eylem neticesinde ve
üstelik bir Müslüman ülkede dini vecibelerini yerine getirirken söz konusu katliamlar
yapılıyor.
Şimdi
bu durumda o insan hakları savunucuları bu vahşeti kınayacak bildiri üzerine
bildiri yayınlamaları gerekirdi, hani dut yemiş bülbül gibi sustular.
Ülkemizde;
hiçbir gerekçesi yokken terör estiren yakan, yıkan, maddi ve manevi zararlar
veren, kanun dışı eylemlerde bulunan üç beş çapulcuya
ikazlara rağmen güvenlik güçleri; su sıktı, biber gazı sıktı diye kıyameti
koparan sahte insan hakları savunucuları nerede, niye sesleri çıkmıyor.
Bunların
insan hakları, demokrasi savunuculukları tamamen sahte, bu değerlere kendilerine
lazım olduğu zaman, menfaatlerine geldiği zaman sahip çıkarlar; bu
değerlerin evrensel olduğunu, bütün insanlığa ait olduğunu unuturlar.
Çifte
standart ustalıkları hemen devreye girer.
Amaç
ne insan hakları ve demokrasi ve ne de hukukun üstünlüğü gibi insanlığın ortak temel
değerleri.
Maksat
yeni bir Afganistan, yeni bir Suriye oluşturmak, ülkesine kendi vatandaşına
karşı silah sıkan yakan yıkan yeni diktatörler oluşturmak.
Meşru
iradeye saldırmak, yok saymak suç sayılmıyor mu?
Hani
o güvenlik güçlerinin sert davranmasını kınayanlar, sureti haktan görünenler…
Bırakın
şiddet uygulama ve benzeri eylemlerde bulunmayı, Mısır ordusu göstericilerin sadece
en tabii hakları olan dini vecibelerini yerine getirenlere karşı ateş ederek
onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden oluyor.
Nasıl
olsa "Birleşmiş Milletler" emirleri altında...
Kararlar
menfaatleri doğrultusunda çıkacaktır. Suriye’de, Afganistan’da, Myanmar’da ve
daha dünyanın birçok ülkesinde Müslümanlar katledilmiş umurlarında mı?
İnsan
Hakları Örgütü’nün açıklaması ise Mısır ordusunu cinayete teşvik eder nitelikte!
Mısır’da
artmakta olan ölümlerin güvenlik güçlerinin acil eylem alması ile korunacağı
tavsiyesinde bulunuyor ve uygulanabilir bütün tedbirleri almalıdır, diye ilave
diyor. Bu açıklaması da bu sabah yaşanan katliamdan saatler öncesinde oluyor!
Yani
güvenlik güçlerini haksızlık karşısında direnen göstericilere karşı bir bakıma
silah kullanmaya zorluyor.
Ey
"insan hakları örgütü" bir yıldır yasal yollarla seçilmiş birine karşı gösteri yapan ve
bu gösterileri yayınlarıyla destekleyenlere karşı bir açıklama yaptın mı?
Kanunsuz
eylemler şimdi mi aklın geldi?...
CNN’nin
haberine göre ise Mursi taraftarlarının protestolarını barışçı bir şekilde
yapacaklarını, yetkililerin ise Tahrir meydanına sahte sakallı insanları şiddetti
kışkırtmaları için gönderdiğini iddia ediyor…
Ne
yazık ki Mısır çok çirkin bir oyunla karşı karşıya, dileriz yeni bir Suriye’ye
dönüşmez...