Darbe karşıtı Mısırlılar ellerinden alınmış iradelerine saygı
duyulmasını ve bu haklarını geri almak için haftalardır meydan ve caddeleri
doldurarak gösteri yapıyorlar.
Ne yazık ki bir aya yakın bir süredir savundukları davalarında
bir ilerleme olmadığı gibi yüzlerce kayıp verdiler. Kazançları kan ve gözyaşı!
Bunca katliama rağmen dünya bu antidemokratik harekete darbe
demek istemiyor.
Başta ABD olmak üzere yapılan bu haksızlığa ve Mısır’ı göründüğü
kadarıyla bir kan gölüne çevirecek eylemler karşısında kimsenin sesi çıkmıyor.
Çünkü sömürgeci, emperyalist güçlerin istediği budur, hiçbir İslam
ülkesinde demokrasinin olmaması…
Sömürü düzenlerini ancak antidemokratik düzenlerde
yürütebilecekleri için, onlardan olumlu yönde bir şey beklemek akrepten bal
yapmasını beklemek kadar anlamsızdır.
Mısır halkının yapması gerek tek şey bir an evvel seçimlerin
yapılmasını sağlamak.
Aksi takdirde bu protesto gösterileri giderek ülkeyi daha da
zora sürükleyecektir.
Ülkeyi ikinci bir Suriye’ye çevirmemek için gerekli adımları
atmaları gerekiyor.
Bunun da yolu diyalogdur.
Meseleyi görüşmelerle çözüm yolunu tercih etmeliler.
Darbeyi yapanların arkasındaki güçler geri adımın atılmasını
istemezler.
Ne ABD’den, ne Avrupa Birliği ve ne de Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyinden bunlara fayda gelmez. Bu güçler çözüm isteselerdi
Suriye’yi çözüme kavuştururlardı, Filistin’i kavuştururlardı…
Darbe karşıtı Mısırlılar ellerine geçen fırsatı kaçırmış
oldular.
Emperyalist güçler bırakın Mısır’ı, ne kadar İslam ülkesi varsa
hepsini sokağa dökmek ister, onlara göre boyun eğmeyen İslam ülkeleri için en
uygun ortam istikrarsızlıktır, onlarla en iyi mücadele bu insanları birbirine
düşürmektir.
Sokağa dökülen bir ülkede hiçbir üretim yapılamaz, böylece
ekonomi kendiliğinden hızlı bir şekilde çöküşe gider.
Böyle giderse çökme noktasına gelmiş ekonomi iyice kötüye
gidecektir. Mısır halkı iyice fakirleşip perişan olacaktır.
Tunus’u, Libya’yı ve diğer İslam ülkelerini de bu ortama çekerlerse
ki bunun için uğraşıyorlar İslam dünyası iyice kaosa sürüklenmiş olur.
Bu katliam karşısında ne Avrupa Birliğinden ve ne de
diğerlerinden ciddi ve samimi bir kınama gelmez. Daha doğrusu sonuç getirecek
bir kınama gelmez, yapılanlar da laftan öteye geçmez. Eğer bunlar samimi isler
Güvenlik Konseyini toplasınlar darbe yönetimine ne yapması gerektiğini
söylesinler, Uluslar arası Ceza Mahkemesine suç duyurusunda bulunsunlar.
Ellerinde her türlü imkân ve güç var, Mısır’da Suriye’de yaşanan katliamları
durdurmak ellerinde ama gönülleri istemedikten sonra kınamalar sadece laftan
öteye geçmez. Emperyalist güçler para karşılığında Mısır ordusunu satın alarak Mısırlıları ve onların hür iradelerini katlettiriyor. Darbe yapan bir ordu da kendi milletinin değil başkalarının koruyucusu, maşasıdır! Sokak Mısır'ı kaosa sürüklüyor, Mısırlıların hedeflerine sokakla ulaşmaları zor görünüyor. Mücadelelerine bu şekilde devam etmeleri her bakımdan kendi aleyhlerine işlemiş olacak gibi görünüyor. Daha fazla kan dökülmeden seçimlerin en kısa zamanda yapılması için başka yolları denemeleri daha iyi olacak.