Gerek
ülkemiz üzerinde ve gerekse diğer İslam ülkelerinin üzerinde oynanmak istenen bitmek
bilmeyen kozları var.
Dış
güçlerin ülkemiz üzerinde istedikleri zaman kullanmak istedikleri malum
kozlardan bazıları; bir mezhep çatışmasına ortam hazırlamak, bir diğeri
ırkçılık yani etnik kimlik üzerinden hain emellerine ulaşmak. Bunları geçmişte
ülkemiz acı örnekleri ile yaşadı.
Bunların
haricinde ülkemizi ve diğer komşu ve yakın İslam ülkelerini bekleyen muhtemel
çatışmaya ortam hazırlayacak kozlar ise gıda ve su kaynakları olabilir. Ülkemiz
gerek su kaynakları ve gerekse sahip olduğu zengin ürün çeşitleri ve verimli
toprakları yine zengin iklim çeşitliliği ile bir ayrıcalık oluşturuyor. Gıda ve
su kaynakları gelecek yıllarda daha da önemini artıracak!..
Bulunduğumuz
coğrafya çatışmalara karşı hassas ve müsait bir yapıya sahip. Bu hassasiyetlerin
giderilmesi de bazı şartlara bağlı, barış süreci bu yönde atılmış önemli ve
hayati bir adım…
Bu
tür hassasiyetler sürekli gündemde tutularak gerek ülkemiz gerekse diğer İslam
ülkeleri asıl olması gereken gündemden hep uzak tutulmuş...
Mısır’a
baktığımızda bu ülke üzerinde hain emelleri olanlar var. Fakat o gösterilere
katılanlar bu inceliğin farkında değil.
Nil
nehri bu ülke ve nehrin geçtiği diğer İslam ülkeleri için hayat kaynağı. Zaman
zaman bu hususta Nil nehrine sınır olan ülkeler arasında gerginlikler ve sözlü
atışmalar yaşanıyor.
Ama
Nil nehri üzerinde asıl hain ve çirkin emeli olan bir başka devlet var. “Nil’den
Fırat’a” arzu ve emelini gerçekleştirmek isteyen bu devlet bu hain emelinden
vaz geçmeyecektir. Bugün Mısırda yaşananlar aslında bu hain emelin bir tezahürüdür.
Bu durum ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. Çizilen sınırın bir tarafı ülkemizde
bulunuyor. Nil’den Fırat’a kadar olan bu kısım bazılarının rüyalarından
çıkmıyor.
Bunun
için ülkemizde bugün 30 yılı aşan bir zaman süresince devam eden çatışmanın
barışla neticelenmesini gerek içerdeki birkaç işbirlikçi ve gerekse hain dış
güçler istemiyor.
Çünkü
hayalleri boşa çıkıyor ve temennimiz de böyle olmasıdır. Fırat bölgesinde bugüne
kadar yaşananlar, çekilen acı, maddi ve manevi kayıplar hep o hain emelleri
olanların işine yaramıştır. Hep onları sevindirmiştir.
Yaşanan
barış sürecinin tamamlanması ile söz konusu bölgemiz her bakımdan çok daha iyi
bir duruma gelecektir.
Sürecin
başlamasının hemen akabinde yatırımların artış eğilimine girmesi bunun açık bir
göstergesidir. Süreç tamamlandığında bu gelişmelere göre, bunun tabii sonucu olarak
yatırımlar daha da artacaktır…
Bu
inceliği öncelikle bölge halkının iyi anlaması, iyi fark etmesi gerekiyor… ki bu
olumlu gelişmeler kendileri açısından çok daha hayırlı ve yararlı neticelere
yol açacaktır…
Netice
olarak Mısır’daki gösterilerin asıl amacı belli, birilerinin değirmenine su
taşımaktan başka bir amaç gütmüyor. Bu inceliği de hem o gösterilere katılanlar
ve hem de muhalefetin iyi anlaması ve kavraması gerekiyor. Ülkelerini her geçen
gün zaafa düşüreceklerine demokrasinin kurum ve kurallarına saygılı olarak isteklerini
bu çerçeve içerisinde diyalog yolunu çalıştırarak dile getirmeleri gerekiyor…
Suriye’de
ise ülkenin zalim lideri yakıp yıkarak insanlarını öldürmeye devam ediyor, arkasına
aldığı güçlerle vahşetini sürdürüyor…
Irak’ta
patlamalar 10 yıldır devam ediyor, bu ülkenin yetersiz, dar görüşlü lideri
yıllardır ülkesini bu kaostan kurtaramadı.
Anlaşılan
o ki şer güçlerin hile ve oyunları bulunduğumuz bölgede bitmek bilmeyecek gibi görünüyor.
Huzurun, refahın tesisi ve sürdürülebilir olması ise olaylara at gözlüğü ile
değil de, geniş bir açıdan derinlemesine bakarak analiz etmeyi gerektiriyor. Yoksa
maddi ve manevi olarak anlamsız takıntılara takılıp kalma fayda yerine zarar getirecektedir!