9 Temmuz 2013 Salı

Darbe yönetiminden ilk açılım


 

Mısır’ın demokratik yolla seçilmiş liderinin uluslararası bir koalisyon marifetiyle işbaşından alınmasının amaçları bundan sonra birer birer açığa çıkacak.

Koalisyon güçlerinin yerli işbirlikçilerle yaptıkları hain oyunun perde arakası teker teker açığa çıkacak ve kime hizmet etme amacını taşıdığı belli olacak.

Demokratik yolla seçilmiş yönetimin Suriye’de yaşanan zulüm üzerine kapatılan Mısır elçiliği tekrar açılacakmış, Mısır’ın darbe hükümeti bu yönde karar almış.

Demokratik bir yolla seçilmiş bir yönetimi yasa dışı yollarla alaşağı edenlerin arkasında kimler vardı?

Ağırlıklı olarak dış güçler...

Bu aynı zamanda bağımsız bir ülkenin içişlerine müdahale etmekten başka bir anlam taşımıyor.

Yani Mısır’da kukla bir yönetim, dış güçlerin kendi menfaatleri doğrultusunda hizmet yapacak bir yönetim arzulanıyordu.

Netice olarak emperyalist güçlerin arzusu hile ve desiseyle yerine geldi.

Emperyalist güçlerin bir ülkenin bağımsızlığı üzerindeki çirkin emelleri ancak ve ancak bir kukla yönetimle yerine gelir.

Sömürü düzeni rahatsız olduğu hiçbir yönetimin iş başında durmasını istemez. Ancak ve ancak emirlerine itaat edecek bir yönetim ister. Bunu nasıl yapar; o ülkedeki birkaç satılmış, köle olmaktan kendini kurtaramayan birkaç kişi veya organizasyonlar marifetiyle yapar.

Mısır darbesinin arkasındaki asıl neden, yapılmak istenen, asıl gaye bağımsız bir ülkeyi müstemleke haline getirmekten başka bir amaç taşımıyordu.

Emperyalist güçler bu ülkenin bir yıllık bağımsızlığına tahammül edemedi.

Bu süreç zarfında şer güçlerin karalama kampanyası ile içerdeki at gözlüğü takmış olanlar ve menfaati gereği bağımsız bir yönetimden hoşlanmayanların desteği ile askeri darbe yapıldı.

Bir ülke halkının kendi ülkesi üzerinde oynanan çirkin oyunların farkında olmaması; hedef saptırma, yanıltma sanatıyla dış güçlere peşkeş çekilmesi elbette hoş karşılanacak bir durum değil, o ülke ve o ülkenin insanları adına üzüntü verici bir durum.

Şimdi komşumuz olan ve ülkemizle en uzun bir sınıra sahip olan Suriye’de bilindiği gibi üç yıldır bir vahşet, katliam yaşanıyor.
Üç yıldır uluslararası toplum ve uluslararası kurumlar bu vahşeti, insanlık adına işlenen ve yapılan bütün haksızlıkları ve cinayetleri zalim bir diktatörü korumak için görmezden gelerek, basit demeçler ve sureti haktan görünerek cılız kınamalarla geçiştirdi. Yani bu vahşete sudan bahanelerle göz yumdu!

Bu yetmiyormuş gibi bir başka İslam ülkesini bu insanlık dışı duruma düşürmek için çaba içine girdi.

Bu hain emellerini yerine getirdikten sonra, emrindeki kukla hükümet vasıtasıyla Suriye’de lağvedilen elçiliğini yeniden açma kararı aldı.

Bu darbenin arkasında kimler vardı?

Uluslararası toplum…

Kendi ülkelerinde kesinlikle kabullenemeyecekleri bir fiili durumu çeşitli bahanelerle alkışlayarak, bu hain ve haksız işi haklı göstermeye çalışıyorlar.

Mısır’ın darbe hükümetinin Suriye’de almış olduğu elçiliği tekrar açma kararı açık bir şekilde uluslararası toplumun, hem Mısırdaki darbeye açık bir desteğini gösterdiği gibi, açık ve net bir şekilde de Suriye’deki vahşeti desteklemiş olduklarını gösteriyor. İşte batı, işte sözde demokrasiden yana göründüğünü söyleyen ve insan haklarından yana taraf olduğunu söyleyen batının gerçek yüzü.

Bunların gerçek yüzü bu, hiçbir zaman hak ve hukuktan haz etmemişler ve fıtratları gereği de edemezler.

Etmiş olsalar bugün bazı İslam ülkelerinde kan gövdeyi götürmez, her fırsatta dillerinden düşürmedikleri bu asil değerlere karşı bir samimiyetleri olsa kan gölü haline getirmiş oldukları ülkeler bir günde sulh ve sükûna kavuşur.