Mısır’ın
demokratik yolla seçilmiş liderinin uluslararası bir koalisyon marifetiyle
işbaşından alınmasının amaçları bundan sonra birer birer açığa çıkacak.
Koalisyon
güçlerinin yerli işbirlikçilerle yaptıkları hain oyunun perde arakası teker
teker açığa çıkacak ve kime hizmet etme amacını taşıdığı belli olacak.
Demokratik
yolla seçilmiş yönetimin Suriye’de yaşanan zulüm üzerine kapatılan Mısır
elçiliği tekrar açılacakmış, Mısır’ın darbe hükümeti bu yönde karar almış.
Demokratik
bir yolla seçilmiş bir yönetimi yasa dışı yollarla alaşağı edenlerin arkasında
kimler vardı?
Ağırlıklı
olarak dış güçler...
Bu
aynı zamanda bağımsız bir ülkenin içişlerine müdahale etmekten başka bir anlam
taşımıyor.
Yani
Mısır’da kukla bir yönetim, dış güçlerin kendi menfaatleri doğrultusunda hizmet
yapacak bir yönetim arzulanıyordu.
Netice
olarak emperyalist güçlerin arzusu hile ve desiseyle yerine geldi.
Emperyalist
güçlerin bir ülkenin bağımsızlığı üzerindeki çirkin emelleri ancak ve ancak bir
kukla yönetimle yerine gelir.
Sömürü
düzeni rahatsız olduğu hiçbir yönetimin iş başında durmasını istemez. Ancak ve
ancak emirlerine itaat edecek bir yönetim ister. Bunu nasıl yapar; o ülkedeki
birkaç satılmış, köle olmaktan kendini kurtaramayan birkaç kişi veya
organizasyonlar marifetiyle yapar.
Mısır
darbesinin arkasındaki asıl neden, yapılmak istenen, asıl gaye bağımsız bir
ülkeyi müstemleke haline getirmekten başka bir amaç taşımıyordu.
Emperyalist
güçler bu ülkenin bir yıllık bağımsızlığına tahammül edemedi.
Bu
süreç zarfında şer güçlerin karalama kampanyası ile içerdeki at gözlüğü takmış
olanlar ve menfaati gereği bağımsız bir yönetimden hoşlanmayanların desteği ile
askeri darbe yapıldı.
Bir
ülke halkının kendi ülkesi üzerinde oynanan çirkin oyunların farkında olmaması;
hedef saptırma, yanıltma sanatıyla dış güçlere peşkeş çekilmesi elbette hoş
karşılanacak bir durum değil, o ülke ve o ülkenin insanları adına üzüntü verici bir durum.
Şimdi
komşumuz olan ve ülkemizle en uzun bir sınıra sahip olan Suriye’de bilindiği
gibi üç yıldır bir vahşet, katliam yaşanıyor.
Üç yıldır uluslararası toplum ve
uluslararası kurumlar bu vahşeti, insanlık adına işlenen ve yapılan bütün haksızlıkları ve
cinayetleri zalim bir diktatörü korumak için görmezden gelerek, basit demeçler
ve sureti haktan görünerek cılız kınamalarla geçiştirdi. Yani bu vahşete
sudan bahanelerle göz yumdu!
Bu
yetmiyormuş gibi bir başka İslam ülkesini bu insanlık dışı duruma düşürmek için
çaba içine girdi.
Bu
hain emellerini yerine getirdikten sonra, emrindeki kukla hükümet vasıtasıyla Suriye’de
lağvedilen elçiliğini yeniden açma kararı aldı.
Bu
darbenin arkasında kimler vardı?
Uluslararası
toplum…
Kendi
ülkelerinde kesinlikle kabullenemeyecekleri bir fiili durumu çeşitli
bahanelerle alkışlayarak, bu hain ve haksız işi haklı göstermeye çalışıyorlar.
Mısır’ın
darbe hükümetinin Suriye’de almış olduğu elçiliği tekrar açma kararı açık bir
şekilde uluslararası toplumun, hem Mısırdaki darbeye açık bir desteğini
gösterdiği gibi, açık ve net bir şekilde de Suriye’deki vahşeti desteklemiş
olduklarını gösteriyor. İşte batı, işte sözde demokrasiden yana göründüğünü
söyleyen ve insan haklarından yana taraf olduğunu söyleyen batının gerçek yüzü.
Bunların
gerçek yüzü bu, hiçbir zaman hak ve hukuktan haz etmemişler ve fıtratları
gereği de edemezler.
Etmiş
olsalar bugün bazı İslam ülkelerinde kan gövdeyi götürmez, her fırsatta dillerinden
düşürmedikleri bu asil değerlere karşı bir samimiyetleri olsa kan gölü haline
getirmiş oldukları ülkeler bir günde sulh ve sükûna kavuşur.